1 MAYISA YİNE DEVLET ŞİDDETİ DAMGASINI VURDU

02.05.2014

1 MAYISA YİNE DEVLET ŞİDDETİ DAMGASINI VURDU

Dün İstanbul’da taksimde yapılmak istenen 1 Mayıs kutlamalarının başvuru yapılır yapılmaz yasaklandı. Arkasından provokasyon olacak gibi nedenlerle 1 mayısın Taksimde kutlanmasını engelleme çalışıldı. 1 Mayıs günü polis Taksim’e çıkan tüm girişleri kapatarak, toplanma noktalarını tutarak Taksime girmeye çalışan gruplara biber gazı, tazyikli su ve bilyelerle saldırarak işçi ve emekçilerin Taksim’e girmesi engellenmiştir. Alınan önlemler nedeniyle yalnızca işçi ve emekçilerin değil tüm İstanbullulara taksim yasaklanmış ve alana girmeleri engellenmiştir.

Ankara’da 1 Mayıs’ı Kızılay meydanında kutlamak isteyen gruplara izin verilmemiştir. 1 Mayıs günü Ethem Sarısülük’ün öldürüldüğü alan demir kafesle çevrelenmiş, Kızılay meydanının sıhhiye girişine ise demir kale örülmüştür.  Kolejde toplanarak Kızılay’a yürümek isteyen gruplara toplanma anından itibaren polis saldırısı başlamış bu saldırı şiddet ve göz altılarla devam etmiştir. Kızılay’daki Sokak aralarında polis saldırısı olmuş, sivil polisler kimlik sormuş ve gözaltına almıştır. Polis yetişkin, çocuk ayırmadan herkese şiddet uygulamıştır. İnsanları döverken polislere müdahale eden vatandaşlara gaz atılmış ya da tutuklanmışlardır. Polis şiddetini camlara vurarak durdurmaya çalışan kafelerde oturanlar yasak olmasına rağmen içeriye çok sayıda biber gazı atılarak cezalandırılmışlardır.

Daha önce de uyardığımız gibi herkesin toplanma ve gösteri yapma ve bu toplantıyı gösterinin amacına uygun yerde ve biçimlerde yapma hakkı vardır.  Devlet bu hakkı korumakla yükümlüdür ve bu hakkın kullanılmasını engelleyenleri suçlu olarak kabul eder ve bu kişilere yönelik cezai soruşturma başlatır. Gerek bu hak ve gerekse devletin görevi yasalar ve bağlı olduğumuz uluslararası sözleşmelerde ortaya konmakta ve korunmaktadır. Haklar ve devletin görevleri sayısız kez siyasal iktidara hatırlatılmış olmasına rağmen, hükümetin yasakçı ve saldırgan tutumu değişmemiş ve dünkü sonuç; boş meydanlar, biber gazı bulutlarıyla dolu sokaklar, sokaklarda karakollarda coplanan göstericiler, yani işkence olmuştur.

1 Mayıs 2014 de İstanbul da 3’ü avukat olmak üzere 266 kişi gözaltına alınmış, 4 kafa travması 1 kol kırığı 15-20 gaz kapsülü ile yaralanma, nedeniyle doktora başvurmuştur. Ayrıca binlerce kişi polisin cop, plastik mermi, tazyikli su, biber gazı ve gaz fişeğiyle yaralanmıştır. Ankara’da en az 105 kişi gözaltına alınmış ve 1’i çocuk 3 kişi ağır olmak üzere 25 kişi yaralanmıştır.

İzmir de ise 1 Mayıs kutlamalarının bitiminde dağılan kitleye biber gazlı ve coplu saldırıda bulunulmuş ve 36 kişi gözaltına alınmıştır. Aralarında polislerin de olduğu çok sayıda yaralı hastanelere kaldırılmıştır.

İHD İstanbul şubemizin 1 Mayıs günü yapılacak hak ihlallerini izleyeceğini İstanbul valiliğine bildirdiğimiz halde şubemizin görevlendirdiği yönetim kurulu üyeleri ve aktivistlerin özellikle taksim çevresinde izleme yapmalarına izin verilmemiştir. Kuruluşundan beri toplumsal olayları izleyen ve bu olaylarda ortaya çıkan hak ihlallerini rapor eden derneğimizin İstanbul’da görevini yapması üyelerimizin polis ablukasına alınmasıyla engellenmiştir. İçişleri Bakanlığı tarafından onaylanmış tüzüğümüzün hükmü olan “hak ihlallerini izleme” görevimiz engellenmiştir. Biz deneyimlerimizden biliyoruz ki ne zaman nerede İnsan hakları Derneği engellense orada o anda insanların hakları ihlal edilmektedir. 1 Mayıs’ta ortaya çıkan durum da bunu bir kez daha göstermiştir.

Ancak İnsan Hakları Derneği, tüm baskılara, yasaklamalara tehditlere ve üyelerimize yönelik şiddet ve yargı baskılarına rağmen çalışmasına devam etmiştir ve edecektir. Siyasal iktidar derneğimizi engellemeye son vermelidir.

Siyasal iktidarı insan hakları ve hukuka uygun davranmaya çağırıyor; 1 Mayıs 2014 işçi Bayramı kutlamalarını yasaklayanlar, işçilerin göstericilerin kent meydanlarına girmelerini engelleyenler, şiddet uygulayanlar hakkında bir an önce soruşturma açılmasını talep ediyoruz.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Bir cevap yazın