03.05.2014
“İNSAN HAKLARIYLA İNSANDIR”
11-19 Nisan 2014 Tarihlerinde Kafkas Üniversitesinde Meydana Gelen Öğrenci Olaylarına İlişkin Araştırma-İnceleme Raporu
OLAY :
11-19 Nisan tarihlerinde Kafkas Üniversitesinde Kürt öğrencilerle, ülkücü oldukları bilinen bir grup arasında birtakım olaylar meydana gelmiş, bu olaylarda her iki taraftan 12 öğrenci yaralanmış, tamamına yakını Kürt öğrenciler olmak üzere yaklaşık 20 kişi gözaltına alınmış, olaylarla ilgili 1 kişi tutuklanmıştır (halen tutuklu). Olaylar zinciri halinde gelişen vakıa Kars ilinde sosyal ve siyasi atmosferi oldukça germiş ve gergin bir süreç yaşanmıştır.
AMAÇ:
Meydana gelen bu olayların daha kapsamlı bir şekilde araştırılması gerektiği kanaatine varan İHD KARS Temsilciliğimiz resmi yetkililer, sivil toplum örgüt temsilcileri, mağdurlar, mağdurların aileleri, varsa görgü tanıkları ile görüşmek, araştırma ve incelemeler ile elde edilen bilgiler ışığında rapor hazırlamak, raporu ilgili ve yetkili kurum ve makamlara göndermek, kamuoyunun bilgilendirilmesi, çeşitli ulusal ve uluslararası mevzuatlarda güvence altına alınan hakların korunmasına katkıda bulunmak, olayların fail/ler hakkında gerekli soruşturmanın başlatılmasını talep etmek amacıyla Kars Temsilciliği üyelerinden oluşan bir İnsan Hakları Heyetinin oluşturulmasını kararlaştırmıştır.
İLK GİRİŞİMLER VE HEYET ÇALIŞMALARI
İHD Kars Temsilciliği olarak bu olayların kamuoyuna yansıması neticesinde resen harekete geçmiştir.
Kars Temsilciliğimizden Ahmet ADIGÜZEL 14 Nisan Pazartesi günü Üniversite yerleşkesine gitmiş ve özel güvenlik görevlileri tarafından “hiçbir sivili yerleşkeye almıyoruz “ denilerek yerleşke içine alınmamış, ardından il Emniyet Müdürü”nün girişimi ile yerleşke içine İHD Kars Temsilcimiz alınmıştır. Olayların gelişmiş olduğu yerde gözlemlerde bulunmuş ve İl Temsilciliğimizi bilgilendirmiştir. Olayların gözlemine dayalı olarak İHD Kars Temsilcilerimizden Ahmet ADIGÜZEL’in ön raporu doğrultusunda İl Temsilciliği Yönetimi tarafından değerlendirmeler ve incelemeler başlatılmıştır.
HEYETİN OLUŞUMU
” İnsan Hakları Heyeti;
İHD Kars Temsilcilisi Av. Onur GÜNDOĞDU İHD Temsilcisi Ahmet ADIGÜZEL İHD Kars Temsilciliği üyesi Av. Bişar ALINAK, İHD Kars Temsilciliği üyesi Av. Ömer ÇAPKURT’ tan oluşmuştur.
HEYETİN YAPTIĞI GÖRÜŞMELER
(TANIK – MAĞDUR BEYANLARI)
Feyyaz AYIK: 12 Nisan akşam saat 20-21 sularında evimizden dışarı çıkarak bazı ihtiyaçlarımızı karşılamak ve gezmek için dışarı çıkmıştık. Bir arkadaşımız bizden önde dışarı çıktı. Önümüzde yürüyordu. Birden önde yürüyen arkadaşımızın bize doğru koşarak “Koşun” diyerek bağırmaya başladığını gördük. Biz iki arkadaş evin merdivenden aşağıya iniyorduk. Arkadaşımızın bağırmasıyla evimize doğru kaçmaya başladık. Kaçarken son gelen arkadaşımız binaya ait olan dış kapıyı kapatarak bize yetişmeye başladı. Kapıyı kapattıktan sonra dışarıda neler oluyor diye merak ederek dışarıya doğru bakındık. Dış kapının önünde ellerinde satırlar ve kesici aletler olan 5-6 kişilik grup gördük. Kim olduklarını bilmiyorum.
Gruptakiler dış kapıyı zorlamaya başladılar. Daha sonra dağılmaya başladılar. Tam dağıldıkları anda bir polis ekibi kapıya doğru gelmişti.
Gelen polis ekibi evimize yönelerek baskın yaptılar. Hepimizi dışarı çıkardılar. Ferit ŞAHİN ismindeki arkadaşımızı gözaltına aldılar. Herhangi bir darp söz konusu olamadı. Arkadaşımızı hangi gerekçe ile gözaltına alındığını polisten öğrenmeye çalıştık. Polis bize karakola gelirsek öğrenebileceğimizi söyledi. Biz karakola gitmedik. Sabaha doğru arkadaşımızı bıraktılar.
İsmininin tutanaklarda geçmesini istemeyen T.Y: 13 Nisan Pazar günü öğleden sonra yapılacak sınavımız için saat 11 gibi evden çıkarak fakülteye gittim. Fakültemizin önüne geldiğimde sınav yerlerimiz belli oldu. Sınavın yapılacağı salona girdim. Sınavımız başladı. Ben sınavımı bitirip dışarıda aynı fakültede olan arkadaşlarımı beklemeye başladım.
Dışarıda polis ekipleri bekliyordu. O anda dışarıda bulunan 5-6 arkadaşımızı polis gözaltına aldı ve bazı arkadaşlarımızı darp ettiğini gördüm. Arkadaşlarımızdan biri de olup biteni kameraya alırken sivil bir araç polislerin önünde durdu ve polislerin gözü önünde içinde sivil olduğunu düşündüğüm kişilerden 5-6 kişi araçtan indi. Ellerinde sopalar ve satırlar vardı.(Zaten öğrenci olup araç sahibi olacak üstüne üstelik plaka 36 ile başlayacak bir öğrenci olamaz ) Yerelden olduğuna kanaat getirdiğim bu kişiler polisin gözü önünde bize saldırmaya başladılar ve bizde fakülte binasına kaçmak zorunda kaldık. Arkamızdan binaya giren bu şahıslar derslikleri bastıklarını sonradan öğrendim.
Yener ERTAÇ: KÜ Fen Edebiyat Fakültesinde Tarih bölümü 2.öğretim 1.sınıf öğrencisiyim. Arkadaşlarımla evdeydik. Arkadaşım Adem CAVLANLAR okulda polis tarafından darp edildiğini ve hastanede olduğunu telefonla bana söyledi. Bizde arkadaşımıza yardımcı olmak için Kars Devlet hastanesine gittik. Hastaneye gittiğimde ülkücü bir grubun satırlı ve bıçaklı saldırısına uğradık. Bize saldıran grup içinde öğrenci olmayan kişilerde vardı. Saldırı sonucu vücudumun değişik yerlerinde bıçak ve kesici aletlerden darbe alarak yaralandım. Polise şikâyetçi olduğumu söylememe rağmen hiçbir işlem yapılmadı. Şu ana kadarda yapıldığını düşünmüyorum.
Adem CAVLANLAR: Ben KAÜ İİBF bölümü 3.sınıf öğrencisiyim.13.04.2014 Pazar günü saat 16:00 da başlayacak olan Ekonometri sınavı için okula gittim. Sınavıma girdim. Yaklaşık bir saat sonra sınavdan çıktım. Okul binasında 3.kattan 1.kata doğru inmeye başladım. Giriş katına inerken polisleri gördüm. Hiç bir şeyden haberim olmadığı halde ve hiçbir uyarı yapmadan bana saldırdılar.
Sağ kaşım açıldı. Vücudumun çeşitli yerlerinde darptan dolayı morluklar vardı. Polis beni darp ettikten sonra ben Kars Devlet Hastanesine gittim ve bana yardımcı olmaları için ev arkadaşıma telefon açtım. Hastane girişinde arkadaşlarımın geldiğini gördüm ama o sırada onlara saldırı yapıldığını gördüm. Yaralı ve korktuğum için herhangi bir şey yapmadım. Gruptakilerin elinde satır ve bıçaklar vardı.
Emrullah PİŞKİN: (11.04.2014 )Üniversite arkadaşım olan Rahim’in evinde oturuyorduk. Sonra birlikte dışarıda karnımızı doyurmak üzere çıkmaya karar verdik. Akşam saat 22:00 sularıydı. Evden çıkıp şehir merkezine doğru yürümeye başladık. Çamlıca marketin önünde bir grup beklemekteydi. Bizi görmüş olacaklar ki birden Çamlıca Market’ten sopalar, bıçak ve satırlarla bana ve arkadaşım Rahim’e yöneldiler. Bana on kişiye yakın bir kalabalıkla saldırdılar. Bana saldıran gruptakilerin bazılarının elindeki sopaların ucunda bıçak veya neşter olduğunu tahmin ettiğim kesici aletler takılıydı. Çünkü sopayı bana doğru savurduklarında elimin kesildiğini anladım. Sopa darbeleri aldım. Rahim karnından bıçak darbesi aldı. Bize saldıran grup kendiliğinden dağıldı. Zaten Rahim’in karnından bıçak darbesini aldığını o anda fark ettim. Rahim’i hastaneye yetiştirdim. Hastanede bizi polis gözaltına alarak ertesi sabaha kadar yaralı olarak nezarette tuttular.
Polise verdiğimiz ifadelerde de Çamlıca marketin bize saldıran grubun sopa ve bıçak gibi saldırı aletlerini sakladıklarını ve bize saldıran grubun içinde okuldan olan Ozan MERT ve Arif GÜREL ‘in de yer aldığını, Ozan MERT’in Rahim’i bıçakladığını ifade etmemize rağmen herhangi bir işlem yapılmadığı gibi ikimiz de şehir dışına çıkma yasağı verildi.
Y.İ (ismini vermek istemeyen bir öğrenci): 11.04.2014 Pazar günü yurtta kalıyordum. İlahiyat Fakültesinde okuyorum. Bizim fakültenin ders notları eğitim fakültesine bırakıyorlar. Ben de ders notlarımı almak üzere yurttan çıkıp Eğitim Fakültesine gittim. Zaten Eğitim Fakültesi yolumun üstü. Eğitim Fakültesi ve Sağlık Yüksek Okulunun önünde bir kalabalık gördüm. Tam eğitim fakültesinin önüne geldiğim vakit durup karşıdaki görüntüyü izlemeye başladım. Olayı anlamaya çalıştım ne oluyor diye. Zaten o sırada poliste yoğun güvenlik önlemi almıştı. Bir anda bir araç polisin olduğu yerde eğitim fakültesinin yanında gelip durdu. Araçtan inen eli satırlı ve bıçaklı muhtemelen boylarından ve yaşlarından öğrenci olmadıklarını tahmin ettiğim beş altı kişi araçtan indikleri gibi küfür ve bağırışlar içinde sağa sola saldırmaya başladılar. Bu kişiler direk eğitim fakültesinin önüne yönelerek orada bulunan bütün insanlara bağırmayın “lan” şeklinde seslenerek saldırmaya başladılar. O arada bende olayı anlamaya çalışan bir kişi olarak saldırının bana da yöneleceğini düşünmedim ve bu yüzden beklememe devam ettim. Kişilerin hızlı bir şekilde saldırmaları devam ederken eğitim fakültesinin önündeki bütün insanların fakültenin içerisine kaçtıklarını gördüm. Ben de her ne kadar olayı anlamasam da, olayla bağlantım olmasa da karşıdan gelen saldırganlara karşı tek çaremin eğitim fakültesine girmenin olduğunu düşündüm. Her ne kadar geç davranmış olsam da bende eğitim fakültesine yöneldim. Fakültenin merdivenlerini çıkarken arkadan bana bir şey değdiğini fark ettim. Ben içeriye girdim, fakat saldırganlar peşimi bırakmadı. Kendimi ikinci kata kadar atabildim. O an olayın sıcaklığından olsa gerek bıçaklandığımı fark etmemiştim. Birden bacağımda bir sıvının aktığını fark ettim. Sonra bakınca bıçaklandığımı da gördüm. Ondan sonra hiçbir tanıdık arkadaş olmadığı için koridorda bulunan sandalyelerin üzerinde oturmaya başladım. Gittikçe kan kaybedip gözümün kararıp, başımın döndüğünü hissettim. Yanıma yaklaşan bir öğrenci arkadaş neyimin olduğunu sormak için yanıma geldi. Bıçaklandığımı söyledim, bunun üzerine polislere seslenerek benim bıçaklandığımı söyledi. Sivil bir polis “bırak kalsın bir şey olmaz” dedi. Polis bütün fakültenin içerisini boşaltıncaya kadar 45 dakika geçti. Artık kendimde değildim, sonradan okul yönetimi ambulans çağırarak beni araştırma hastanesine kaldırdılar. Burada bacağıma dikiş atılırken hastane görevlisi bana “sen hangi taraftansın” diye soru sordu. Bende hiçbir taraftan değilim, öğrenciyim ve saldırıya uğradığımı söyledim. Bacağıma dikiş atılırken çok ağrılar hissettim. İşlem bittikten sonra beni daha sonra devlet hastanesine sevk ettiler. Orada ki doktor atılan dikişin düzgün olmadığını ve yeniden dikişlerin atılması gerektiğini söyledi. Ben ilk dikiş atıldığında yaşadığım acıların aynısını tekrar yaşamaktan korktuğum için buna ilk etapta karşı çıktım. Sonra doktorun ısrarıyla yeniden dikiş atıldı. Uyuşturucu iğne yapılmış olması nedeniyle hiçbir ağrı hissetmedim. Bundan da anladığım kadarıyla Araştırma hastanesinde atılan dikişlerin uyuşturucu iğne ile yapılmadan atıldığını anladım. Hastane de polise ifade verdim ve beni bıçaklayan kişiler hakkında suç duyurusunda bulundum. Benim yaptığım suç duyurusundan hiçbir sonuç çıkmazken, istirahatta olduğum sırada yurtta hakkımda soruşturma başlatıldığını ve yurttan atılacağımı duydum. Beni yaralayan hakkında herhangi bir işlem yapılmazken, bana gelen kâğıtta “kasten öldürmeye teşebbüs” suçuyla suçlanmam gerekçesiyle yurttan atılmam gerektiği söylenildi bana. Eğitim fakültesinde ki güvenlik kamerası görüntülerini istememize rağmen henüz bir şey çıkmamış ve suçlu olduğum da hiçbir şekilde anlaşılmamışken yurdun benim hakkımdaki bu kararını kabul etmiyorum.
S.G (Adını vermek istemeyen bir öğrenci) Olay ilk olarak Hemşirelik Yüksek Okulu ‘nda başladı. İlk olarak Ülkücüler ile Kürt öğrenciler arasındaki gerginlikte polis bunu engellemeye çalıştıysa da ülkücü grubun elinde satır, bıçak ve sopa vardı. Polis bu saldırı aletlerini gördüğü halde hiçbir şey Ülkücü grubu bu haliyle araçlara bindirmek istediler, fakat bizim arkadaşların olduğu yöne doğru birden saldırıya geçtiler. Polis bu saldırı karşısında seyirci kaldı. Üniversite güvenlik görevlileri de kapıyı açıp onları Fakülteye aldı ve polis gibi olaya seyirci kaldı. Sınavın içinde hoca olmasına rağmen sınavda arkadaşlarımıza saldırdılar.
A.L (Adını vermek istemeyen bir öğrenci) 13.04.2014 Pazar günü ben servise bindiğimde iki arkadaşım serviste karşılaştık. Okulda bir arkadaşımla buluşacaktım. Biz kampusta indik.Diğer iki arkadaşım Eğitim Fakültesinin önünde sigara içerken bende az ileride başka bir arkadaşımla sohbet ediyordum.Eğitim Fakültesinin önünde 3 tane ülkücü öğrenci birbirilerine bakarak telefon görüşmesi yapıyordular. Ben arkamı dönüm kendi arkadaşlarıma dönüp baktığım anda 3 ülkücünün saldırıya geçtiklerini gördüm. Ellerinde bıçak ve sopalar vardı. Elimizde kendimizi savunacak bir şey olmadığı için mecburen kaçmaya başladık. İki arkadaşımın Hemşirelik Yüksek okuluna girerken, bende fırsat bulamadım ve yandaki inşaata girdim. O sırada saldırganlar arkadaşlarımın arkasından Hemşirelik Yüksek okuluna girerek sıkıştırmaya başladılar. Saldırı anından sonra (yaklaşık on dakika içinde ) olay yerine polisler geldi. Polisler bize saldıranları değil de bizi gözaltına aldılar. Bizi gözaltına aldıkları sırada olay yerine 25-30 kişilik ülkücü grup toplanmaya başladı. Hepsinin elinde satır ve bıçaklar vardı. Polisler bizi coplayarak ekip arabasına bindirdikleri anda grup linç girişiminde bulundu. Polisler bunlardan hiçbirini gözaltına almadı. Polisler bizi ekip otosunda bekletilirken, Eğitim Fakültesinden çıkan eli sopalı bir grubun, birkaç kişiyi kovaladığını gördüm. Bu eli sopalı grubun bir kişiyi bıçakladılar. Tüm bu gelişmeler hem polisin gözü önünde olurken aynı zamanda okul güvenlik görevlilerinin gözü önünde oluyordu.
Abdurrahim KAYA: 11.04.2014 saat 22.00 sularında arkadaşım Emrullah evimizden dışarıya yemeğe çıkarken bizim oturduğumuz evin civarın biraz ötesinde 20 kişilik bir grubun saldırına uğradık. Ben ve arkadaşım bıçak darbesi alarak yaralandık. Ben bıçak yaram daha kötü olduğu için arkadaşımın yardımı ile hastaneye kendi imkânlarımızla gittik. Bir saat hastanede ya kaldık, ya kalmadık hemen sonra polisler bizi karakola götürdüler ve sabaha kadar tutulduk. Sabah saatlerinde bizi bırakıldık. Biz ifadelerimizde bizi yaralayanlardan şikâyetçi olmamıza rağmen hiçbir işlem yapılmadı.
Benim bıçaklandığımın akşamı aynı evi paylaştığımız diğer üç arkadaşımız yaşanan gelişmelerden haberdar olmadıkları halde gözaltına alınıyor. Arkadaşlarım salt kimliklerinden dolayı gözaltına alınmıştır. Arkadaşlarım sokak ortasında polis tarafından darp edilerek alınıyorlar ve onlarda sabaha kadar gözaltında kalıyorlar.
Olaydan sonraki gün polisler evimize gelerek suçlu muamelesi yaparak fotoğraflarımızı çektiler. Bize savcının talimatı ile 5 arkadaşımıza da şehir dışına çıkma yasağı olduğunu söylediler. Sanki bıçaklanan ve saldırıya uğrayan biz değilmişiz ve suçlu bizmişiz gibi muameleye maruz kaldık.
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE BENZERİ KURUMSAL GÖRÜŞMELER
İl Temsilcilerimizden Av. Onur Gündoğdu tarafından gözlem ve izlenimleri ile görüş ve önerileri alınmak üzere Kars Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Sayın Yaver Özcan ile görüşülmüş kendisi konu hakkında ayrıntılı ve oldukça açıklayıcı bilgiler vermesine rağmen bu beyanlarının rapor hazırlanması aşamasında kayda geçirilmemesini talep etmiştir. Bu nedenle Sayın Başkanın konu ile ilgili beyanları raporumuza taşınmamıştır. Ancak genel anlamda öğrencilerin içinde bulundukları bu atmosferden duydukları rahatsızlığı dile getirmiş bir an önce sağduyu hâsıl olmasını istediklerini dile getirmiş ve olayın taraflarının sadece öğrenciler olmadığını aynı zamanda gerek üniversite öğretim görevlilerinin gerekse esnafında bu olaylarda parmaklarının olduğu özetle dillendirilmiştir.
Yine, İl Temsilcilerimizden Av. Onur Gündoğdu tarafından gözlem ve izlenimleri ile görüş ve önerileri alınmak üzere; Ülkü Ocakları Kars İl başkanı ve bu dernek faaliylerine katılan aktif dernekli öğrenciler ile olayda yaralanan veya bir şekilde mağdur olan üniversite öğrencileri ile de görüşmek istenmiş isede tüm ısrarlı girişimlere rağmen bu gurup ve yapıdan olan hiç kimse görüşme talebine olumlu cevap vermemişlerdir.
Kafkas Üniversitesi yetkilileri ile İl Temsilcilerimizden Ahmet Adıgüzel arasında yapılan görüşmelerde ise Kafkas Üniversitesi yetkililerinden olup adını vermek istemeyen bir kişinin beyanları ise şöyledir.
X Yetkili: Her ne kadar bu olaylar sadece öğrenci merkezli gözükse de özellikle üniversitede yakın zamanda yapılacak olan Rektörlük seçimleri nedeni ile öğretim görevlilerinin de azmettiriciliği mevcuttur. Zira birtakım öğretim görevlisinin kendisine daha fazla yandaş bulma ve ön plana çıkmak gibi siyasi ve akademik gayeleri bu sorunu kısmen yaratmış kısmen de devamına neden olmuştur. Olayların yatışması veya engellenmesini sağlamakla görevli polislerin bu görevlerini yerine getirmeleri beklenemez çünkü özellikle ülkücü gençlerin yegâne dayanağı polistir. Birçok ülkücü sivil ve öğrenci polislerin koruması altında her türlü hukuksuzluğu yapmakta ve korundukları içinde engellenememektedirler. Özetle hem Öğretim görevlileri hem de polis olayların müsebbipleri arasındadır.
HEYET ÜYESİ AV. ÖMER ÇAPKURT’ UN OLAYLARLA ALAKALI YAPTIĞI İNCELEME SONUCUNDA HEYETİMİZE AKTARDIĞI BİLGİLER ŞÖYLEDİR
Olayların ilk başladığı gün olan 11 Nisan 2014 Cuma Günü saat 21.00 civarı Şehir Merkezinde Caferi cami olarak bilinen Hz. Ali Cami Civarında 15-20 kişilik ülkücü grup Kafkas Üniversitesinde okuyan 2 Kürt öğrenciye bıçak, satır, sopa vb kesici aletlerle saldırmıştır. Bu saldırı neticesinde Kürt öğrencilerinden biri karnından diğeri de elinden bıçaklanmıştır. Olayların yaşandığı yer aynı zamanda Kürt öğrencilerin yoğun olarak ikamet ettiği bir yerdir. Bu olayı gören Kürt öğrenciler arkadaşlarına haber vermek suretiyle sayıca daha fazla toplanmış diğer grubu kovalamaya başlamış yakaladıkları Oğuz Güngör isimli ülkücü bir şahsı feci şekilde darp etmişlerdir. Bu şahsın öğrenci olmadığını belirtmekte de fayda var. Yine bu olayla alakalı olayın yaşandığı yerde market işleten bir esnafın ülkücü tarafa saldırıda kullanmaları amacıyla bıçak, satır, sopa vb aletleri temin ettiği ve yine işyerinde bu aletleri sakladığı Kürt öğrenciler tarafından bildirilmiştir.
Olayın ertesi günü yani Cumartesi günü öğrenciler sınav için okullarına gitmiş okulda gerginlik devam etmiş, Kolluk kuvvetleri üniversite içinde önlem almıştır. Aynı gün ülkücü öğrencilerin bir kaç Kürt Öğrenciyi sınava sokmadığı haberinin duyulması üzerine, yerleşke içerisinde Kürt öğrenciler toplanmış Bdp li yöneticilerin yerleşke içerisine gelmesiyle polis amirleriyle yapılan müzakere neticesinde Kürt öğrencilerin kortej halinde yürüyerek yerleşkeden çıkmaları konusunda anlaşılmış fakat buna rağmen kolluk kuvvetleri tarafından öğrencilere müdahale edilmiş ve iki öğrenci yakalanıp darp edilmiştir.
13 Nisan Pazar günü Ellerinde Satır ve döner bıçaklarıyla bir grup eğitim fakültesi önünde Kürt öğrencilere saldırıda bulunmuştur. Bu saldırılar fakülte içindeki ve dışındaki kameralarca görüntülenmiştir. Bu görüntülerde Kars Ülkü Ocağı Başkanı tarafından kullanılan bir araçtan inen en az yedi kişi oldukları belirlenen şahıslar az önce de belirtildiği gibi ellerinde bıçaklar, satırlar, döner bıçaklarıyla koşarak fakülte içerisine doğru gittikleri görülmüş olayın devamında da fakülte içerisinde bir bıçaklanma hadisesi oluşmuştur. Bıçaklanan şahıs öğrenci olup ülkücü grup içerisinde yer aldığı bilinen biridir. Bu olayla alakalı en az yirmi Kürt öğrenci gözaltına alınmış bu gözaltılar neticesinde iki öğrenci savcılıkça iadesi alındıktan sonra tutuklama istemiyle Mahkemeye çıkarılmış ve Barış ALTUNEL isimli Kürt öğrenci tutuklanmıştır. Halen Cezaevinde tutuklu bulunmaktadır. Bıçaklanan şahıs ise hayati tehlike arz edecek şekilde yaralanmış daha sonra da durumu iyileşmiş ve taburcu olmuştur. Bu olayla ilgili soruşturma savcılık makamınca yürütülmektedir.
Yukarıda bahsedilen olayla alakalı Adem CAVLANLAR isimli Kürt öğrenci Polis tarafından darp edilmiş bu öğrenci yaralama neticesinde Kars Devlet hastanesine kaldırılmış, aynı grup olayı duyunca bu sefer hastaneye iki araçla gelerek yine ellerinde kesici aletlerle 3 Kürt öğrenciyi darp etmişlerdir. Ardından Kars Devlet Hastanesindeki güvenlik kameralarına yansıdığı üzere araçlarına binerek hızla uzaklaşmışlarıdır. Bu olayla alakalı kamera görüntüleri olmasına ve hastanede emniyet amirleriyle izlememize rağmen bu saldırı olayı soruşturma dosyasına dâhil edilmemiştir.
KANAAT ve SONUÇ
Kanaat;
Heyetimiz, resmi yetkililer, STÖ yöneticileri, mağdurlar ve görgü tanıklarıyla yaptığı görüşmeler sonucunda;
1- 11 Nisan tarihinden itibaren meydana gelen saldırı ve yaralanma olayların faillerini belirlenirken emniyet yetkilerinin Kürt Öğrencilere karşı taraflı davrandığı
2- Gerek öğrencilerden alınan bilgilere gerekse görüşülen bütün taraflarla edinilen bilgilerden elde edilen bilgilere göre bu saldırılarda ülkücü diye tabir edilen kesimin çoğunluğunun öğrenci olmadığı ve Karsttaki çok az sayıdaki Esnaf ve diğer yerel kesimlerden müteşekkil bir grup olduğu
3- Bu olayların asla herhangi bir siyasi partiye veya etnik gruba mal edilmeyeceği hatta bu olaylardan dolayı Azeri esnafın rahatsız olduğu ve rahatsızlığını da dile getirdiği
4- Üniversite içindeki bir takım akademisyenlerin ülkücü kesim lehine taraflı davrandığı, bilim insanı etiğine yaklaşmayacak biçimde olaylara bizzat müdahil ve taraf oldukları
5- Üniversite yerleşkesine dışarıdan kimselerin satır, bıçak, sallama denilen aletlerle girilmesine göz yumulduğu bu konuda gerekli ve yeterli önlemlerin alınmadığı
6- Bu olaylarla alakalı adli bir soruşturma bile başlanılmamışken Yurt- kur müdürlüğü tarafından Bu olaylar sebep gösterilerek bazı Kürt öğrencilerin suçlu gösterilerek yurtla ilişiklerinin kesildiği ve yurttan atıldıkları
Gözlemlenmiştir.
Sonuç
Heyetimiz, Kars ilinde 2013-2014 öğretim yılı döneminde yaşadıkları olayların, geçmişte başka il / üniversitelerimizde yaşanan olaylar gibi daha da kötü sonuçlar doğurmaması için kurumların yasal görevlerini hangi gerekçeyle olursa olsun ayrımcılığa sebebiyet vermeden eşitlik ilkesine uygun olarak yerine getirmeye, başta can güvenlikleri olmak üzere öğrencilerin eğitim/öğretim haklarını gerçekleştirmeye olanaklı kılacak bir ortamı sağlamaya davet etmektedir.
Kamuoyuna saygı sunulur.
İHD KARS TEMCİLİĞİ KOMİSYON ÜYESİ |
İHD KARS TEMCİLİĞİ KOMİSYON ÜYESİ |
İHD KARS TEMCİLİĞİ KOMİSYON ÜYESİ |
İHD KARS TEMCİLİĞİ KOMİSYON ÜYESİ |
Ömer ÇAPKURT |
Ahmet ADIGÜZEL |
Onur GÜNDOĞDU |
A.Bişar ALINAK |