2012 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Türkiye, Kanada ve Peru’nun girişimleri sonucunda kız çocuklarına karşı ayrımcılığın önlenmesi ve onların insan haklarından tam ve etkili bir şekilde yararlanmalarını sağlamak amacıyla 11 Ekim’i “Dünya Kız Çocukları Günü” olarak ilan etti.
Dünya Kız Çocukları Günü, kız çocuklarının dünyanın her yerinde karşılaşmakta olduğu toplumsal cinsiyet eşitsizliği, eğitim, sağlık ve sosyal haklara erişim sorunlarına vurgu yapmak amacıyla her yıl 11 Ekim’de kutlanmaktadır. Bu özel günün amacı; kız çocuklarının güçlenmesi için yapılan sosyal, ekonomik ve siyasi yatırımların arttırılması yoluyla var olan yoksulluk, şiddet, dışlanma ve ayrımcılığın önüne geçilmesini sağlamaktır.
Birleşmiş Milletler tarafından 2015 yılında düzenlenen Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesinde benimsenen ve 193 ülkenin onayladığı “2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi” başlıklı bildiride de belirlenen hedefler içerisinde “Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve kadınların ve kız çocuklarının toplumsal konumlarını güçlendirmek” başlığıyla yer verilerek konuya özel önem atfedilmiştir.
Küresel çapta kız çocuklarının yaşadığı sorunların ele alınıyor olması bir yönüyle sorunun büyüklüğünü gösterirken bir yanıyla da sorunun çözümü konusunda geniş bir iş birliğinin olduğunu ortaya koymaktadır.
Erken yaşta evlendirilme, ücretsiz ev işlerinde çalıştırılma, eğitim olanaklarından daha az yararlanma, sağlık ve sosyal haklara erişim sorunlarının yanı sıra yaşanan yerel ve bölgesel çatışmaların birincil mağduru olma gibi ortak sorunlar, dünya genelinde kız çocuklarının yaşadığı güncel sorunlar arasındaki yerini halen korumaktadır.
Türkiye, Dünya Kız Çocukları Günü’nün kabul edilmesinde öncülük eden ülkelerden birisi olmakla birlikte kız çocuklarının yaşadığı sorunlara halen köklü çözümler bulunamamıştır. 2016 yılı nüfus istatistiklerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 28.7’sini (22 milyon 891 bin 140 kişi) 0-17 yaş arasındaki çocuklar oluşturmaktadır ve bu sayının yarısını kız çocukları oluşturmaktadır. Ülkemizdeki yoksul fertlerin %44’ü çocuklardan oluşmaktadır. Çocuklar arasında kız çocuklarının yoksulluğu daha fazladır. Ücretsiz ev işlerinde çalışarak ailesini destekleyen çocukların sayısı da 7,5 milyon civarında. Çalışan kız çocuklarının 6-14 yaş arasında olanlarının % 75’i tarım, % 16’sı hizmet ve % 8’i sanayi sektöründe çalıştırılmakta.
Okullaşma oranlarının son yıllarda artması ile birlikte bölgesel olarak okullaşma oranları arasında önemli farklar devam ettiği gibi kız çocuklarının bazı bölgelerdeki okula devam etme oranları oldukça düşük: 2016 yılı verilerine göre; Türkiye genelinde kız çocuklarının liseye gitme oranı yüzde 79,26. Bu oran bazı bölgelerde Türkiye ortalamasının çok altında kalmaktadır.
2016 yılı verilerine göre yaklaşık 600 bin resmi evliliğin 27 bin kadarını çocuk evlilikler, bu sayının 25 bin kadarını kız çocuk evlilikleri ve 2 bin kadarını da erkek çocuk evlilikleri oluşturmaktadır. 2002 yılından 2017 yılına kadar resmi çocuk evliliği oranları yüzde 7,3’ten yüzde 4,6’ya gerilemiş görünmekle birlikte resmi olmayan evlilikler yoluyla anne olan çocuk istatistikleri, kayıtlara girmeyen çocuk evliliği oranlarının halen yüksek olduğunu göstermektedir. Bazı bölgelerde çocuk yaşta evlilik oranlarının ciddi boyutlarda olduğu gözlenmektedir.
Öte yandan adli istatistiklere göre 2016 yılında güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuk sayısı, 2015 yılına göre %10 oranında artarak 333 bin 435 olmuştur. Güvenlik birimine 2016 yılında gelen veya getirilen çocukların %34,6’sı ise kız çocuklarından oluşmaktadır. Kız çocuklarının önemli bir kısmı yaralama ve cinsel suç mağduru olmaktadırlar.
Cezaevlerinde 28’i hükümlü, 63’ü tutuklu olmak üzere 91 kız çocuğu bulunuyor.
Kız çocuklarının durumu ile ilgili temel parametre olabilecek göstergelere bakıldığında Dünya Kız Çocukları Günü’nde çözüm bekleyen ciddi sorunların var olduğu görülmektedir. Kuşkusuz her sorun alanının bir diğerinden bağımsız olarak çözülmesi ve ele alınması mümkün değildir. Yaşanan sorunlar temel ve süregelen sorunlar olduğundan çözüme dair yaklaşımların da sistematik, ölçülebilir ve sürdürülebilir olması gerekmektedir.
Bu nedenle;
- Tüm çocuklarımızın ve özelde kız çocuklarımızın karşı karşıya kaldığı sorunların çözümü için “Çocuk Hakları Temel Yasası” ivedilikle hazırlanmalıdır.
- TBMM ‘de “Çocuk Hakları İhtisas Komisyonu” oluşturulmalıdır.
- Çocuklara karşı işlenen suçlarda yaptırım oranları arttırılmalı ve seçenek yaptırımlara çevrilmemelidir.
- Çocuklar hiçbir koşulda cezaevine kapatılma şeklinde bir uygulamaya tabi tutulmamalıdır.
- Dünya Kız Çocukları Günü’nün kabul edilmesinde öncü bir ülke olmamıza yaraşır bir çabanın göstergesi olarak “Çocuklara Karşı Her Türlü Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesi için Ulusal Eylem Planı“, çocuk hakları ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla hazırlanmalı ve tüm kamu kurumları plan çerçevesinde harekete geçirilerek yükümlü kılınmalıdır.
İnsan Hakları Derneği olarak; Kız çocuklarının insan onuruna yaraşır bir hayat sürmeleri için çabalarımızın süreceğini bildiriyor, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’nü kutluyoruz.