17-31 Mayıs Kayıplar Haftası

İHD 1995’ten itibaren her yıl 17-31 Mayıs tarihleri arasındaki dönemi “Kayıplar Haftası” olarak anıyor. Bundaki amaç, İHD’nin temel kuruluş nedenlerinden birini oluşturan “Kayıplar” sorununu her yıl gündeme getirmek, kayıpların soruşturulmasını ve sorumluların bulunarak yargı önüne çıkarılmasını sağlamaktı.
 
1995’in üzerinden tam 11 yıl geçti ve ne yazık ki “Kayıplar” konusunda en küçük bir ilerleme sağlanamadı. Oysa bu süre içerisinde, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne adaylığı kabul edildi; AB ilişkileri çerçevesinde demokrasi ve insan hakları konusunda önemli sayılabilecek adımlar atıldı; İnsan Hakları ve Özgürlükler daha fazla konuşuldu; Kopenhag Siyasi Kriterlerinin tümüyle yerine getirildiği söylenildi; Türkiye AB ile müzakerelere başladı ve uluslararası hukukun iç hukukumuzun bir parçası olduğuna ilişkin düzenlemeler yapıldı. Fakat, yine aynı süre içerisinde, ne kaybedilenlerden herhangi birisi bulunabildi, ne kayıp olaylarının etkili bir şekilde soruşturulması sağlanabildi ve ne de kayıplardan sorumlu olanlar bulunup, yargı önüne çıkarılabildi.
 
Demek ki, özünde Türkiye’nin temel yönetim tarzında ve düzeninde gerçek bir değişiklik olmadı. Adaletin sağlanmadığı bir yerde, ne demokrasiden, ne insan haklarından ve ne de özgürlüklerden söz edilebilir. Adaletin işlemediği, insanlık suçu işleyenlerin adaletin önüne çıkarılamadığı bir ülkede insanların kendilerini özgür ve güvenlik içerisinde hissetmesi mümkün değil.
 
İnsan hakları savunucuları olarak, kayıplar konusunu yüksek sesle topluma duyurmaya, geçmişle hesaplaşmanın ve ülkede adaleti sağlamanın ilk ve en önemli adımı olarak gördüğümüz “kayıpların soruşturulması ve sorumlularının tespit edilerek adalet önüne çıkarılması” konusunda ısrarlı olmaya devam edeceğiz.
 

“ Zorlanmış ortadan kaybolma, İNSANLIĞA KARŞI BİR SUÇTUR. BM şartı amaçlarının inkarıdır ve İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde yer alan İNSAN HAKLARI VE TEMEL ÖZGÜRLÜKLERİN AĞIR VE AÇIK İHLALİ olarak kınanmalıdır…” (BM Zorla Kayıp Edilmeye Karşı Herkesin Korunmasına Dair Bildiri. Md.1).

HER DEVLET kendi egemenliği altında bulunan topraklarda zorla kayıp edilmeleri önleyecek ve ortadan kaldıracak ETKİN, YASAL, İDARİ, ADLİ VE DİĞER TEDBİRLERİ ALACAKTIR. (Bildiri md 2)

ZORLA KAYIP ETME EYLEMİ… gerçek açıklığa kavuşmadıkça DEVAM EDEN BİR SUÇ olarak kabul edilecektir. (Bildiri md.17)

İnsan Hakları Derneği olarak;
 
  • Hükümeti yukarıda belirtilen BM ilkeleri doğrultusunda “Kayıplar” konusunda idari ve adli soruşturma başlatmaya ve gerekirse bu konuda özel yasal düzenlemeler yapmaya;
  • C. Savcılarını, uluslararası belgelere göre insanlık suçu olan tüm kayıp vakaları konusunda kendiliğinden soruşturma açmaya ve Anayasa’nın 90. maddesi göz önünde tutularak, uluslararası sözleşmeler uyarınca bu suçlar için zamanaşımı hükümlerini dikkate almamaya;
 
çağırıyoruz. Ayrıca;
  • BM Genel Kurulu’nun 1989 yılında kabul ettiği “Yasadışı, Keyfi ve Toplu İnfazların Önlenmesi İçin İlkeler” uyarınca bağımsız “gerçekleri araştırma komisyonları” kurulmasını bir kez daha öneriyoruz. Bu komisyonlarda bağımsız sivil toplum örgütleri temsilcileri, hekimler, hukukçular, insan hakları savunucuları ve aydınlar etkili bir şekilde yer almalıdır.
 
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Bir cevap yazın