18.04.2014
202 İNSANIZ HASTA DÜŞMÜŞ AYNI BEDENDE!
“Mahpusluğu ağır, hasta bir tutuklu ya da hükümlüyüm ben. Hastane odalarında bulunmam gerekirken dışı kampüs içi mahpus bir cezaevinde, ağır hastalığa kapılmış ve hapsedilmiş bir insanım. Bazen mahpusluk önce başlar ve hapishanede tanışırım adını bile bilmediğim hastalıklarla, bazense kapıldığım hastalıktan sonra tanışırım hapishanelerle. Önceleri pek sarsmaz belki de, zamanla hastalık da aşılır mahpusluk da diye düşünürüm. Zamanla anlarım içine düştüğüm dehlizlerdeki çaresizliğimi, zamanla anlarım hastalığım karşısında cezaevlerinin ve devletin sessizliğini.
Günler, haftalar, aylar geçer… Zaman geçtikçe adımın, dilimin, dinimin, rengimin, uğruna mahpusluk olduğum özgürlük sevdalarımın, suç olarak adlandırılan fiillerimin ayırt edici bir özelliği kalmaz. Çünkü aynı tabutla taşırlar beni ve benim gibileri cezaevlerinden ölümlü tahliyelere.
Kimi zaman ömrümün yarısından fazlasını, 22 yılımı hapiste yaşarım Aram Akyüz olurum, sevdiklerime beyazlar içerisinde kavuşurum. Kimi zaman yeterli bir tedaviye ulaşabilmek için verilen onlarca dilekçeye revir-hastane yollarını santim santim dokurum. Çoğu kez tek talebim bir doktora görünmek ve beni hayata bağlayacak ilaçlara, tedaviye ulaşabilmektir. Doktorların ve ilaçların faydası olmayacak durumlara da, geç kalınmış zamanlara da düştüğüm olur. Artık geriye kalan her ânımı sevdiklerimle geçirebilmek gibi bir hayali büyütür dururum kendi kendime.
202 insanım hasta düşmüş aynı bedende, 202 evlat, 202 arkadaş, 202 yoldaş, 202 can…
Hastalık ve mahpuslukla mücadele ederken, başvurduğum her yerde kanun isimleri ve maddeleri çıkar karşıma. Yanan bir mum gibi eriyip giderken bedenim, hep ilgi numarası verilmiş resmi yanıtlar alırım kurumlardan. Bazen rapor vermez bir kurum hayatımın kalan süresi içerisinde, bazen imza gelmez devletin en tepesinden, bazense bir istihbarat raporunda tehlike arzeder hastalığa düşmüş bedenimin özgürlüğü.
Dışarıda ben ve benim gibi ağır hasta mahpusluk yaşayanlar için haykıranlar da var biliyorum. Seslerini duymasam da, yüzlerini görmesem de “hasta mahpuslara özgürlük” diye bağıran her nefes bir umut olur benim için ve ben bu umutla biraz daha bağlanırım hayata. Biraz daha derinden nefes alır biraz daha hafifletirim ağrılarımı. Hastalığa terk edilen mahpusluğumu unutur, özgürlüğümü büyütürüm cezaevlerinde.
Türkiye Cezaevlerinde bulunan, 202si ağır olmak üzere en az 620 hasta mahpustan birisiyim ben. Mahpusluğu anlatmıyorum, özlemlerimi, hasretlerimi anlatmıyorum. Özgürlük hayallerimi dile getirmiyorum. İnsanlık tarihinin en zalim dönemlerinde bile saygı duyulan tedavi olmak hakkımdan bahsediyorum. Yaşamak gibi bir arzuyla hastalıklarla mücadele eden bir mahpus olarak sağlıklı bir yaşama yahut sevdiklerimin yanında huzurlu bir vedaya hakkımın olduğuna inanıyorum.
Cezaevlerinde hastalıkları aşamayan 202 ağır hasta, 202 evlat, 202 arkadaş, 202 yoldaş, 202 can olarak duvarlarınızı aşmak, hasta bedenimle özgürlüğe kavuşmak istiyorum. Dört duvar arasında gökyüzünü yırtarcasına haykırmak istiyorum, Yakılan 202 mum gibi erimeden, düşmüş olduğum hastalıklara mahpuslukta yenilmeden;
Merhamet değil, vicdan değil, insaf değil, lütuf değil yaşam hakkımı istiyorum!”
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ