30 Ekim 2020 günü saat 14.51’de meydana gelen merkezi Sisam Adası olan 6.9 şiddetindeki Ege Denizi depreminden hemen sonra İHD İzmir Şubesi bir heyet oluşturarak alanda aktif çalışmalarda bulunmuş ve gözlemler yapmıştır. İzmir’de bulunan sivil toplum kuruluşları ile sürekli diyalog içinde bulunulmuş ve bu yolla ulaşılamayan alanlar konusunda bilgiler alınmıştır.
Heyette, İHD MYK üyesi Mehmet Aker, İHD İzmir Şube Sek. Ahmet Çiçek, Yönetim Kurulu Üyeleri Deniz Bayrak, Caner Canlı, Ali Aydın ve Üyelerimiz Seven Cankurtaran, Erhan Morkoç yer almıştır. Heyet, gözlemlerini edindiği bilgileri raporlaştırmış, deprem ve deprem sonrası yaşananlarla ilgili tespit ve görüşlerini açıklamıştır.
İzmir depreminde yaşananlar ülkemizin depreme hazır olmadığını bir kez daha göstermiştir. Bu bakımdan aşağıda yapılan tespit ve öneriler ışığında gerekli adımların atılması gerekmektedir.
- Türkiye’de depreme dayanıklı konut yapılması ve yerleşim bölgelerinin gözden geçirilmesi gerektiği açıktır. Bu konuda devletin zaman kaybetmeksizin gerekli tedbirleri alması gerekir.
- Afet hali durumda Belediyelerin yetkisinin kısıtlanmaması gerekmektedir. Mevzuatın değiştirilerek Belediyelerin ve Belediye Başkanlarının yetkileri arttırılmalıdır.
- Afet hallerinde barınma sorununun çözülebilmesi için çadır üretimi yerine prefabrik konut üretimi yapılmalı, bunun için bölgesel düzeyde fabrikalar kurulmalı, depolarda ihtiyacı karşılayacak stoklar yapılmalıdır.
- Doğal afet halinde sivil toplum örgütlerinin ayırımsız olarak yardım toplaması ve yardımda bulunabilmesi için mevzuat değiştirilmelidir.
- Doğal afet halinde anında sağlık müdahalesi yapılabilmesi için en az 500 yataklı büyük sahra hastaneleri kurulması ile ilgili sağlık bakanlığının tedbir alması gereklidir.
- Kalıcı konutların, depremden zarar gören ihtiyaç sahibi aileleri alacak şekilde yapılması sağlanmalıdır. Kaybedilen eşyaların karşılıksız olarak kendilerine temininin sağlanmalı, vergi ve sigorta ödemeleri en az iki yıl boyunca devlet tarafından ödenmesi sağlanmalıdır. Kredi ödemeleri dondurularak, süreç normale döndükten sonra ( en az iki yıl) hiçbir hak kaybı yaşanmadan kaldığı yerden ödenmesi sağlanmalıdır.
- Yapı tasarım, üretim ve denetim süreçlerinde TMMOB’a bağlı meslek odalarını devre dışı bırakan uygulamalara son verilmelidir. Odaların mesleki denetim faaliyetleri üzerine konulan engeller kaldırılmalı, Yerel Yönetimler bu konuda üzerlerine düşenleri eksiksiz yerine getirmelidir.
Raporun tamamı için:
30 Ekim 2020 İzmir Depremi Gözlem Raporu