6. Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nin Güvenlik Gerekçeleri İle 45 Gün Ertelenmesi

6. Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nin Güvenlik Gerekçeleri İle 45 Gün Ertelenmesi, Demokratik Hakların Kullanımı Bakımından Son Derece Kaygı Vericidir

Tunceli Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu 6. Munzur Kültür ve Doğa Festivali, hazırlıkların tamamlandığı, uçak biletleri ve katılacak sanatçıların ücretleri dahil neredeyse tüm giderlerin yapıldığı bir sırada Tunceli Valiliği tarafından güvenlik nedeniyle 45 gün süreyle ertelendi. Bunun anlamı, bu yıl söz konusu festivalin yapılamayacağıdır.

Festivalin ertelenmesi kararı alındığı sıralarda, polis de Tunceli’deki 2 derneğe baskın yapıyordu. Özgürlüklerin bekçisi olması gereken yargı, güvenlik güçlerinin talebi ile,herhangi bir olay ve kişi ile sınırlı olmadan 1’er aylık dönemlerle genel arama kararları vermişti. Güvenlik güçlerinin kentin mahalle aralarında rasgele ateş ettiklerine ilişkin haberlerde basında yer aldı. Uygulamaları eleştirenler kendilerini adliye koridorlarında sorgulanırken buluyorlardı.

Bütün bunlar, Tunceli’de bir süreden beri örtülü bir “sıkıyönetim” uygulaması olduğunu gösteriyor. Bir kültür festivalinin güvenlik gerekçesi ile ertelenmesi de, henüz belleklerden silinmeyen olağanüstü yönetimlerin kararlarını hatırlatıyor.

Devletin birincil görevi, hak ve özgürlüklerin kullanılmasını güvence altına almaktır. Şayet, bu hakların kullanılmasının önünde bir takım tehditler varsa, bunları ortadan kaldırma görevi de devletindir. Bir kültür etkinliğinin nasıl bir güvenlik sorunu ortaya çıkaracağı sorusu bir yana, çıkabilecek sorunların etkinlik düzenleyicileri ile dayanışarak çözümüne çalışılacak yerde, bu bahane ile etkinliğin ertelenmesini (yasaklanmasını), demokrasi, hukuk devleti ilkesi ve insan hakları ile bağdaştırmak mümkün değildir.

Tunceli’deki bu uygulamalar, Türkiye genelinde dayatılmaya çalışılan “güvenlik mi, insan hakları mı” anlayışının bir parçasıdır. Sorunları sadece silahlı güvenlik güçlerine havale etmek yerine, bu sorunları demokratik, barışçı yöntemlerle çözülmesi için çaba göstermesi gereken devlet yönetimi; sorunları bahane ederek kendi yurttaşlarının hak ve özgürlüklerini kısıtlamayı tercih ediyor. Türkiye yurttaşları bu tarz bir yönetimi hak etmemektedir.

Artık olağanüstü yönetimler, sıkıyönetimler ve baskılar yaşamak istemiyoruz. Yönetimde baskı ve şiddeti reddediyoruz. Aynı şekilde, yönetime karşı hak arayışında da hiçbir şekilde şiddete başvurulmamalı, demokratik mücadelede ısrarlı olunmalıdır. Herkesi adalet ve barış kavramlarına sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Tunceli’deki uygulamalar, herkesi gelecek yönünden kaygılandırmaktadır. İHD, Tunceli’de ve ülkenin her tarafında insan hak ve özgürlüklerini güvence altına alan, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı bir yönetim anlayışı talep etmektedir.

Av.Yusuf ALATAŞ
Genel Başkan

Bir cevap yazın