Fikret Başkaya’nın 11 yıl önce yayınlanmış iki makalesinden dolayı açılmış olan dava, Türkiye’de ifade özgürlüğünün varlığının test edilmesi açısından özel bir anlam taşımaktadır.
Gerek dava konusu yapılan yazıların içeriği, gerekse davanın açılış biçim ve zamanı, insan hakları-hukuk devleti ilişkisinde yargının yerini doğru tespit etmekte dikkate değer bir nitelik taşımaktadır.
Başkaya söz konusu yazılarından birinde 12 Eylül döneminde gerçekleştirilen işkence vakalarından, diğerinde ise Sivas’ta 37 kişinin hayatını kaybettiği olaylardan dönemin yöneticilerinin sorumlu olduğuna dikkat çekmektedir.
Özellikle 12 Eylül askeri yönetiminin yaptıklarından dolayı hala yargılanmadığı hatırlanacak olursa bu davanın garabeti bir kez daha görülecektir. Yine Sivas’ta yaşanan olaylarda 37 kişinin katledilmesi karşısında dönemin siyasi sorumlularının ve güvenlik görevlilerinin hiçbir yargılamaya tabi tutulmamaları asıl üzerinde durulması gereken noktadır.
Başkaya’ya isnat edilen suçun tanımlandığı TCK’nın 159. Maddesi “devletin manevi şahsiyeti” gibi keyfi yoruma açık ve evrensel hukuk değerleri ile bağdaşmayacak bir nitelik taşımaktadır.
Hükümetin AB süreci ile ilişkilendirilerek hazırlattığı yeni ceza kanunu tasarısının parlamentonun gündemine getirileceği bir dönemde insan hakları açısından ayıplı bir yasanın korunmak istenmesi yeni Fikret Başkaya davalarını da gündemimize taşıyacaktır.
“Tahkir ve Tezyif” suçlamalarının arkasına sığınılarak eleştiri hakkının engellemesinin kabul edilmesi mümkün değildir. Hangi ifadelerin tahkir etme amacı taşıdığının ölçütleri çeşitli uluslararası içtihatlarla ortaya konulmuştur. Bunları görmezden gelen bir yargılama girişimi toplum vicdanını yaralayacaktır. Ayrıca suç konusu yapılan ifadelerin doğurduğu sonuçları ile ilişkisi açısından da bakıldığında 11 yıllık süre önemli bir karine teşkil etmektedir.
Ancak Adalet Bakanının izniyle açılan 159. madde davaları Türkiye’nin, ifade özgürlüğünü güvence altına alan “demokratik hukuk devleti” kabul edilip edilmemesi açısından belirleyici ölçüt niteliğindedir. 12 Eylül yöneticileri ve Sivas olaylarının bütün sorumluları yargılanmamışken 9 Eylül 2004 günü saat:10:00’da Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nde Fikret Başkaya değil ifade özgürlüğü yargılanacak ve o hepimizi savunacak.
Hüsnü Öndül İHD Genel Başkanı |
Ayhan Bilgen Mazlum-Der Genel Başkanı |
Yavuz Önen TİHV Başkanı |