İnsan Hakları Derneği Kadın Komisyonu olarak Türkiye’de 2020 yılındaki kadınlara yönelik hak ihlallerini derledik. Özellikle 11 Mart 2020 tarihinde ilan edilen Covid-19 pandemisiyle beraber hâli hazırda yüksek olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin her alanda daha da derinleştiğini, her krizde olduğu gibi bu krizde de en çok kadınların ve çocukların etkilendiğini, kadınların temel haklarına erişmekte pek çok engelle karşılaştığını gözlemledik. İnsan Hakları Derneği’ne yapılan başvurulardan, basın ve internetten taradığımız haberler ile verilerden derlediğimiz raporumuzda yer alan sayıların ötesinde kayıt altına alınmamış, kolluk kuvvetlerine ya da kurumlara ulaşamamış çok sayıda kadının yaşam hakkı ihlali dâhil çeşitli hak ihlallerine uğradığını öngörebiliyoruz ve güncel resmi verilere ulaşamıyoruz.
1986 yılından beri hak ve özgürlükler alanında faaliyette bulunan derneğimizin genel merkezine ve şubelerine 2020 yılında sadece internet aracılığıyla yapılan 1323 başvurunun %47’sini ekonomik ve sosyal haklar temelli ihlaller oluştururken %53’ünü başta hapishanelerdeki olmak üzere çeşitli hak ihlalleri oluşturdu ve bu ekonomik – sosyal haklar temelli başvuruların %75’i kadınlar tarafından yapıldı. Kadınların başvurularında maddi yardım talebi ve işsizlik yüksek oranlarda göze çarparken sıralama gıda yardımı, deprem sonrası destek ve hukuki destek talepleriyle devam etti.
Hapishanelerde önceki yıllarda da gözlemlediğimiz kadınlara yönelik hak ihlallerinin pandemi bahane edilerek daha da arttığını, kısıtlı olan haklarına erişimin zorlaştığını gördük. Çıplak arama, işkence ve kötü muameleyle hapishanelerde, eylemlerde, gözaltılarda karşılaşmaya 2020 yılında da devam ettik.
Önceki yıllarda olduğu gibi 2020’de de pek çok kadın gazeteci yargılandı ve tutuklandı, şu an üçü tutuklu yirmi kadın gazeteci yargılanıyor.
Lezbiyen, biseksüel ve trans kadınlar, iktidarın ve resmi kurumların son yıllarda daha da artan homofobik ve transfobik söylemlerinin de etkisiyle pandemi dolayısıyla kapanmak durumunda kaldıkları evlerde ve kamusal alanlarda hak ihlallerine ve tehditlere maruz kaldı.
Siyasal haklar ve temsil konusunda kadınların seçme ve seçilme hakkı elde ettiği 1934 yılından beri TBMM ve yerel yönetimler açısından kadın yüzdesi epeyce düşük. 2020 yılında da hem 2019 seçimleri sonucunda oluşan tablo hem de kayyum atamaları sonucunda bu tablo pek değişmedi.
Benzer bir şekilde kadın emeği ve istihdamına bakıldığında hâlâ ev içi emeğin görünmez olmasının yanı sıra pandemiyle beraber ilk gözden çıkarılan kesimin yine kadınlar olduğu gözler önüne serildi, kadınların güvencesiz çalışma ve işsizlik oranı arttı. 2020’de iş cinayetleri sebebiyle 148 kadın hayatını kaybetti. İş cinayetleri verilerine göre kadınların çoğu kayıt dışı ve sendikasız.
Nafaka hakkına ve İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik ortaya çıkan asılsız, manipülatif ve kadınların mücadele ederek elde ettikleri hakları hiçe sayan söylemler 2020 yılında yine artarak devam etti, İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmak adına ülke genelinde gerçekleştirilen protestolarda kadınlar pandemi tedbirlerine dikkat edilmeden gözaltına alındı.
Engelli kadınlar, pandemi sürecinde de göz ardı edildi; temel haklara erişmekte zorluk yaşadı ve özellikle sağlık, eğitim gibi alanlarda dezavantajlar büyüdü.
Kadın sığınakları hâli hazırda yetersizken yine pandemi bahane edilerek kadınların sığınaklara ve ŞÖNİM’lere ulaşması çoğunlukla engellendi.
Ek olarak, yasal olmasına rağmen pratikte kadınlar özellikle devlet hastanelerinde kürtaj yaptırmak istediklerinde keyfi ve asılsız iddialarla kürtaj hakkına ulaşmakta zorluk çekti.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve olmayan en az 709 kadın seks işçiliğine zorlandı, en az 1075 kadın ekonomik, fiziksel, psikolojik, cinsel şiddete maruz bırakıldı, taciz ve tehdit edildi, kaçırıldı, en az 41 kadın intihara sürüklendi, en az 178 kadın şüpheli şekillerde ölü bulundu ve en az 316 öldürüldü. Başta belirttiğimiz gibi ne yazık ki bu sayıların çok daha fazla olduğunu biliyoruz. Buna karşılık; 6284 Sayılı Kanun çoğu zaman uygulanmadı, İstanbul Sözleşmesi iptal edilmeye çalışıldı, meclise verilen soru önergeleri hükümet tarafından reddedildi.
Bu tablo karşısında İHD Kadın Komisyonu olarak önerilerimizi şu şekilde sıralıyoruz:
- Toplumsal cinsiyet eşitliği her alanda derhal sağlanmalı.
- 6284 Sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi etkin bir şekilde uygulanmalı.
- Pandemi döneminde kadınlar ekonomik ve sosyal açıdan güçlendirilmeli, herhangi bir geliri olmayan kadınlara maddi destek sağlanmalı.
- Kadına yönelik şiddet konusunda 7/24 kadınlar tarafından ulaşılabilecek profesyonel kişiler ve kurumlar oluşturulmalı, telefona ulaşamayan kadınlar için alternatif yollar kurulmalı ve bunlar Türkçe, Kürtçe, Arapça, İngilizce gibi pek çok dili barındırmalı, işaret dili bilen personel bulunmalı.
- Mülteci ve sığınmacı kadınların güvenliği sağlanmalı ve sığınmacı/mülteci kadınlara yönelik güçlendirici çalışmalar yapılmalı.
- Sığınaklar erişilebilir ve uluslararası standartlara uygun olmalı. 60 yaş üzerindeki kadınlar da sığınaklara kabul edilmeli.
- Sığınaklardan çıkan kadınlar için ekonomik ve sosyal yardımlar işlevsel olmalı.
- Kolluk kuvvetlerinin keyfi bir şekilde caydırıcı ve yanlış bilgi vermesine yaptırım uygulanmalı.
- Resmi kurum ve kuruluşların nefret söylemleri ve ayrımcı söylemleri hakkında yasal girişimlerde bulunulmalı.
- Doğum kontrol yöntemleri ve kürtaj ücretsiz olmalı.
- Cinsel sağlık hizmetlerinde kadınlar hiçbir ayrımcılığa maruz kalmamalı.
- Bebek ve çocuk kreşleri ücretsiz ve erişilebilir olmalı.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ MERKEZİ KADIN KOMİSYONU
Raporun tamamı için: İHD 2020 Kadın Raporu