Marmara Bölgesi Hapishaneleri Üç Aylık Hak İhlalleri Raporu (Ocak- Şubat- Mart 2021)

Bu rapor; Marmara Bölgesi’nde bulunan hapishanelerden İHD İstanbul Şubesi’ne 2021 yılının Ocak, Şubat, Mart aylarında yapılan hak ihlali başvuruları ve bu aylara ilişkin basın taraması yolu ile tespit edilen vakaların derlenmesi ile oluşturulmuştur. Raporda Marmara Bölgesi dışından derneğimize gelen ve takibi yapılan başvurulara da ayrıca yer verilmiştir.

Raporumuzda yer alan başvurular, hak ihlallerinin yaşandığı hapishanelerde tutuklu veya hükümlü bulunan mahpuslarca mektup ve faks yoluyla veya mahpus aileleri ve avukatları tarafından telefon, mail veya derneğe gelmek suretiyle yapılmıştır. Ocak, Şubat, Mart aylarında şubemize; Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüs Cezaevleri, , Tekirdağ 1 ve 2 Nolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu (CİK), Edirne F Tipi Kapalı CİK, Kandıra F Tipi (CİK), Metris 2 Nolu CİK, İzmir Aliağa 2 Nolu T Tipi CİK, Bakırköy Kadın Kapalı CİK, Balıkesir Bandırma 1 nolu T Tipi CİK, Çorum L Tipi Kapalı CİK, Gebze Kadın Kapalı CİK, Akhisar Manisa T Tipi CİK, Elazığ Yüksek Güvenlikli T Tipi CİK, Şakran Kadın Kapalı CİK, Erzincan T Tipi CİK, Denizli T Tipi CİK, Antalya E Tipi CİK, Bolu F Tipi CİK, Maltepe 2 Nolu L Tipi CİK, İmralı Hapishanesi, Yunanistan ve Katar Merkez Cezaevi olmak üzere 21 hapishaneden başvuru yapılmıştır.

Derneğimize Ocak ayında 28, Şubat ayında 21, Mart ayında 29 olmak üzere toplam 78 başvuru yapılmıştır.

Derneğimize yapılan 78 başvurunun 7’i kadın, 71’i erkek ve 8’i adli, 70’i politik mahpuslar tarafından yapılmıştır.

Derneğimize yapılan her bir başvuru birden çok ihlal iddiası içermektedir. Basın taraması yolu ile ulaşılan 83 vakada tespit edilen toplam 313 ihlal yanında derneğimize yapılan 78 başvuruda Ocak ayında: 311, Şubat ayında: 294 Mart ayında ise 315 olmak üzere toplam 920 ihlal tespit edilmiş. Toplam ihlal sayısı 1233 olmuştur.

Bu üç ay boyunca; mahpuslara yönelik fiziki saldırılar, tehdit, darp, çıplak arama, baskın hücre aramaları yoluyla işkence ve kötü muamele, sağlık ve tedavi hakkı alanındaki ihlaller, keyfi yasak ve uygulamalar devam etmiştir. COVİD 19 salgını bahanesiyle hapishanelerde bütün sosyal haklar kaldırılmış tecrit ve izolasyon derinleşmiştir. Yeterli önlem alınmadığı için covid 19 vakaları artmış, covid pozitif mahpuslar hastalık bulaşmamış mahpuslarla aynı hücrelere konularak hastalığın yayılmasına zemin hazırlanmıştır. Covid pozitif olduğu tespit edilen mahpuslara idare ve gardiyanların davranışlarında insan onurunu zedeleyici, aşağılayıcı uygulamalar yaşandığına dair şikayetler artmıştır.

Covid salgını sürecinde; randevu iptalleri, kelepçeli muayene ve olumsuz karantina uygulamaları nedeni ile hastaneye sevkler ve tedaviye erişimde yaşanan sorunlar giderek artmıştır. İletilen bilgilere göre; Bir çok hapishanede mahpuslara maske, dezenfektan, sabun, temizlik ve hijyen malzemeleri verilmemekte ve/veya yetersiz verilmekte ve özellikle sıvı hijyen malzemeleri içerisine su katılıp seyreltilerek verilmektedir. Covid hastası mahpuslara yeterli beslenme sağlanmamaktadır. Hücre aramaları ve üst aramalarında gardiyanlar maske ve eldiven kullanmamakta, mesafeyi korumamakta, uyarıda ya da itirazda bulunan mahpuslara disiplin işlemi başlatılarak hücre cezası verilmektedir.

Bu dönemde en yoğun yaşanan sorunlardan biri de çıplak arama uygulaması ve arama sırasında mahpusun ağzının içine bakılmak istenmesi olmuştur. Çıplak aramayı kabul etmeyen mahpuslara işkence edilerek, giysileri parçalanarak zorla giysileri çıkarılmış ayrıca mahpuslara görevli memura direnmekten davalar açılmış, mahpusun yaptığı şikayetlere kovuşturmaya yer yoktur cevabı verilmiştir.

Yukarıda da değindiğimiz üzere pandemi süreci, hapishanelerdeki tecrit uygulamasının daha yaygın ve ağır bir forma dönüştürüldüğü bir süreç olmuş, mahpusun; diğer mahpuslarla iletişimini sağlayan sohbet spor hakkı tamamen, ailesi ve yakınları ile bağı da dahil bir bütün olarak dışarıyla bağı ise değişik araç ve uygulamalarla yüksek derecede sınırlanmıştır. Bu durum mahpusun sadece sosyalleşmesini değil, sosyal dayanışma, kültürel gelişim, dışarıda olan biteni anlama, kendisini geliştirecek düşünsel araçlara ve bilgiye erişme imkanlarını da ortadan kaldırmış, mahpusu sert bir şekilde dışarıdan izole etmiş, yalnızlaştırmıştır. Bu duruma dair mahpusların şikayetleri ciddi oranda artış göstermiştir.

Mahpuslar gönderdikleri mektuplarında sık sık İmralı Hapishanesinde uygulanan ağır tecrit ve bu tecridin tüm hapishanelere yaygınlaştırıldığına dikkat çeken açıklamalara yer vermektedirler. Nitekim; 26 Kasım 2020 tarihinde İmralı Hapishanesi’ndeki ağır tecrit uygulamasına dikkat çekmek için başlatılan açlık grevi tüm hapishanelere yayılmış ve tüm hapishanelerdeki tecrit, izolasyon ve hak gasplarına karşı genişletilerek, halen dönüşümlü olarak sürdürülmektedir.

5 aydır devam eden açlık grevleri, mahpusların sağlık ve yaşam haklarına yönelik sorunların artmasına zemin hazırlamıştır. Mahpusların, anayasa ve uluslararası sözleşmelerin uygulanması ile çözülecek taleplerine duyarsız kalınması, anayasa ve ilgili sözleşmelerin bile bile ihlal edilmesi anlamına gelmekte, yaşanacak her tür olumsuzlukta yetkililerin açık sorumlu olacağını göstermektedir. Yetkililere sesleniyor, bir işkence yöntemi olarak tanımlanan tecrit uygulamasına, ayrımsız tüm mahpuslar bakımından derhal son verilmesini istiyoruz.

Raporun tamamı için: Marmara Bölgesi Hapishaneleri Ocak-Şubat-Mart 2021 Raporu