Şırnak T Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu’nda 2020 yılının Aralık ayından, 2021 yılının Mayıs ayına kadar birçok tutuklu/hükümlünün ailelerinin, aşağıda isimleri bulunan kurumlarımıza cezaevinde devam eden hak ihlalleri sebebiyle açlık grevlerine başlandığını ve açlık grevinin halen devam ettiğini, cezaevinde grevde bulunan yakınlarının sağlıklarından endişe ettiklerini bildirmişlerdir.
Ailelerin açlık grevlerine sebep olan durumlar ile açlık grevi sebebiyle maruz kalınan hak ihlallerinin olduğu yönündeki iddiaları içerir başvuruları ve talepleri üzerine Şırnak T Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu’na aşağıda ismi bulunan kurum üyelerince 15/06/2021 tarihinde ziyaret gerçekleştirilmiştir.
AMAÇ
Bu çalışma ile cezaevinde yaşanan açlık grevlerine sebep olan durumlar ile açlık grevi sonrası karşılaşılan tutumlar ile var olan hak ihlallerinin ayrıca geliştirilen uygulamalarla artmasını engellemek, Şırnak T Tipi Ceza ve İnfaz Kurumunda devam eden hak ihlallerine ilişkin gerekli tespitlerin yapılması, raporlaştırılması ve neticesinde gereken hukuki başvuruların yapılması amaçlanmıştır.
YÖNTEM
Bu rapor temel olarak, avukatlar tarafından hapishanede gerçekleştirilen ziyaretlere dayanmaktadır. Ziyaret dışında mahpusların aileleri ile yapılan telefon görüşmeleri, ailelerin yazılı kurumlara yaptıkları başvurular, mahpusların avukatlarına gönderdikleri mektup ve fakslardan edinilen bilgiler yararlanılmıştır.
TESPİT VE GÖZLEMLER
Türkiye hapishaneleri, ülkede uzun yıllardır ciddi hak ihlalleri yaşandığı yerler olmuştur. Şırnak T Tipi Açık ve Kapalı Hapishanesi 2014 yılında açılmıştır. Kuruluşundan itibaren var olan su problemi aradan geçen 7 yıllık zamana rağmen henüz tam olarak çözülememiştir. Mahpusların farklı zamanlarda ifade ettiği hak ihlallerinde ise COVİD-19 pandemi süreci ve açlık grevleri ile ciddi artış yaşanmaktadır. Ziyaret edilen mahpuslardan alınan beyanlar ve ziyaret esnasında tarafımızca yapılan gözlemler neticesinde yaşanan hak ihlalleri ve tespitlerimiz aşağıda izah edilmiştir.
Şırnak Hapishanesinde halen 3 kişi açlık grevinde olup Türkiye’de birçok cezaevinde yüzleri bulan sayıda mahpus İmralı Hapishanesi’nde Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması ve cezaevlerinde kendilerine karşı yaşanan insan hakları ihlallerinin ve baskıların sonlandırılması, cezaevi koşullarının insanileştirilmesi talepleriyle süresiz ve dönüşümlü açlık grevinde olduğu tespit edilmiştir.
Başlatılan bu açlık grevinin daha vahim ve ciddi tabloları ortaya çıkmaması için bu taleplerin demokratik kamuoyu tarafından duyulması, siyasi iktidarın bu husustaki sorumluluğunu görmesi ve bir an önce bu talepleri karşılaması gerekmektedir. Türkiye yasalarına bile aykırı olan “Tecrit” uygulamasının son bulmasını diliyor, siyasi iktidarı bir an önce sorumlu davranarak hapishanelerdeki tecridi kaldırmaya davet ediyoruz.
Yazılan dilekçelerin işleme konulmaması, cevap verilmemesi, akıbetleri hakkında habersiz kalmaları, dilekçe hakkının ve hak arama özgürlüğünün ihlali mahiyetindedir.
COVİD-19 salgınına karşı yeterli tedbir alınmadığı, mahpusların gerekli temizlik malzemelerine erişim imkanlarının olmadığı, kendi bütçeleri ile kantinden almış oldukları temizlik ürünlerine ise cezaevi personeli tarafından su katıldığı ve İdarece mahpuslara temiz çarşaf verilmediği yapılan görüşmelerden anlaşılmıştır.
En temel ihtiyaçlardan olan su ihtiyacının uzun süredir çözümlenememesi temiz suya erişim hakkının ve sağlık hakkının ihlali boyutuna vardırılmıştır. Mahpusların kişisel temizlik ve COVİD_19 pandemi koşullarında genel sağlıklarının korunabilmesi için acilen temizlik malzemesine erişimleri sağlanmalı ve öncelikli olarak içme suyu ile sıcak su sorununun çözülmesi gerekmektedir.
Revire erişim ve sağlığa erişim konusunda şikayetler tekrarlandığı için çözümlenmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca revire çıkma, gecikmeli çıkarılma, muayene olma, hastaneye götürülme gibi konularda ciddi sıkıntılar mevcuttur, gerekli tıbbi destek alınamamakta ve mahpusların sağlıkları bu uygulama karşısında tehdit altındadır. Sağlık hakkına erişiminde ve tedavi süreçlerinde yaşanan aksaklıkların ilgili kurumlara ulusal ve uluslararası mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerini usulüne uygun şekilde yerine getirilmesi çağrımızı yineliyoruz.
Bu konuda bilhassa Hapishanede düzensiz uygulanan “karantina uygulaması” nın Hastaneye erişim konusunda mahpuslarda caydırıcı etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Mahpusların karantina hücrelerinde kalmak istemedikleri için acil olmadıkça hastaneye gitmek istemedikleri tarafımıza aktarılmıştır. Devlet pozitif yükümlülükleri gereği vatandaşlarının sağlıklı bir yaşam sürmelerini sağlamak zorundadır. Hapishanelerde bulunan karantina koğuşlarının koğuşları iyileştirilmeli ve mahpusların tedavi hakları önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Sağlık hakkına erişimde (revir-hastane sevki, bekletilme, 24 saat sağlık hizmeti gibi) ve tedavi süreçlerinde yaşanan aksaklıklar tarafımızca teyit edilmiş olup ilgili kurumlara ulusal ve uluslararası mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerini usulüne uygun şekilde yerine getirilmesi çağrımızı yineliyoruz.
Ziyaretimiz sırasında bildirilen, ziyarete gelen mahpus yakınlarına karşı gerçekleştiği ifade edilen “Çıplak Arama” iddialarına ciddiyetle yaklaşıyoruz. İnsan onuruna aykırı olan çıplak arama uygulamasına karşı biz hukuk ve insan hakları örgütleri olarak sistematik ve cezalandırma amaçlı ‘çıplak arama’ uygulamasını hiçbir şekilde kabul etmiyor, bu uygulamayı işkence olarak tanımlıyoruz. Yaşanan bu olaya ilişkin olarak ivedilikle adli soruşturma başlatılmasını, olay tarihlerinde görevli olan tüm personelin tespit edilmesini, kamera kayıtlarının alınmasını acilen yaşanan olaya ilişkin olarak tüm delillerin etkin ve şeffaf bir şekilde bizzat savcılık eliyle toplatılmasını talep ediyoruz.
Koğuşlarda sayım ve ardından gerçekleşen arama biçiminin süreklileşmesi, koğuşta yapılan aramanın orantısız ve baskın havasında yaşanması keyfiliğe yol açmaktadır. Hapishanelerde mahpuslara yönelik işkence ve kötü muamele iddialarına yönelik derhal etkin ve şeffaf bir soruşturma başlatılmalıdır. Hukuka aykırı fiiller gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir. Baskın şeklinde tabir edilen sayım ve arama uygulamalarından derhal vazgeçilmelidir.
Mahpusların dış dünya ile en önemli bağlantılarından olan mektup gönderme ve alma, telefonla görüşme hakkı ile süreli ve süresiz yayınlardan faydalanma imkanı ”disiplin cezası ” adı altında keyfi olarak engellenmektedir. Gazete ve dergi gibi yayınlarında hapishane idaresi tarafından yasaklandığı ifade edilmesine karşın bu yasaklamalara ilişkin herhangi bir idari karar da alınmamaktadır. Bu yasak uygulamalarına sonlanmalı, kitap kısıtlaması sonlandırılarak, mahpusların ifade özgürlüğü ve haberleşme haklarına yönelik ihlaller durdurulmalıdır.
Şırnak T Tipi Hapishanesinde yaşanan hak ihlallerine son verilmeli, mahpuslar, ulusal ve uluslararası mevzuat gereğince insan onuruna yaraşır, hukuksal güvenlik ve belirlilik içinde asgari infaz koşulları sağlanmalıdır.
Aşağıda isimleri yazılı imzacı kurumlar olarak mahpusların sağlık, yaşam ve insan onuruna yaraşır infaz koşullarının sağlanması kapsamında ulusal ve uluslararası hukuk düzenlemeleri ışığında hukuki sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiririz.
Raporun tamamı için: Şırnak T Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumunda Devam Eden Açlık Grevi Raporu
ŞIRNAK BAROSU CEZAEVİ İZLEME KOMİSYONU
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ ŞIRNAK ŞUBESİ HAPİSHANE KOMİSYONU
ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ ŞIRNAK TEMSİLCİLİĞİ