DTP’NİN KAPATILMA DAVASI

Türkiye’nin siyasi partiler rejimi, partileri herhangi bir işletme, oluşum, alelade bir araya geliş ve benzeri bakış açılarıyla görüyor. Siyasi partiler, rejim için, hem demokrasinin vazgeçilmez unsurudur; hem de hiç hükmünde varlıklar…

Siyasi Partiler, çok kolay kapatılabilen,tehdit edilebilen, ihtar verilebilen ve mutlaka devletin özel bir birimi(temelde emniyet-güvenlik birimi) tarafından izlenmesi,denetlenmesi gereken yapılar olarak görülüyor.

Tehlike olarak görülüyor.
Devlet için…

Rejim için…

Halbuki demokrasilerde (demokrasiler örgütlü toplum rejimleridir) yurttaşlar siyasi partilerde örgütlenirler ve birbirleriyle  yarışırlar; iktidar mücadelesi verirler.

Ama Türkiye’nin  siyasal partiler rejimi yasaklarla örülüdür. Siyasi partilerin düşünce açıklamalarına sınırlar konmuştur.Diyanet İşleri Başkanlığı’nı  tartışamazlar; mevcut otoriter laiklik anlayışını eleştiremezler. Kürt sorununu tartışamazlar; fikirler üretemezler, yerel yönetimler konusunda model üretemezler.Hatta siyasi partiler, örnek olsun Kürtçe’ merhaba’ bile diyemezler; Kürtçe davetiye bile bastıramazlar.Böyle bir sistemin demokrasiyle ne alakası var?

DTP’yi yargılamak yerine mevcut siyasi partiler rejimini,çoğulcu demokrasi ilkesi açısından sorgulamak,yargılamak …

Venedik kriterlerini hakim kılmak…

Hukukun üstünlüğü ve demokrasi ilkesini yaşama geçirmek suretiyle ülke içindeki barışı  inşa edebilmek …Hatta özür dileyebilmek…

İnsan hakları ve özgürlükleri ve kültürel hakları, tüm yurttaşlar için tanımak…

Yurttaş iradesine saygılı olmak…

Sistemin  yapması gerekenler bunlardır. 

Hüsnü Öndül
İHD Genel  Başkanı

Bir cevap yazın