2008 EKİM AYINDA MEYDANA GELEN OLAYLARA İLİŞKİN DOĞU-GÜNEYDOĞU BÖLGE RAPORU

İMRALI TEK KİŞİLİK CEZAEVİNDE TUTUKLU BULUNAN ABDULLAH ÖCALAN’A YAPILAN FİZİKİ MÜDAHALE/ İŞKENC İDDİASI SONRASINDA GELİŞEN OLAYLARA İLİŞKİN DOĞU-GÜNEYDOĞU BÖLGE RAPORU

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

31 EKİM 2008

1- OLAY:
Hükümlü olarak tek kişilik İmralı Cezaevinde bulunan Abdullah Öcalan’ın avukatları, müvekkilinin cezaevinde insan onuru ve işkence yasağıyla örtüşmeyen muameleye maruz kaldığını açıklamıştır. Açıklama sonrasında bölgede toplumsal gösteriler yapılmaya başlanmış, bu gösterilere ise güvenlik görevlileri sert bir şekilde müdahale etmiştir. 18–22 Ekim 2008 tarihleri arasındaki bu gösteri ve müdahaleler sırasında 1 yurttaşımız yaşamını yitirmiş, kayıtlara geçen 7 si polis 90 yurttaşımız yaralanmış, sonrasında gözaltına alınanlar ile birlikte 377 kişi gözaltına alınmış, 25’i çocuk olmak üzere 145 kişi tutuklanmıştır.

2- HEYETLERİN OLUŞUMU VE YAPILAN ÇALIŞMALAR:
18 Ekim 2008 tarihinde meydana gelen olaylar üzerine İnsan Hakları Derneği’nin Do-Güneydoğu Bölgesinde bulunan şubelerimiz, bölgede bulunan MYK üyeleri ve şube başkanları başkanlığında gözlem heyetleri oluşturmuştur.

Diyarbakır ilinde Şube Başkanı Muharrem Erbey başkanlığında, Mardin İlinde, MYK üyesi Hüseyin Cangir başkanlığında Şube başkanı Erdal Kuzu ve Şube YK Üyelerinden, Siirt İlinde Şube Başkanı Vetha Aydın başkanlığında, Van İlinde MYK üyesi ve Şube Başkanı Cüneyt Caniş başkanlığında, Şanlıurfa ilinde Şube Başkanı Sedat Gözkıran başkanlığında, Hakkâri ilinde Şube Başkanı İsmail Akbulut başkanlığında heyetler oluşturuldu. Heyetlerimiz, İHD’nin ana faaliyetlerinden olan gözlem görevini belirtilen tarihlerinde yapmış, gelişmeleri kayıt yazılı kayıt altına almıştır.

DİYARBAKIR ŞUBEMİZİN HAZIRLADIĞI GÖZLEM RAPORU

Heyet Üyeleri: Av. Muharrem ERBEY- Şube Başkanı, Burhan ZOROOĞLU- Şube Sekreteri, Raci BİLİCİ-Şube Saymanı, Av. Gamze YALÇIN–Yönetim Kurulu Üyesi, Av. Rahşan BATARAY-Yönetim Kurulu Üyesi, Av. Serdar ÇELEBİ-Yönetim Kurulu Üyesi, Av. Meral ATASOY-Yönetim Kurulu Üyesi, Ahmet İLAN-Yönetim Kurulu Üyesi ve Aziz DAYAN- Yönetim Kurulu Üyesi

YAPILAN ÇALIŞMALAR:

1- Olay yerlerinde inceleme:
Yapılan protesto, yürüyüş veya basın açıklaması gibi etkinliklerin İHD YKÜ ve hukuk komisyonunca gözlemci olarak izlenmesi, etkinlik sonrasında çıkan olaylara dair gözlem ve tespitlerinin raporlanması.

2- Avukatlarla Görüşülmesi
Diyarbakır Barosu’nun CMK servisiyle, mağdur yakınlarıyla, baro tarafından atanan mağdurların avukatlarıyla görüşülüp gözaltına alınanların ve tutuklananların sayısının tespiti ve gözaltında kötü muamele ve işkenceye uygulamalarının olup olmadığının tespiti yapılmıştır.

3- Şubemize Yapılan Başvuruları
Yaşanan olaylar nedeniyle şubemize çok sayıda başvuru yapıldı. Derneğimize başvuruda bulunan başvurucuların şubemize yaptıkları başvurular değerlendirilerek hem başvurucuya hukuki destek sağlanmış hem de yaşanan olaylarda meydana gelen hak ihlalleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Şubemize yapılan bazı başvurular;

Mehmet Sait Çintosun: “20.10.2008 tarihinde Diyarbakır da meydana gelen olaylarda oğlum Mesut Çintosun gözaltına alındı. Benim oğlum engellidir. Oğlumun engelli olduğuna ilişkin raporu olduğu gibi dış görünüş itibari ile de engelli olduğu bellidir. Buna rağmen oğlum pazartesiden Cuma gününe kadar gözaltında tutuldu. Ve bu zaman zarfında oğlumun işaretlerle anlatımına göre kendisine 5 defa dayak atılmış ve kendisine işkence yapılmıştır. Ancak aradan zaman geçtiği için darp izleri kaybolmuştur.”

Mehmet Zeki BAĞCIK: “20.10.2008 tarihinde oğlum Mesut bağcık evimizin yanında arkadaşları ile sohbet ederken polislerin dağılın uyarısına daha cevap vermeden kafasına vurulan jopla yere yığıldığını ve bu durum karşısında diğer arkadaşlarının da kaçtıklarını oğlumun bir arkadaşı şifahen anlattı. Oğlumun kafasından kan aktığını gördüklerini söyleyen arkadaşları bana daha sonra oğlumun akıbetlerini bilmediklerini söyledi. Oğlumun durumundan endişe ediyorum. Sağlığını merak etmekteyim.”

Ömer AŞUROĞLU: “ben oğlum Enver AVŞAROĞLU ile birlikte Kocaköy İçesi Arkbaşı köyü Derun mezrasında ikamet etmekteyim oğlum 20.10.2008 tarihinde evin ihtiyaçlarını almak için köyden Diyarbakır’a gelmişti. Aynı gün Diyarbakır’ da meydana gelen olaylarda gözaltına alındığını öğrendim. Akrabam olan Tarık Avşaroğlu 0412 236 7046 nolu telefondan arandığını ve kendisini polis olarak tanıtan bir kişinin Enver Avşaroğlu’nun gözaltında olduğunu durumunun iyi olmadığını sık sık baygınlık geçirdiğini ve kusma olduğu söylemiştir. Oğlumun daha önce bayılma ve kusma gibi bir rahatsızlığı yoktu. Bu konuda çok endişeliyim.”

Mehmet BAYAR: “oğlum dün(20.10.2008) okula gitti okulu bitiminde eve geldi. Üstünü çıkarıp yemek yedikten sonra ağabeymin evine gidip geleceğim dedi bende evden çıkma ortam gergin dedim baba ben amcamın evine gidip geleceğim dedi. Oğlum biraz kilolu olduğu için fazla koşamıyordu. Binanın kapısının önünden karşı tarafa geçmek isterken polisler tarafından gözaltına alınmış. Oğlumun eve gelmediğini görünce merak edip amcasını aradım. Buraya gelmediğini söylediler. Bende hemen çevik kuvvete gittim. Onlarda bana 155 aramamı söylediler. Bende 155 aradım bana çocuk bürosunun telefonunu verdiler. Çocuk bürosunu aradıktan sonra oğlum Emrullah’ın çocuk şubesinde olduğunu öğrendim. Sabah çocuk şubesine gittim bana akşam saat 18.00 e kadar çocuğunla görüşemezsin dediler. Oğlumun durumundan kaygılı olduğumu belirttim. Bana bir kağıt imzalattılar. Okumam ve yazmam olmadığı için kâğıtta ne yazı olduğunu bilmiyorum.”

Saliha ASLAN: “oğlum Savaş Aslan Azadiya welat dağıtımında çalışıyor. Oğlum örgüt üyeliğinden yargılandı ve hüküm giydi. 2003 yılında serbest bırakıldı. Dün gece (19.10.2008) saat 01.30 sıralarında oğlumun evine TEM şubeden görevliler gelmiş evi ararken alt üst etmişler. Oğluma arama kararı getirdikten sonra ihbar olduğu gerekçesi ile evi alt üst etmişler. Bilgisayar disket ve cd lere el koymuşlar. Biz oğlumun neden gözaltına alındığını bilmiyoruz.”

Hayriye TEKİN: “kardeşim Haydar Tekin Azadiye Welata çalışıyordu. Dün gece (19.10.2008) saat 03.00 sıralarında TEM şubeden görevliler geldiler ve kardeşimi gözaltına aldılar. Kardeşim avukatını aramak istedi izin vermediler. Evi karıştırdılar. Kardeşimi neden gözaltına aldıklarını söylemediler. Bilgisayar kasamızı ve Bir halkı savunmak adlı kitabı ve CD leri aldılar. ”

Hasip TAMİL: “Devlet hastanesinde çalışan bir tanıdığımızın bizi arayarak oğlunuzu polisler hastaneye getirmişler diye telefon açmasıyla oğlum Ercan’ın gözaltına alındığını öğrendim. Hastaneye gittiğimde polisiler konuşmama izin vermeden bize bağırıp çağırdılar. Bize oğlunuzun çevik kuvvete götürüldü deyip oraya gitmemiz söylendi.”

Diyarbakır İl Merkezinde Meydana Gelen Olaylar
Abdullah Öcalan’ın İmralı kaplı cezaevinde fiziki müdahaleye maruz kalmasını protesto etmek amacı ile DTP öncülüğünde Diyarbakır’ın değişik semtlerinde basın açıklaması, yürüyüş gibi değişik etkinlikler yapıldı. Başlarda sakin geçen eylemlere bazı yerlerde polisin müdahalesi, bazı yerlerde de göstericilerin taş atmasıyla birlikte olayların çıkıp büyümesine neden oldu.

Olayların başlamasından sonra zaman zaman polisin orantısız bir güç kullanımına başvurduğu gözlemlendi. Güvenlik güçleri olaylara genellikle biber gazı, jop, tazyikli su, panzer, plastik mermi ve hatta gerçek mermi kullanmak suretiyle bastırmaya çalıştığı gözlemlendi.

Gözaltına alınanlardan bazıları kendilerine gözaltında işkence yapıldığı iddia etti. Yine gözaltına alınanlardan büyük bir kısmı gözaltına alma sırasında güvenlik güçlerinin kendilerine karşı orantısız güç kullandıklarını kaba dayağa maruz kaldıklarını iddia ettiler.

Gözaltına alınan şahısların avukatları ile yapılan görüşmelerde savcı ve hakimlerin polislerin tutmuş oldukları tutanaklarla yetinip tutuklama kararı verdiklerini beyan ettiler.

TESPİTLER
1- Abdullah Öcalan’ın fiziki müdahaleye maruz kaldığı iddiası nedeniyle Diyarbakır başta olmak üzere Türkiye’nin değişik yerlerinde değişik gösteriler yapıldığı tespiti yapılmıştır.
2- Bu gösterilerin bazılarına güvenlik güçlerinin müdahalesinin sert olduğu, orantısız güç kullanıldığı tespiti yapılmıştır..
3- Olaylara karışanlar dışında çok sayıda masum vatandaş gözaltına alınıp tutuklandığı tespiti yapılmıştır.
4- Yakalanıp gözaltına alınan şahıslara hiçbir kanuni hakları hatırlatılmadığı tespiti yapılmıştır.
5- Gözaltına alınma sırasında orantısız güç kullanıldığı ve gözaltına alınanlara gözaltına alınması sırasında kaba dayak uygulandığı tespiti yapılmıştır.
6- Gözaltına alınanların hepsine de olmasa bazılarına gözaltında iken işkence uygulandığı tespiti yapılmıştır.
7- Yaptığı eylemin anlam ve sonuçlarını algılayacak yaşta olmayan çok sayıda çocuk tutuklanarak cezaevine yollandığı tespiti yapılmıştır.

TALEPLER
1- Bu ve benzeri toplumsal olaylarda göstericilerin şiddet yöntemlerine başvurmadan sağduyulu demokratik tepkilerini dışa vurmaları gerektiği, kamu gücünü kullananların da gösteri ve yürüyüşün Anayasal demokratik bir hak olduğunu ve ona göre davranmaları gerektiği unutulmamalıdır.
2- Güvenlik güçleri olaylara müdahale ederken orantısız güç kullanımından sakınmalı ve olaylara taraf olarak yaklaşmamalıdır. Olaylara müdahale ederken halkın can ve mal güvenliğini korumakla görevli olduğunu unutmamalıdır.
3- Gözaltında yapılan işkencenin önlenmesi için adli mercilerin kendilerine yapılan şikayetleri etkin bir şekilde soruşturmaları gerekmektedir.
4- Çocukların tutuklanması doğru değildir. Tutuklamanın tedbir olduğu unutulmadan çocukların derhal serbest bırakılması gerekmektedir.

DOĞU VE GÜNEYDOĞU BÖLGESİNDE GÜVENLİK GÜÇLERİNCE MÜDAHALE EDİLEN TOPLUMSAL GÖSTERİLER

Hükümlü olarak tek kişilik İmralı Cezaevinde bulunan Abdullah Öcalan’ın avukatları, müvekkilinin cezaevinde insan onuru ve işkence yasağıyla örtüşmeyen muameleye maruz kaldığını açıklamıştır. Bu açıklama, özellikle Doğu-Güneydoğu bölge temsilciliğimiz görev alanı içinde bulunan birçok il ve ilçede tepkiye yol açmıştır.  Halk, yaşanan olaya olan tepkisini basın açıklamaları ve toplumsal gösteriler ile ifade etmek isterken, gerek basın açıklamaları öncesi, gerek basın açıklaması sırasında ve gerekse basın açıklaması sonrasında güvenlik güçlerinin müdahaleleri ile kentlerin tüm mahallerine yayılan çatışmalı tepkilere dönüşmüştür. Sadece 18–22 Ekim 2008 tarihleri arasında, bölge temsilciliğimiz görev alanı içinde bulunan 8 il ve 10 ilçede 38 tane toplumsal gösteriye güvenlik güçleri müdahalede bulunmuştur.

Bölgemizde bulunan İnsan Hakları Derneği şubelerinin gözlem/tespit raporları ve çeşitli basın kuruluşlarına yansıyan haberlere göre;

Ağrı ili Doğubayazıt ilçesinde, 20 Ekim 2008 tarihinde DTP il teşkilatı önünde toplanan grubun basın açıklaması yapmak için Belediye Meydanı’na yürümek istediği sırada biber gazı, silah ve tazyikli su ile,

Ağrı ili Doğubayazıt İlçesinde, 20 Ekim 2008 tarihinde güvenlik güçlerinin protesto gösterilerinde silah kullanması sonucu yaşamını Ahmet Özkan’ın cenaze törenine katılan topluluğa 24 Ekim 2008 tarihinde gaz bombasıyla,

Batman ilinde, 18 Ekim 2008 tarihinde Bağlar Mahallesi’nde yapılan gösteriye silahla,

Diyarbakır ilinde,  18 Ekim 2008 tarihinde Koşuyolu Parkı’nda yapılan basın açıklaması sonrasında biber gazı atarak ve tazyikli su ile,

Diyarbakır ili Lice İlçesi’nde, 19 Ekim 2008 tarihinde yapılan yürüyüşe silah kullanarak,

Diyarbakır ilinde, 20 Ekim 2008 tarihinde Kayapınar (Huzurevleri Semti’nde), Bağlar (Sağlıkocağı Caddesi’nde) ve Sur ilçelerinde (Melik Ahmet Mahallesi’nde ve Balıkçılar başında ) yürüyüş yapmak isteyenlere panzer ve biber gazı ile,

Gaziantep ilinde,  19 Ekim 2008 tarihinde DTP İl binasından adliyeye doğru gitmek isteyen topluluğa gaz ve jop ile,

Hakkâri ili Yüksekova ilçesinde,  18 Ekim 2008 tarihinde Esentepe, Güngür, Yeşiltepe Cumhuriyet ve Mezarlık mahallerinde gösteri yapmak ve yürüyüş yapmak isteyen topluluğa, silah, panzer ve gaz bombalarıyla,
 
Hakkâri ili Yüksekova ilçesinde, 20 Ekim 2008 tarihinde Bağlar ve Mezran mahallesinde toplanan topluluğa biber gazı, tazyikli su ve ateş ederek,

Hakkâri ilinde, 20 Ekim 2008 tarihinde gösteri yapan topluluğa gaz bombaları ve panzerlerle,

Mardin ili Nusaybin ilçesinde,  19 Ekim 2008 tarihinde AKP Nusaybin İlçe binasına yürümek isteyen topluluğa panzer, Jop ve gaz bombaları,

Mardin ili Kızıltepe ilçesinde, 20 Ekim 2008 tarihinde yapılan gösteriye gaz bombası ile,

Mardin ili Nusaybin ilçesinde, 20 Ekim 2008 tarihinde Abdulkadir Paşa, Kışla ve Yenituran Mahallelerinde yapılan gösteriye gaz bombası ile,

Mardin ili Nusaybin ilçesinde, 21 Ekim 2008 tarihinde AKP Nusaybin İlçe binasına yürümek isteyen topluluğa panzer, gaz bombası ve jop ile, Şirin Sokak’ta yapılan yürüyüşe panzerlerle,

Siirt ilinde, 19 Ekim 2008 tarihinde, yapılan basın açıklamasının ardından gaz, jop ve panzerler ile,

Şanlıurfa ilinde, 19 Ekim 2008 tarihinde DTP Süleymaniye Bürosu önünde araya gelen topluluğa gaz bombası ve panzerlerle,

Şanlıurfa ilinde, 20 Ekim 2008 tarihinde, AKP Şanlıurfa İl binasına çelenk bırakmak için Karakoyun İşhanı önünde bir araya gelen Barış Platformu üyelerine Jop ile,

Şanlıurfa ili Viranşehir ilçesinde, 20 Ekim 2008 tarihinde,  yapılan gösteriye gaz bombası, jop ile,

Şırnak ili Cizre İlçesinde, Şehit ve Gaziler Derneği’nin Şırnak ilinde düzenlediği mitingi protesto etmek isteyen topluluğa 19 Ekim 2008 tarihinde panzerlerle, Cudi ve Nur Mahallesi’nde bir araya gelen topluluğa hayava ateş ederek ve panzer ile,

Şırnak ili Silopi İlçesinde, 19 Ekim 2008 tarihinde “Ne AKP ne Ergenekon çözüm Demokratik Cumhuriyet” mitinginde polisin çekim yapmak istemesi üzerine tepki gösteren kitleye,

Şırnak ilinde, 20 Ekim 2008 tarihinde Nur mahallesinden Kurami Caddesi’ne geçerek yürüyüş yapan gruba biber gazı ile, 21 Ekim tarihinde yapılan gösteriye gaz bombası, daha sonra silah ile,

Şırnak ili İdil İlçesinde,  21 Ekim 2008 tarihinde yürüyüş yapmak isteyen topluluğa gaz bombası, jop ve panzerler ile,

Van ili Erciş İlçesi’nde, 20 Ekim 2008 tarihinde Dalan Caddesi’nde düzenlenen “Ne AKP ne Ergenekon çözüm Demokratik Cumhuriyet” mitinginin ardından dağılan kitleye slogan attıkları gerekçesiyle Biber gazı, cop ve panzerle,

Van ilinde, Hacibekir, Yüniplik ve Cevdetpaşa mahallelerinde yapılan gösterilere ppanzer, gaz bombaları ve tazyikli su ile güvenlik görevlileri müdahalede bulunmuştur. 21 Ekim günü İdil ilçesinde yapılan müdahalede Geçici Köy Korucularının görev aldığı tesbit edilmiştir.

DOĞU VE GÜNEYDOĞU BÖLGESİNDE MÜDAHALE SIRASINDA MEYDANA GELEN ÖLÜM-YARALANMA

Ağrı ili Doğubayazıt ilçesinde, 20 Ekim günü DTP il teşkilatı önünde toplanıp basın açıklaması yapmak için Belediye Meydanı’na yürümek isteyen topluluğa polisin biber gazı, silah ve tazyikli su ile müdahale ettiği, Ahmet Özkan adlı kişinin sırtından aldığı kurşun ile yaşamını yitirdiği, Mehmet Salman, Serhat Argın, DTP Iğdır İl Başkanı Murat Yıkit, Selahattin Üstündağ ve DTP İlçe Yöneticisi Ahmet İnan’ın da aralarında bulunduğu 20 kişinin yaralandı.
Ağrı ili Doğubayazıt İlçesinde, 22 Ekim 2008 tarihinde yapılan Ahmet Özkan’ın cenaze töreninde yapılan müdahalede Ramazan Aktaş adlı kişi yaralanmıştır.

Diyarbakır ilinde,  18 Ekim 2008 tarihinde Koşuyolu Parkı’nda yapılan basın açıklaması sonrasında biber gazı atarak ve tazyikli su ile yapılan müdahalede 3 kişi, 21 Ekim 2008 tarihindeki gösterilere yapılan müdahalede Ferhat Ortaç adlı kişi, 3 polis ile bir sağlık personeli yaralanmıştır.

Gaziantep ili Şahinbey İlçesi’nde, yapılan gösteriye müdahalede 60 yaşındaki Fatma isimli bir kadın yaralandı.

Hakkâri ili Yüksekova ilçesinde, 18 Ekim 2008 tarihinde Esentepe, Güngür, Yeşiltepe Cumhuriyet ve Mezarlık mahallerinde gösteri yapmak ve yürüyüş yapmak isteyen topluluğa, silah, panzer ve gaz bombalarıyla yapılan müdahalede Esentepe mahallesinde Keskin Duman adlı kişi, 20 Ekim 2008 tarihinde yapılan gösteriye müdahalede Adil Özatak adlı kişi kafasına kurşun ile, ayrıca 13 kişi çeşitli biçimlerde yaralandı.

Siirt ilinde, 19 Ekim 2008 tarihinde, yapılan basın açıklamasının ardından gaz, jop ve panzerler ile yapılan müdahale sırasında İdris Teymur, Ali Kayar ve ismi öğrenilemeyen 7 sivil yurttaş ile 3 polis yaralandı.

Şanlıurfa ili Viranşehir ilçesinde, 21 Ekim 2008 tarihinde yapılan gösteriye müdahalede 1 polis yaralandı.

Şırnak ili Cizre İlçesinde, 19 Ekim 2008 tarihindeki gösterilere yapılan müdahalede 9 yaşındaki bir çocuk, kafasına aldığı gaz bombası darbesiyle yaralandı.

Şırnak ili İdil İlçesinde, 21 Ekim 2008 tarihinde yapılan gösteriye müdahalede DİHA muhabiri Vedat Yıldız, yerel bir gazetenin muhabiri Hurşit Baran, İdil Gazetesi muhabiri Mahmut Nas, İdil Güney Ekspres çalışanı Lokman Dayan, Fehmi Demir, Rabia Vesek, Ebubekir Norman ile Cevahir Yağbasan yaralandı.

Şırnak ilinde, 21 Ekim 2008 tarihinde yapılan gösteriye silah, gaz bombası, jop ile yapılan müdahalede edildi, 3 polis, Anadolu Ajansı muhabiri Cafer Balık ve Mikail Şan’ın ile ismi tespit edilmeyen 8 kişi yaralandı.

18–22 Ekim 2008 tarihleri arasındaki bu toplumsal gösterilere yapılan müdahalede meydana gelen yaralanman sayısının, tespit edilen bu rakamlardan çok fazla olmuştur. Çünkü meydana gelen birçok yaralanma vakası gözaltına alınma kaygısı nedeniyle resmi sağlık kurumunu başvurulmadığı için resmi kayıt altına alınamamıştır.

DOĞU VE GÜNEYDOĞU BÖLGESİNDE RESMİ GÖZALTI YERİNDE İŞKENCE-RESMİ GÖZALTI YERİ DIŞI İŞKENCE/ KÖTÜ MUAMELE VE İDDİALARI

Temel İnsan Haklarından olan işkence yasağının ihlaline ilişkin bölge şubelerinin tespit/gözlemleri ile basın kuruluşlarına yansıyan olaylar:

Ağrı ili Doğubayazıt ilçesinde, Metin Soykıran gözaltında işkenceye maruz kaldığını belirterek  “20 Ekim günü olayların yaşandığı saatlerde, olayların başladığı yerden uzak olan belediye önünde polisler tarafından gözaltına alındım, gözaltına alınma ile birlikte hakaret ve kaba dayağa maruz kaldım, İlçe Emniyeti’ne götürülene kadara dövüldüm, sonra emniyette beni yere yatırarak dövmeye başladılar. O sırada kafam duvara değerek yarıldı, savcılıkta polislerden şikâyetçi oldum, fakat savcı bana ‘Onları polis yapmadı, siz birbirinize taş attınız’ dedi” biçiminde anlatımda bulundu.  (24 Ekim 2008)

Diyarbakır ilinde, 18 Ekim 2008 tarihinde Koşuyolunda yapılan basın açıklaması ve yürüyüş sonrasında yapılan müdahale ardından DTP il binasına doğru giden DTP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata ve Kayapınar Belediye Başkanı Zülküf Karatekin ve 8 parti üye ve yöneticisinin polisin küfür ve fiziki saldırısına maruz kaldı.

Diyarbakır ilinde, Sur İlçesi’nde başlayan gösterilerin ardından Medeni Fidan adlı vatandaşında aralarında bulunduğu 3 kişi polisler tarafından damdan atıldı. (20 Ekim 2008/) 

Diyarbakır ilinde, gösteriler sırasında evden gözaltına alınan 17 yaşındaki S.A.’ın gözaltına alındığı sırada ve gözaltında kaldığı sürede polisler tarafından işkenceye maruz kaldığının iddia edildiği, 20 Ekim’de Bağlar İlçesi’nde yapılan gösterilerin ardından Girne Caddesi’nde bulunan işyerini açmak için evden çıktığını belirten S.A (17),’nın polislerin kendisine müdahale etmesi üzerine eve kaçtığını, polislerin daha sonra evlerini bastığını, evde bulunan 58 yaşındaki dedesi Abdulmecit Bayram ve diğer aile fertlerinin polis tarafından tartaklandığını beyan etti. (27 Ekim 2008)

Diyarbakır ilinde, yapılan ev baskınında gözaltına alınan 17 yaşındaki S.A.’ın gözaltına alındığı sırada ve gözaltında kaldığı sürede polisler tarafından işkenceye maruz kaldığı, S.A’ nın “Polisler beni evden alıp ekip aracına götürene kadar, dövdüler. Kimisi kafama basıyordu, kimisi tekme atıyordu. Polislerin vurmasıyla bir dişim kırıldı gözümün kenarı patladı ve ayağım şişti. Karakola götürülene kadar dayak yedim. Şuan belimi bile doğrultamıyorum, “ dediği,  Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde yapılan sorgulama sırasında da polislerin kötü muamelesine ve hakaretlerine maruz kaldığının iddia etti. (27 Ekim 2008)

Hakkâri ili Yüksekova İlçesinde,  yapılan yürüyüş sonrasında 106 yaşındaki Mustafa Baltacı’nın tartaklanarak gözaltına alındığı, gözaltına alındığı sırada dipçik darbeleri sonucunda kalp krizi geçirdiği bu nedenle Yüksekova Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. (18 Ekim 2008)

Mardin ili Nusaybin ilçesinde, 20 yaşındaki Mehmet Tunç adlı kişinin “Ben evimin bulunduğu sokakta duruyordum. Cadde üzerinde eylemler vardı ve polisler bizim mahalleye girdi. 4 polis beni yakaladı. Bana saldırmaya başladılar. Tekmelerle sırtıma vuruyorlardı. Sonra dudağımı patlattılar. Biran öldüm sandım çünkü üzerime çullanmıştılar ve beni dövüyordular küfür ediyorlardı. O arada beni gören amcam beni korumaya çalıştı ama polisler onu da dövmeye başladılar. Tekmeler, coplar, yumruklar ile dövdüler. Hepsi sivil polisti, beni de götürdüler ve Terörle mücadele şubesinin bodrumuna koydular. Birkaç saat boyunca orada şiddet gördüm. Vücudumun her yerinden kanlar akmaya başladı. Artık gözlerimi bile açamıyordum. Beni döven polisler o sırada benim yanımda komisere anons etti. Komisere benim için ‘Ne yapalım’ dedi. Komiser ise ‘Bir çöpe atın’ diye anons etti telsizden. ‘Kimsenin bulmayacağı bir çöpe atın’ dediler. Sonra beni oradan çıkarıp Musa Anter Parkı civarındaki çöplüğe attılar. Bayılmışım. Ondan sonra birkaç tane bayan beni gördü ve beni alarak hastaneye getirdiler. Hastanede de beni rahat bırakmadı polisler. Hastanedeki doktorları sık sık tehdit ediyorlardı. Doktorları benim sağlığım hakkında bir şeyi yok demesi için zorluyordular.” biçiminde anlatımda bulundu. (21 Ekim 2008)

Siirt ilinde, yapılan basın açıklamasının ardından polis topluluğa müdahale etti, Denge Welat gazetesinin Siirt dağıtımcısı olan 65 yaşındaki Mehmet Altay, İdris Teymur, Nuran Kayar’ın da içinde yer aldığı 9 kişi polisler tarafından darp edildi. (19 Ekim 2008)

Siirt ilinde, 23 Ekim 2008 günü gece saatlerinde Seyrantepe Mahallesi’nde ateş yakan gruba müdahale eden polisin 12 yaşındaki Feyzullah Ene adlı çocuğu darp etti, darp sonucunda kolu ve kafasın kırıldı. (24 Ekim 2008)

Siirt ilinde, Congbayır Mahallesi’nde yapılan gösteriden sonra DTP İl Yöneticisi Sıddık Cengiz’in yanan ateşi söndürmediği için polislerce darp edildiğinin iddia edtti. Cengiz“ 24 Ekim’de saat 19.00 sıralarında bir grup genç mahallede ateş yaktı, yaklaşık 20 dakika sonra polislerin olay yerine gelmesiyle grup dağıldı, Polisler kimseyi yakalamayınca bizim dükkana geldi. 5’i sivil olmak üzere 10 polisti. Polisler bana ‘Neden burada ateş yakılmasına müsaade ediyorsun?’ diye sordular. Ben de, polislere, ne onlara ateş yakmalarını söyleyebileceğini ne de ateşlerini söndürün diyebileceğini söyledim. Yanıma gelen 2 sivil polis, ‘Bu bölgede olup bitenden sen sorumlusun’ dediler. Ben de alakam olmadığımı söyledim” diye konuştu. Polislerin eylemcileri tanıyıp tanımadığını sorduktan sonra kendisini darp ettiğini, bölgede o kadar esnaf varken bir tek benim yanıma geldiler. Ve eylem yapanları tanıyıp tanımadığımı sordular. Bende tanımadığımı söyleyince ilerde bekleyen başka polis gelerek yüzüme yumruk vurdu. Ondan sonra başka birinin dirseğiyle yüzüme vurdu. Coplarla kollarıma da darbe aldım. Şimdi burada kafana sıkarız, en çok biraz hapis yatarız, bundan sonra burada yaşanacak her şeyden sen sorumlusun dediler.” biçiminde anlatımda bulundu. (26 Ekim 2008)

Şırnak ili Cizre İlçesinde, Nur Mahallesi’nin Özkan Caddesi’nde bulunan bir internet cafeye giden polislerin 6 çocuğu tartakladığı, çocukları kafasına silah dayayarak gözaltına aldığı iddi edildi.  (19 Ekim 2008/DİHA)

Şırnak ili İdil İlçesinde, yürüyüş yapmak isteyen topluluğa polis ve korucuların müdahalede bulunduğu, aralarında DİHA muhabiri Vedat Yıldız’ın da bulunduğu 7 kişinin gözaltına alınma sırasında darp ve cebire maruz kaldıkları belirtildi. (21 Ekim 2008)

Şırnak ili İdil İlçesinde, Ebubekir Norman ile Cevahir Yağbasan’ın meydana gelen olaylar sırasında güvenlik güçlerince darp edilmeleri sonucu yaralandıkları belirtildi. (21 Ekim 2008)

Şırnak ili İdil İlçesinde, 21 Ekim 2008 tarihinde çıkan olaylar ile ilgili olarak bulunan İdil Güney Ekspres çalışanı Lokman Dayan’ın “DTP İdil ilçe binası önünde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik yapılan fiziki saldırıya ilişkin yapılması düşünülen yürüyüşü diğer basın çalışanı arkadaşlarla takip ediyorduk. DİHA, AA, Güney Ekspress çalışanlarının aralarında bulunduğu 5–6 basın çalışanı vardı. Müdahalenin hemen sonrasında robokop giyimli çevik kuvvet giyimli polisler adeta üzerimize çullandılar. Müdahale 5 saniye içinde oldu biber gazları, robocop ve özel hareket timleri çok sert bir şekilde müdahale etti. Çok kaba bir şekilde müdahale ettiler, Kolluk kuvvetleri basın falan dinlemedi. Beni özel harekatçılar döve döve gözaltına aldılar. Elimi arkadan bağlayıp vurmaya başladılar. Tekmelerle beni yere yatırıp vuruyorlardı. Karakolda da bu devam etti. Herkes şunu bilsin ki, karakollar artık işkencehaneye dönüşmüştür. Halen gözaltında işkence var ve karakollarda bu sürüyor” dediği, gözaltına alınan ve her iki gözü polisin kaba dayağı sonucunda moraran Salih Gümüş adlı kişinin ise;  “Yolda yürüyordum hiçbir şeyden haberim yoktu. Kalasla başıma vurduktan sonra beni yere yatırdılar ve yere vurmaya başladılar. Yapanlar özel hareket timleri idi. Hiçbir soru sormadan saldırdılar. Yüzüme ve gözüme postallarla vurdular. Yüzümü savunmaya çalışıyordum ama nafile.Yaklaşık10 özel hareket timi başımda toplanmıştı. Daha önce geçirdiğim bir trafik kazasında kafatasım açılarak ameliyat edilmiştim Ama o esnada kalaslarla saldırdılar bana. Bunu emniyet amirine söyledim. Hastaydım yeşil kartımla ilaç alacaktım ben niye böyle yaptınız diye biz değil dışardan gelen özel harekatçılar yaptı” dediği belirtildi. (23 Ekim 2008)

Şırnak ili İdil İlçesinde, 21 Ekim 2008 tarihinde çıkan olaylar ile ilgili olarak bulunan İdil Güney Ekspres çalışanı Lokman Dayan’ın “DTP İdil ilçe binası önünde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik yapılan fiziki saldırıya ilişkin yapılması düşünülen yürüyüşü diğer basın çalışanı arkadaşlarla takip ediyorduk. DİHA, AA, Güney Ekspress çalışanlarının aralarında bulunduğu 5–6 basın çalışanı vardı. Müdahalenin hemen sonrasında robokop giyimli çevik kuvvet giyimli polisler adeta üzerimize çullandılar. Müdahale 5 saniye içinde oldu biber gazları, robocop ve özel hareket timleri çok sert bir şekilde müdahale etti. Çok kaba bir şekilde müdahale ettiler, Kolluk kuvvetleri basın falan dinlemedi. Beni özel harekatçılar döve döve gözaltına aldılar. Elimi arkadan bağlayıp vurmaya başladılar. Tekmelerle beni yere yatırıp vuruyorlardı. Karakolda da bu devam etti. Herkes şunu bilsin ki, karakollar artık işkencehaneye dönüşmüştür. Halen gözaltında işkence var ve karakollarda bu sürüyor” dediği belirtildi. (23 Ekim 2008)

Şırnak ili İdil İlçesinde, 21 Ekim günü yapılmak istenen basın açıklamasına müdahale den polis ve özel harekat timleri tarafından gözaltına alınan ve mahkemece tutuklanan 8 kişi (Hasan Eraslan, Mehmet Bayram, Ahmet Karagöl, Mehmet Göran, Yusuf İnan, Mehmet Salih Geçgel, Musa Bayram ve Ahmet Göran) cezaevine götürülmeden önce polis tarafından işkenceye maruz kaldı. (23 Ekim 2008)

Van ili Erciş İlçesi’nde, Dalan Caddesi’nde düzenlenen “Ne AKP ne Ergenekon çözüm Demokratik Cumhuriyet” mitinginin ardından dağılan kitleye polisin slogan atıldığı gerekçesiyle biber gazı, cop ve panzerle müdahalede bulunduğu, DİHA muhabiri Ercan Öksüz polis tarafından tekme tokat dövüldü belirtildi. (20 Ekim 2008)

3-GÖZLEM VE TESBİTLER

1- Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Hakkari, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van il merkezleri ile Lice, Doğubeyazıt, Yüksekova, Kızıltepe, Silopi, Nusaybin, Viranşehir, Erciş, İdil ve Cizre ilçelerindeki 18–22 Ekim 2008 tarihleri arasındaki 38 toplumsal gösteriye güvenlik görevlileri (polis, Özel Tim) müdahale etmiştir. İdil İlçesindeki müdahalede ayrıca GGK korucuları da yer almıştır.

2- Bu müdahale sırasında Ahmet Özkan (Doğubayazit) yurttaşımız yaşamını yitirirken 7’si polis olmak üzere 90 yurttaşımız yaralanmıştır. Gözaltına alınma kaygısı ile resmi sağlık kurum kayıtlarına geçmeyen çok sayıda yaralanma meydana gelmiştir. Müdahale sırasında güvenlik görevlileri pozitif hukuk normlarının gereği olan “olayların dışındaki yurttaşların mağdur edilmesi ilkesi” doğrultusunda gerekli özen ve hassasiyeti göstermediği gözlenmiştir. 
3- Basın açıklamaları öncesi, açıklama anında veya açıklama sonrası yapılmak istenen yürüyüş veya dağılma anındaki güvenlik görevlilerinin ilk müdahalelerinden sonra gösteriler kentlerin diğer bölgelerine sıçramış ve karşılıklı çatışmaya dönüşmüştür.

4- 397 kişi gözaltına alınırken, 29’u çocuk olmak üzere 208 kişi olaylar ile ilgili tutuklanmıştır.
 
5- Güvenlik görevlileri gösterilere, biber gazı, Jop, Panzer, tazyikli su, plastik mermi, gerçek mermi (uyarı amaçlı havaya yapılan atışlar hariç) ile müdahale etmiştir.

6- Meydana gelen ölüm, kurşun yaralanması sonucu olmuştur.

7- Yaralanmalar çoğunlukla sert cisimle darp edilme sonucu olmuştur.

8- Göstericilerin, taş ve molotofkokteyli dışında başkaca bir çatışma malzemesini kullandığına dair veriye ulaşılmamıştır.

9- Gözaltı yeri dışı ve gözaltı yerinde işkenceye dair ciddi vakaların olduğu tespit edilirken, çok fazla sayıda iddianın da olduğu görülmüştür. Gözaltına alınan kişilerin çoğunluğu, gözaltına alınırken, resmi gözaltı yerine intikal ettirilirken işkence ve kötü muameleye maruz kalmıştır.  Resmi gözaltı yerinde dahi işkenceye maruz kalanlar olduğuna dair ciddi, raporlu vakalar mevcuttur.

10- Kentlerin değişik yerlerine sıçrayan gösterilerde, gereksiz, orantısız ve aşırı güç kullanılmıştır.

11- Siyasi parti ve derneklere yönelik 4 saldırı olayı meydana gelmiştir. Bunlardan 3 tanesi kişiler veya göstericiler tarafından gerçekleştirilmiştir.

12- Gösteriler ile ilgisi olmayan yurttaşlar fiziki ve maddi olarak mağdur edilmiş, ayrıca gözaltına alınmıştır.

13- Çocukların gözaltına alınması ve devamın tutuklanması evrensel olarak özel haklara kavuşturulan çocuk haklarının ciddi ihlalidir.

SONUÇ

18–22 Ekim 2008 tarihlerinde toplumsal gösterilere yapılan müdahale ve sonrasın meydana gelen gelişmeler; Türkiye’nin hukuk normlarına ne kadar bağlı olduğunu, demokrasiyi ve hukuku ne kadar egemen hale getireme niyetinde olduğunu göstermektedir. Her yurttaşın demokratik zeminde olmak koşuluyla her türlü düşünce ve talebini ifade etme hakkı vardır. Bu hak Türkiye’nin altına imzasını attığı uluslar arası anlaşma/hukuk metinlerinde de tariflenmiş ve her yurttaş için güvenceye alınmıştır. Olaylar sırasında yaşanan hak ihlalleri faillerinin açığa çıkarılması, failler hakkında yargı süreci işletilmesi yürütmenin görevi ve sorumluluğudur. Hukuka bağlığın bir gereği de budur.

Mihdi Perinçek
İHD Doğu-Güneydoğu Bölge Temsilcisi

Bir cevap yazın