Zaman ne acının yükünü hafifletiyor ne de yara kapandı, hala ilk günkü gibi kanıyor. Roboski katliamından, kendi insanlarımızın yaşam hakkının yok edilmesinden, bir halkın çocuklarını yitirmesinden, toplumun bitmeyen acısından, Ankara’nın koridorlarında gezen katliamcıların cezasızlığından ve adalete ulaşılamamasından bugüne kadar geçen zamandır; 11 yıl ya da 132 ay ya da 574 hafta ya da 4018 gün.
HATIRLATALIM: Şırnak Uludere’nin Roboski köyü’nde, ailelerinin geçimi ve kardeşlerinin eğitimi için akrabaları ile sınır ticareti yapan -19’u çocuk- 34 sivil bölge insanımız, çok zor iklim ŞARTLARINDA ve her gün çıktıkları yolda iken, geçtikleri yol ve oradan geçip kendi akrabalarıyla sınır ticareti yaptıkları GERÇEĞİ devletçe, TSK’nce bilinmesine karşın, 28 Aralık 2011 TARİH’inde, SAAT; 21.30 ile 22.24 arasında, TSK’ne ait uçaklardan, TSK mensuplarınca üzerlerine 4 bomba atılarak bile bile göstere göstere BOMBALANDILAR ve KATLEDİLDİLER.
24 saat gizlendi katliam, medya sustu. Ailelerin ve sağlık ekiplerinin bölgeye gitmesi engellenerek donarak ölümlere yol açıldı. Aileler; çocuklarının cenazelerini, kendi imkanları ile taşıdılar. Katliamın ardından bölgeye giden İnsan Hakları Örgütleri, araştırmalarının sonucunda Roboski Katliam Raporu’nu 3 Ocak 2012 günü kamuoyuna aktardı. Katliamla ilgili araştırma; ne Meclis’te kurulan komisyonda, ne sivil savcılıkta ne de -hızlıca geçirildiği- askeri savcılıkta yeterince yapılabildi. Anayasa Mahkemesi ‘eski evrak’ dedi, AİHM ise ‘iç hukuk yolları tüketilmedi’. Ve bugüne kadar hukuk kayıp. Katliamdan bugüne, yaratılan sis perdesi içine saklı gerçekler ve failler. Toplumun katledenleri bilmesini istemeyen, katliam gerçeğini örten sisi yaratanlar cezasızlıkla adaleti de yok ettiler.
Savaş uçaklarıyla katledenler, adaleti sağlamayıp hesap vermediği gibi, çocukları/kardeşleri öldürülmüş ve adalet arayan aileleri cezaevine attı, adalet çığlığını susturmak için baskı uyguladı, mahkeme kapılarına taşıdı, zulm etmeye de devam ediyor. Anneler yasını yaşarken öldü, kardeşler hapiste. Barış Encü adalet isterken cezaevine atıldı ve 4 yıl hapis yattı. Öncesiyle, 1915’ten bugüne siyasetler ve yönetimler; içinde yer aldığı katliamlarda kör-sağır-dilsiz. Düne kadar yaşananların eşiği de, yarın katliamların tekrar etmemesinin ve çözümün yeniden kurulabilmesinin eşiği de; insan hakları, barış, adalet, cezasızlığın bitirilmesi ve sorumluların hesap vermesidir. Coğrafya kader değildir ve Roboski faillerinin yargılanması, bu acıların bir daha yaşanmaması için bir eşiktir. Bilin ki: savaş üreten, kirli tüm oluşum ve gelişmelerin araştırılmasını istemek İnsan Hakları’nı önceleyen her birimiz için bir sorumluluktur. Savaş; her halkın mutlu, adil ve insanca yaşamasının karşısındaki en büyük sorundur.
Platon’dan bugüne; hukuk ve adaleti sağlamak için, halkların ve toplumun yaşamını düzenlemek için kurulmuş basit bir aygıttır Devlet. İnsanlar ve halklar için vardır Devlet. Yaşatan, adaleti kuran, cezasızlığı bitiren ve hukuğu sağlayan olması gerekirken; bombalayan, öldüren, saldıran, yasaklayan, tutuklayan, zulmeden bir yapı olamaz, olmamalıdır Devlet. Tüm çocuklarımızı okutmak, bakmak ve yaşatmakla yükümlü sistem, ‘çocuk hakları’ nedir bilmezken, Roboski’de okuyamayan ve çalışmak zorunda olan 19 çocuğu bombalarla katlediyor. Roboski ve tüm katliamlarda, devlet adaletsizliği ve cezasızlığı besliyor. Bunu bitirebilmek; biraraya gelip, mücadele ederek, unutturmayarak, halklar için kurgulanmış demokratik, eşitlikçi ve insanca bir sistemi inşa ederek mümkün. Savaşları yaratan, katliamları yapanlarla geçen her gün; açlık, ekonomik çöküş, olmayan adalet, kayıp hukuk, insan odaklı olmayan siyaset ve yıkım olarak yaşantılarımızda devam ediyor.
Roboski, -halkların yaşamı hiçe sayılarak- siyasilerce çizilmiş sınırların “90’larda, kendi köylerinde işkenceye uğrayıp oradan göç ederek güneye geçmiş” akrabalarıyla alışveriş yaparak geçimini sağlayan insanlarımızı katleden, vicdansızlığın sembolü ve devlet dersinde bir katliamdır. Sınırlara karşı çıkmanın, barışın, demokrasinin, çözümün yolu Roboski için Adalet’tir. Roboski Katliamı; tüm gerçekliğiyle yaşanmış, bilinmeyen hiçbir yanı kalmamışken, sistemin yöneticilerine ucu değeceği için, cezasızlık politikasına ve devletin “araştırılmasın” sınırlarına takılan 11 yıllık açık bir yaradır. Roboski’de bir katliam yapılmış, insanlığa karşı bir suç işlenmiştir. Saklama ve inkâr yoluna gidilse de toplumun hafızası barış ve adaleti talep edecek, sorumluları ortaya çıkarılacaktır. Hiçbir katliamın zaman aşımı yoktur. Yaşadıklarımızın aslı; devlet, cezasızlık, savaş, adaletin olmayışıdır. Roboski’ye adalet gelmeden Türkiye’ye adalet gelmeyecektir.
Biz, adalet arayışının, birarada ve barış içerisinde yaşamanın tarafındayız. Devlet ve iktidar şiddetine karşı, Roboski ve tüm katliamlar için adaleti talep etmek adına, özgürce bir araya geleceğimiz, adaleti sağlayacağımız, cezasızlığı bitireceğimiz güne kadar yataklarımızda rahat uyumayacağız, uyutmayacağız da. “İnsan olarak ne yapabilirim?” sorusunu soran herkese “Gelin, sesimizi birlikte yükseltelim” diyecek, her ayın 28. günü birlikte unutmayacak, unutturmayacak, hatırlayacak ve hatırlatacağız:
Roboski, devletin ve iktidarın sınavıdır. Bu topraklarda “Barış ve Adalet”in yolu, mutlaka ve önce Roboski’den geçecektir. Bu toprakların utancı, kanayan yarası ve adalet arayışıdır. Acının utandığı, devletin utanmadığı Roboski’nin sorumluları hesap vermeden helalleşme ve adaletten söz edilemez. Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. ADALET, ADALETSİZLİĞİN OLDUĞU YERDEN YÜKSELİR. “Katiller bulunsun, Roboski bir daha asla” diyoruz!
Roboski için Adalet Girişimi