Kamuoyunda Cumartesi Anneleri olarak bilinen bizler, gözaltında kaybedilen insanların aileleri ve insan hakları savunucuları olarak, 962 haftadır kayıpların akıbetlerinin açıklanması ve adaletin sağlanmasını talep ediyoruz.
Bu talebimizi dile getirirken 21 haftadır tüm ülkenin gözü önünde Beyoğlu Kaymakamlığı’nın ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına uymayı ısrarla reddetmesi ve aynı ihlalleri bilerek tekrarlaması sonucunda engelleniyor ve gözaltına alınıyoruz.
İstanbul Emniyeti’nin ‘suç işlediler, gözaltı yaptık’ iddiasına karşı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı iki kararında ‘ortada kovuşturulacak suç yok’ diyor. Beyoğlu Kaymakamı’nın yasaklama kararına karşı AYM ‘gerekçelerin inandırıcı değil, hak ihlali var, engelleme’ diyor.
Ancak İstanbul Emniyeti, yargı kararlarını esas almak yerine, yasaklama kararı olmadığı zamanda bile hükmü olmayan eski bir karar ile gözaltı işlemi yapıyor.
Bizi engelleyen, işkence koşullarında gözaltına alan görevliler hakkında yaptığımız suç duyuruları ise İstanbul Valisi izin vermediği için soruşturulamıyor.
Bu durumda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya soruyoruz:
Hukuk devletinde idare, faaliyetlerinde hukuk kurallarında tabidir. İdarenin işlemlerinin geçerliliği de hukuk kurallarına uyulması şartına bağlıdır. Anayasa Mahkemesi’nin “basın açıklaması yapmaları engellenemez” kararlarına rağmen Beyoğlu Kaymakamlığı, Galatasaray’da basın açıklaması yapmamızı nasıl engelliyor?
961. haftamızda polisin 10 gün önce hükmü bitmiş bir yasaklama kararını devreye sokarak gözaltı işlemi yapması, yani bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde kullanması suç değil midir?
Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımayan, ihlalde ısrar eden, açıkça suç işleyen kamu görevlileri hakkında İstanbul Valisi soruşturma izni vermiyor. Anayasal haklarını kullanmak isteyen yurttaşların ortada hiçbir hukuki gerekçe olmadan darp edilerek, ters kelepçe takılarak gözaltına alınmaları, masumiyet karineleri çiğnenerek suçlu gibi teşhir edilmeleri normal bir durum mudur?
Sayın Bakan, göreve başlarken namus ve şerefiniz üzerine ettiğiniz yemin ile Anayasa’ya bağlı kalacağınıza, hukukun üstünlüğü ve insan hakları zemininden ayrılmayacağınıza dair topluma güvence verdiniz. Sizden bu yeminin gereklerini yerine getirmenizi ya da istifa etmenizi bekliyoruz.
Biz, bütün insanlığın ortak utancı olan gözaltında kaybetmeleri topraklarımızdan silmek için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Türkiye’nin anayasal normlarına ve uluslararası hukuk kurallarına dayanan meşru taleplerimizde ısrar edeceğiz.
Cumartesi Anneleri
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
Gözaltında kayıplara Karşı Komisyon
Fotoğraf: Fatoş Erdoğan