Soykırım Suçu; insanlığa karşı işlenen suçlardandır. Soykırım bir halkın, topluluğun, grubun tamamını hedef alır. Soykırım Suçunun etkileri, yüzleşilerek, tanınarak, af dilenerek, tazmin edilerek hafifletilebilir.
Kafkasya Bölgesinin yerli halkı olan Çerkesler Çarlık Rusya’sının topraklarını işgal girişimlerine karşı 300 yıla yakın bir direniş sergilemiştir. 21 Mayıs 1864 tarihinde Çerkeslerin direnişi kırılmış ve Çarlık Rusya’sı direnişçilerin tamamını Soykırım Suçu işleyerek yok etmiştir. Sonraki yıllar Soykırım Suçunun devamı niteliğinde olan Zorunlu Sürgünle devam etmiştir. Tarihi kayıtlara göre 2 milyona yakın Çerkes nüfus anayurtları olan Kuzey Kafkasya’dan zorunlu sürgüne tabi tutulmuşlardır. Yerlerinde kalmak isteyenlere dil, kültür ve inançlarını değiştirme; asimilasyon ve Çarlık toprakları içerisinde sürgün edilme dayatılmıştır.
Zorunlu Sürgüne tabi tutulan Çerkesler ilkel deniz araçlarıyla Osmanlı toprakları olan Samsun ve Trabzon’a ulaşmaya çalışırken on binlercesi Karadeniz’de boğularak hayatını kaybetmiştir. Samsun ve Trabzon’a ulaşabilenlerin ise binlercesi salgın hastalıklardan dolayı hayatını kaybetmiştir.
Çerkeslerin yaşadığı Soykırım ve Sürgün modern Avrupa tarihinde yaşanan ilk etnik temizlik ve soykırımdır. Sonraki yıllarda yaşanan Ermeni Soykırımı ve Sürgünü; Kürt Soykırımı ve Sürgünü ile Yahudi Soykırımı ve Sürgünü olaylarında da Çerkes Soykırım ve Sürgününün izlerini görmek mümkündür.
Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nde Soykırım Suçu;
Grubun üyelerinin öldürülmesi; Grubun üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi; Grubun yaşam koşullarının, bunun grubun bütününe ya da bir kısmına getireceği fiziksel yıkım hesaplanarak kasti olarak bozulması; Grup içinde doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması ve çocukların zorla bir gruptan alınıp bir diğerine verilmesi, olarak tanımlanmıştır.
Birleşmiş Milletlerin tanımladığı ve kabul ettiği normlara göre bundan 160 yıl önce Çerkes halkının yaşadığı Soykırımdır. Soykırım Suçlarında zamanaşımı söz konusu değildir.
İHD olarak soykırıma uğramış tüm halklar gibi Çerkes Halkı için de öncelikle yaşadıkları soykırımın dünyaca tanınmasını, hafıza merkezlerinin kurulmasını, onarıcı adaletin yani tanıma, özür dileme ve kayıpların tazmininin gerçekleşeceği sürecin bir an önce başlatılmasını istiyoruz. Soykırım politika ve uygulamaları nedeniyle Çerkes halkının kültürel hakları da ağır bir şekilde ihlal edilmiştir.
Çerkes Soykırım günü vesilesiyle başta Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olmak üzere tüm dünyaya sesleniyoruz:
Türkiye ve diğer devletler tarafından “Çerkes Soykırım ve Sürgünü” tanınmalıdır.
Çerkes halkının soykırım nedeniyle yaşadıkları kayıpları tazmin edilmelidir.
Toplumsal barışın inşası için Türkiye’de yaşayan tüm farklı kimliklerle beraber Çerkeslerin de dillerini, kültürlerini, kimliklerini yaşayabilmek ve yaşatabilmesi adına tüm kolektif hakları tanınmalı ve var olan yasal engeller kaldırılmalıdır. Engellerin kaldırılmasına ek olarak, Çerkes dili ve kültürünün gelişmesi için özel önlemler alınmalıdır.
İHD olarak, Çerkes Soykırımı ve Sürgününde yaşamını yitirenleri bir kez daha saygıyla anıyoruz.
İnsan Hakları Derneği