İnsan Hakları Derneği olarak her yıl Haziran ayında Onur Ayı’nı kutlamak ve bu vesileyle LGBTİ+’ların maruz kaldığı nefret, ayrımcılık ve hak ihlallerini bir kez daha kamuoyuyla paylaşmak isteriz. 2024’te de Türkiye’de bir kez daha LGBTİ+ mücadelesinin 2911 sayılı kanun ve siyasetçilerin nefret söylemleri ile hedef göstermelere sıkıştırılmaya çalışıldığını görmekteyiz.
Onur Ayı, LGBTİ+ hak mücadelesi tarihinde bir dönüm olarak anılan 28 Haziran 1969’da New York’ ta başlayan ve dört gün süren Stonewall Ayaklanması’na dayanır. Türkiye’de ilk kez 1993 yılında, İstanbul’da “Cinsel Özgürlük Haftası” adıyla kutlanmak istenen ancak Valilik yasağı nedeniyle düzenlenemeyen Onur Haftası/Ayı bugün de hukuksuz yasaklarla engellenmeye çalışılmaktadır. Onur Yürüyüşleri’ni yasaklama geleneğinin başladığı 2015’ten beri senede bir gün sokağa çıkmak, varoluşunu kutlamak, haklarını talep etmek isteyen LGBTİ+’lara uygulanan yasakların, geçmişte olduğu gibi bugün de LGBTİ+’ların insan hakları mücadelesindeki inadını güçlendirdiğini bir kez daha hatırlatmak isteriz.
İnsan Hakları Eylem Planı’nın açıklandığı Mart 2021 tarihinde Türkiye, ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden 19 Mart 2021 tarihli 3718 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile çekilmiştir. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma sürecinde siyasal iktidar ve iktidar ortakları sıklıkla, İstanbul Sözleşmesi ile ailenin ortadan kaldırıldığı, eşcinsel evliliklere ve cinsel yönelimlere hukuki koruma sağladığı şekilde beyanlarda bulunmuştur. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde nefret söyleminin yanı sıra, LGBTİ+ derneklerini kapatmak “propaganda yasağı” altında LGBTİ+’ların ifade özgürlüğünü kısıtlamak da siyasiler için seçim vaadi oldu. Barışçıl toplanma ve gösteri hakkını kullanmak isteyen LGBTİ+’lar bu yıl da İçişleri Bakanlığı’nın yönetiminde bulunan polis gücünün saldırısı ve haksız gözaltılarla karşılaştı.
Türkiye’de LGBTİ+ karşıtlığı kamu politikası haline getirilirken ve günden güne kurumsallaştırılırken İnsan Hakları Derneği olarak, LGBTİ+’ların geçmişten günümüze maruz bırakıldığı dışlanma ve devlet baskısının, özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme sürecinde eşi görülmemiş bir şekilde arttığını her fırsatta ortaya koyuyoruz.
Diyanet İşleri Başkanlığı LGBTİ+’larla mücadele etmek için kendi Eylem Planı’nda bir bütçe ayırdı. 25 Haziran’da LGBTİ+’ları hedef gösteren, Büyük Aile Platformu üyeleri ile bir araya gelen iktidar anayasa tartışmalarındaki “aile” vurgusunu sürdürerek LGBTİ+’ları hedef almaya devam ediyor. Bugünlerde LGBTİ+’ların ve karşı karşıya kaldığı hak ihlallerini görmezden gelen her kesim, yerleşik devlet politikalarının toplumsal alanda meşrulaştırılmasına katkı sağlamaktadır.
Bayram Sokak ve Bornova Sokak’ta yaşananlar, derin yoksulluk, barınma krizi, iktidarın nefret söylemlerinde 2024’te bir kez daha gün yüzüne çıkan LGBTİ+ karşıtlığı ve nefret politikalarının günden güne kurumsallaştığını görüyoruz.
Haziran itibariyle, LGBTİ+lar, Onur Yürüyüşleri’ne yönelik 2015’ten itibaren getirilen hukuksuz yasaklara rağmen Türkiye’nin çeşitli illerinde bir araya gelip, sokağa çıkıyor ve nefrete karşı haklarını savunuyor.
Bu yıl da önceki yıl olduğu gibi polis, 9 Haziran’da Eskişehir’de gerçekleşmesi planlanan basın açıklaması ve Onur Yürüyüşü’ne saldırdı. On LGBTİ+ aktivisti işkenceyle gözaltına alındı ve dördü tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Ertesi gün tüm gözaltılar serbest bırakılsa da LGBTİ+’ların da anayasal hakkı olan “gösteri yürüyüşleri yapma hakkı” engellendi ve aktivistler, barışçıl bir protesto sırasında işkenceye maruz bırakıldı.
Ankara’da, 12 Haziran’da bu yıl üçüncü kez gerçekleşen Onur Yürüyüşü’nü engellemek için şehrin farklı noktalarında konuşlanmış kolluk kuvvetlerini şaşırtan LGBTİ+ aktivistleri, bu sayede Çankaya bölgesinin çeşitli sokak ve caddelerinde bir araya gelip yürüyüşlerini gerçekleştirdi.
İstanbul Valiliği, 23 Haziran’da “Faili Devlet” temasıyla gerçekleştirilen 10. Trans Onur Yürüyüşü öncesi Taksim ve Şişhane Metro istasyonlarını kapattı. Tüm yasak ve engellemelere rağmen İstanbul’un farklı ilçelerinde gerçekleştirildi. İki trans aktivist, gözaltına alındı.
24-26 Haziran tarihlerinde Mersin, 24-30 Haziran’da ise İzmir ve İstanbul’da gerçekleştirilecek etkinlikler için başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere yetkilileri, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan barışçıl toplanma ve gösteri yapma hakkını korumak için bir kez daha taahhüt ve yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz.
İnsan Hakları Derneği LGBTİ+ Hakları Komisyonu