Suruç Katliamı Unutulmadı

 

Suruç katliamının, 9. yıl dönümünü aynı acıyla paylaşıyoruz. 20 Temmuz 2015 günü Urfa’nın Suruç ilçesinde Amara Kültür Merkezi’nde SGDF’ye üye, 300 sosyalist gencin basın açıklaması yaptığı sırada canlı bir bomba saldırısı yaşandı ve bu saldırıda 33 insan yaşamını yitirdi, 100’den fazla insanımız da yaralandı.

Bu bombalama eylemi, açık bir şekilde sivillere yönelik gerçekleştirilen, insanlığa karşı suç anlamını taşıyordu.

Urfa’nın Suruç ilçesi, Mürşitpınar sınır geçiş noktasının yanında bulunan bir bölge ve son derece yoğun güvenlik önlemlerinin olduğunu bütün coğrafyanın bildiği bir bölge. Bu bölgede böyle bir saldırının olması, bu saldırıyı gerçekleştiren IŞİD isimli örgütün, coğrafyadaki bağlantılarının çok açık olduğunun da göstergesi.

Böylesine büyük bir katliamı, tek bir kişinin ya da birkaç kişinin bir araya gelerek kararlaştırması ve gerçekleştirmesi mümkün değil. Hele ki böylesine güçlü güvenlik önlemlerinin olduğunu bildiğimiz bir bölgede. İnsan hakları savunucuları olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin Suriye politikasının yanlışlığını her aşamada dile getirdik ve getirmeye de devam etmekteyiz. O nedenle Suruç saldırısının Türkiye’nin çok yanlış bulduğumuz Suriye politikalarıyla da bağlantılı olduğu gerçeğini hiçbir zaman unutmamak gerekiyor.

33 insanımızın yaşamını yitirdiği 100’den fazla insanımızın ise yaralandığı böyle bir davada maalesef ki tek bir sanık cezalandırıldı. Saldırıya katılmış olan kişilerin üçünün öldüğü iddiası, ikisinin de firari olduğu iddiası var. Tek tutuklu sanık olan Yakup Şahin bu davada 34 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırıldı. Ancak maalesef ki bu saldırının arkasındaki planlayan güç azmettirici yapı ve gerçek tetikçiler hiçbir zaman ortaya çıkmadı.

Örneğin bu davada dönemin başbakanı olan ve bu konuda bildikleri olduğunu söyleyen Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesi, mahkeme tarafından tüm taleplere rağmen sürekli reddedildi. Bu dava maalesef ki insan hakları savunucuları açısından sonuçsuz kaldı.

Mahkeme tarafından verilen karar, acılı ailelerin hiçbirini tatmin etmedi. Suruç’ta ölen gençler kamuoyunda bilindiği gibi Rojava’ya oyuncak götürmek isteyen gençlerdi evet, ama onların amacı sadece çocuklara oyuncak götürmek değildi; onlar bütün dünya için, insanlık için, büyük bir tehlike arz eden bir yapıya karşı verilen bir devrimci mücadeleyi de selamlamak için, oraya gidiyorlardı.

Hepsi çok değerli insanlardı.

İnsan hakları savunucuları olarak katliamın 9. yılında, Suruç’ta yaşamını yitiren insanlarımızın acısını bir kez daha yaşıyor, aileleriyle paylaşıyoruz.

İnsan Hakları Derneği