Barışı Savunmaya Devam Ediyoruz; 10 Ekim’i Unutmuyoruz!

Emperyalist ülkeler ve sömürgecilerin savaş politikaları Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmeye devam ediyor. Halklara katliamlar yaşatılıyor, binlerce sivil insan yaşamını kaybediyor, milyonlarca insan göç etmek zorunda kalıyor. 7 Ekim 2023 tarihinde HAMAS’ın insancıl hukuku çiğneyen saldırıları sonrası İsrail devleti Filistin halkına karşı tarihsel olarak yürüttüğü acımasız savaşı her türlü hukuk kuralını ve insan haklarını ihlal ederek acımasız bir boyuta taşımıştır.  Son bir yıldır İsrail’in yürüttüğü bu acımasız savaş; çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere binlerce sivil insanın katliamına yol açmış ve halen de bu boyutta devam etmektedir. Yine Kürdistan coğrafyasında sürdürülen savaş, yıkım ve katliam binlerce insanın yaşamını kaybetmesine ve yerinden göç etmesine neden olmaya devam ediyor.

BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin birinci maddesi; Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. Bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdürebilirler.” Şeklindedir. Filistin Halkı ve Kürt Halkının bu en meşru hakkı Ortadoğu’yu şekillendiren emperyalist ülkeler ve onların bölgesel sömürgeci işbirlikçileri tarafından yok sayılmış; savaşlar ve katliamlarla bu hak baskı altına alınmıştır. Her iki halkın var olma mücadelesini bastırabilmek için Ortadoğu’ ya şekil veren emperyalist, sömürgeci güçler ve yerli destekçileri tüm bölgeyi savaş alanına çevirmeye çalışmaktadır. Filistin ve Kürdistan coğrafyasında on yıllardır devam eden savaş ve katliamlar son yıllarda şiddetini arttırarak tüm Ortadoğu’ya yayılmıştır. Kürt coğrafyasında devam eden savaş ve çatışmalar her türlü savaş tekniği kullanılarak halen sürmektedir. İsrail devleti ise Filistin ile eş zamanlı olarak savaşı Lübnan topraklarına da taşımıştır. Son olarak İran’ın İsrail’e füze saldırısı başlatmasıyla yaşadığımız bölgenin tamamı savaş alanına dönüşmüş durumdadır. Uluslararası sömürgeci güçler vesayet kurdukları yapılar üzerinden savaşı sürdürmenin politikalarını üretmeye devam ediyorlar. Barışı korumakla görevli olan BM ve uluslararası mekanizmalar ise yayılan bu savaşlar karşısında sessiz kalmaya devam etmektedir. Savaştan çıkarı olan güçlerin bu politikalarına karşı çıkarak Barış’ı dillendirmek ise her zamankinden daha fazla zor hale gelmektedir.

Ortadoğu’da ve yakın coğrafyamızda süren savaş ve çatışmalara karşı Barış Hakkını savunanlar her daim devlet şiddetine maruz kalmış ve suçlu ilan edilmişlerdir. 10 Ekim 2015 tarihi ise Barış Savunucuları için toplu yok etmeyi hatırlatan bir gündür. 10 Ekim 2015 tarihinde Kürt şehirlerinde devam eden sokağa çıkma yasaklarına ve yaşanan ağır insan hakları ihlallerine dikkat çekmek üzere düzenlenmek istenen Barış Mitingi Kanlı bir saldırıya hedef olmuştur. Miting İçin Ankara Garı önünde toplanan Barış Savunucularına yönelik İŞİD üyesi iki canlı bombanın saldırısı sonucu 104 Barış savunucu hayatını kaybetmiş, 500’e yakın Barış Savunucusu da yaralanmıştı. Katliamın üzerinden geçen 9 yıla rağmen bu olay aydınlatılamadı, adalet sağlanmadı olayın ardındaki devlet güçleri ve siyasi bağlantılar ortaya çıkarılmadı. Açılan davada Müdahil kurumların ve avukatların en büyük sivil katliamı olan davanın “İnsanlığa Karşı İşlenen Suç” kapsamında talebi ısrarlara rağmen dikkate alınmamıştır.

İnsan Hakları Derneği olarak her ayın ilk cuma günü tuttuğumuz barış nöbetimizin 25. ayında 10 Ekim Gar Katliamının 9. Yıl Dönümü vesilesiyle 10 Ekim Gar Katliamını unutmayacağımızı ve unutturmayacağımızı yineliyoruz. Katliamda hayatını kaybeden Barış Savunucularını bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz.

Bizler insan hakları savunucuları olarak insanlığa karşı işlenmiş suç olan 10 Ekim katliamının gerçek failleri ortaya çıkarılıp yargılanana ve onarıcı adalet sağlanana kadar bu davanın takipçisi olacağız. Başta 10 Ekim Katliamı olmak üzere tüm katliamlarla yüzleşilmesi ve cezasızlık politikasının son bulması için mücadelemiz sürecektir.

10 Ekim Barış Mitinginde hayatını kaybeden Barış Savunucularının özlemi ve talebi olan Barış Hakkını her şart altında savunmaya devam edeceğiz.

Savaşa Hayır Barış Hemen Şimdi.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ