MUĞLA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN YAŞADIKLARI İHLALLERİ ARAŞTIRMA VE İNCELEME RAPORU

MUĞLA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN YAŞADIKLARI İHLALLERİ ARAŞTIRMA VE İNCELEME RAPORU

 
a.OLAY

Muğla üniversitesinde okuyan Kürt ve solcu öğrenciler kampus içinde ve Muğla şehir merkezinde ve Kötekli yerleşkesinde son 2 aydır artık ikamet edemediklerini kolluk güçleri ve sağ görüşlü kişiler tarafından çeşitli hak ihlallerine uğradıklarını bir çok öğrencinin Muğla’yı terk etmek zorunda kaldıklarını özellikle vize sınavlarına giremediklerini haksız gözaltına alındıklarını, gözaltına alınırken aşırı güç kullanıldığını, 48 saate varan gözaltı süresi yaşadıklarını gözaltı süresince şiddet uygulandığını, taciz, küfür, hakaret gördüklerini ve doğal ihtiyaçlarının temin edilmediğini yaşam haklarının ihlal edilebileceği endişesi yaşadıklarını, özellikle son dönemde ülkemizde gelişen siyasal gelişmelerle bağlantılı olarak linç vb olaylarla karşılaştıklarını beyan etmişlerdir. Olaylar üzerine gerçekliğin açığa çıkarılması için İHD Genel Merkezi İHD Muğla şubesi ve İHD İzmir şubesinden yardım talep edilmiştir, bu nedenle Muğla ilinde araştırma ve inceleme gereği duyulmuştur.

b.AMAÇ

Derneğimize yapılan başvuru sonucunda iddia edilen ihlallerle ilgili olarak mağdurlarla, mağdur aileleri, görgü tanıkları ve yetkili makamlarla görüşmek, araştırma ve incelemeler ile elde edilen bilgiler ışığında rapor hazırlamak, raporu ilgili ve yetkili kurum ve makamlara göndermek kamuoyunun gerçek bilgiye ulaşmasını sağlamak çeşitli ulusal ve uluslar arası mevzuatlarda güvence altına alınan yaşam, eğitim ve öğretim hakkının korunmasına faillerin saptanmasına haklarında gerekli soruşturmaların başlatılmasını talep etmek amacıyla insan hakları heyeti oluşturulmuştur.

c.HEYETİN OLUŞUMU

İHD Genel Sekreteri Sevim Salihoğlu

İHD MYK üyesi ve Ege Bölge temsilcisi Necla Şengül

İHD İzmir Şube Başkanı Lütfü Demirkapı

İHD Muğla Şube yöneticileri Halit Güneş ve Refik Öztürk

MAZLUM DER İzmir şube yönetim kurulu üyesi A.kadir Tiril ‘in yerel aldığı İnsan Hakları heyeti oluşturulmuştur.

Heyetimiz 28.11.2007 tarihinde Muğla iline gitmiştir.

d.HEYETİN GİRİŞİMLERİ

İHD genel merkezi heyet araştırma ve incelemelerine başlamadan önce 27.11.2007 -31–312–313-314 sayılı yazısıyla heyetin çalışmalarına yardımcı olunması talebiyle Muğla Valiliğinden, Muğla Emniyet Müdürlüğünden, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığından ve Muğla Üniversitesi Rektörlüğünden randevu istemli yazılı başvuruda bulunmuştur.

Ege Bölge Temsilciliğimiz ve Muğla şubemiz 19.11.2007 tarihinden itibaren yaşanan ihlallere dönük olarak Muğla Üniversitesi öğrencilerinden, olayların yaşandığı esnaftan gereken başvuruları almış başvurucularla birebir görüşmüştür.

e.HEYETİN YAPTIĞI GÖRÜŞMELER

ÖĞRENCİLERLE YAPILAN GÖRÜŞMELER

Heyetimiz, daha önce yaşamış olduğumuz bazı pratiklerden dolayı heyetimizle görüşen öğrencilere soruşturmalar açıldığını göz önünde bulundurarak başvuruda bulunan öğrencilerin isimlerini saklı tutma kararı almıştır. Heyetimiz gereken soruşturmalar açıldığında, talep edilirse yetkili kurumlara isimleri beyan edecektir.

Muğla üniversitesi öğrencisi … Beyanında
“Yaklaşık bir ay önce Muğla merkezden Kötekli ye giden 48 TM 0214 plakalı dolmuşa bindikten sonra Şenol Özgür, Erşat Aras ve İdris diye bildiğim kişiler arkamızdan arabaya bindi. Şehir merkezinden Kötekli yerleşkesine kadar gözle taciz yapılırken Kötekli gençlik parkının önünde sözlü şiddette dönüşmeye başladı. Olay linç girişimine dönüştürülmek için bu Kürt’tür, PKK’lidir denilerek halkta linç psikolojisi yaratılmaya çalışıldı. ‘Sizi burada yaşatmayacağız Kürtlerin okumaya hakkı yok gideceksiniz ölü ya da diri, önceki dönemlerdeki gibi nasıl okul yönetimini arkamıza alıp Kıymet’i ve Kader’i attırdığımız gibi sizde attıracağız vs.’ şeklinde tehditlerde bulundular ayrıca her türlü küfür hakaret de bulundular. Bu olay üzerine dolmuş şoförü yanımdaki kadın arkadaşımla birlikte bizi arabadan indirerek bu linç girişimine destek verdi. Bununla beraber okulda ve şehir merkezinde tehditler devam etti. Bu yönelimi gerçekleştiren kişilerden ikisi okuldan atılmış olmasına rağmen okula girebilmekte her türlü rahatsızlığı vermektedir. Yaşanan bu olaydan sonra rektörlüğe dekanlığa bölüm başkanına insan hakları kuruluna dilekçe verdik, emniyete gidip sözlü olarak suç duyurusunda bulunduk. Kişilerin isimlerini verdimiz halde emniyet tarafından hiç bir önlem alınmadı. Bundan kaynaklı saat 5 ten sora dışarı çıkamamaktayım ve de bu kişilerin okulda tehditleri devam ettiği için okula gidememekteyim.

17.11.2007 günü yolda yürürken sivil polisler tarafından yoldan gözaltına alındım. Alan polis de emniyette şikayet sırasında görüştüğümüz polisti. Gözaltına alınırken coplarla tekmelerle dövülerek, küfürlerle tehdit ve hakaretlerle alındık. Ekip arabasında tehditler devam etti, buranın merkezi de var, teröristler ve daha ağza alınmayacak hakaretler devam etti. 48 saatlik gözaltı boyunca ilk 8 saat üç bayan arkadaşla birlikte terörle mücadele koridorunda arkamız dönük bir şekilde ayakta bekletildik, daha sonrasında gözaltına alınma sebebimin Oğuz Eren iş hanında yaşanan arbededen dolayı polise mukavemet olduğunu öğrendim. Polisle hiçbir diyalogum olmamasına yolda yürürken alınmama rağmen polise mukavemet etmiş gibi gösterildim. Bu süre içinde de küfürler devam etti. Polise mukavemetten yargılanmamıza rağmen tüm işlemlerimiz terörle mücadelede gerçekleşti. Ve siyasi bir gözaltıymış gibi davranıldı, yoldan alınmam da bunun kanıtıdır.

Tüm bunlar insana haklarına aykırıdır. Bu süre içinde eğitim hakkım ciddi boyutta engellenmiştir. Gözaltı süresi içinde yapılan yüksek lisans sınavı ALES e giremedim. Bu geleceğimi belirleyen bir sınavdı. Psikolojik olarak etkilenmemden kaynaklı okul başarım ciddi boyutlarda düşmüştür. Hakaretlerden, küfürlerden ve tehditler anlaşıldığı kadarıyla Kürt olmamdan dolayı gerçekleştirilen tüm bu haksız yönelimler için ve ailem de ciddi travma yaşamaktadır, hayatımdan endişe etmektedir, okulu bırakmamı istemektedirler, okula devam ettiğim takdirde farklı bir şehirde geçimini sağlayıp yaşamalarına rağmen işlerini ve düzenlerini bırakıp Muğla’ya taşınmayı düşünüyorlar.”

Muğla üniversitesi öğrencisi… Beyanında:
“Yaklaşık bir ay önce Muğla merkezden Kötekli ye giden 48 TM 0214 plakalı dolmuşa bindikten sonra Şenol Özgür, Erşat Aras ve İdris diye bildiğim kişiler arkamızdan arabaya bindi. Şehir merkezinden Kötekli yerleşkesine kadar gözle taciz yapılırken Kötekli gençlik parkının önünde sözlü şiddette dönüşmeye başladı. Türk olmama rağmen olay linç girişimine dönüştürülmek için bu Kürt’tür, PKK’lidir denilerek halkta linç psikolojisi yaratmaya çalışıldı. ‘Sizi burada yaşatmayacağız Kürtlerin okumaya hakkı yok gideceksiniz ölü ya da diri… Vs’ şeklinde tehditlerde bulundular ayrıca her türlü küfür hakaret de bulundular. Bu olay üzerine dolmuş şoförü yanımdaki kadın arkadaşımla birlikte bizi arabadan indirerek bu linç girişimine destek verdi. Bununla beraber okulda ve şehir merkezinde tehditler devam etti. Bu yönelimi gerçekleştiren kişilerden ikisi okuldan atılmış olmasına rağmen okula girebilmekte her türlü rahatsızlığı vermektedir. Yaşanan bu olaydan sonra rektörlüğe dekanlığa bölüm başkanına insan hakları kuruluna dilekçe verdik, emniyete gidip sözlü olarak suç duyurusunda bulunduk. Kişilerin isimlerini verdimiz halde emniyet tarafından hiç bir önlem alınmadı.

17.11.2007 günü oğuz eren iş hanında kafe de otururken gözaltına alındım. 48 saat gözaltında kaldım. Her türlü insan onuruna yakışmayan muameleyle karşı karşıya kaldım, bu durum derslerimi etkilemektedir”

Muğla üniversitesi öğrencisi… Beyanında:
Yaklaşık bir buçuk ay önce okulda gerçekleşen teröre lanet ve bayrak mitinglerinde evimizin okulun yanında olmasından kaynaklı mitingden daha çok evlerimiz polis kameralarıyla çekildiğini gördük. O dönemlerde buna anlam vermememize rağmen daha sonraki günlerde akşamları evin çevresinde tanımadığımız arabaların dolaştığını fark ettik, ilerleyen günlerde Muğla’nın farklı yerlerinde Kürt öğrenciler psikolojik baskı altında tutulmaya çalışıldı ve bu psikolojik baskıları fiziksel ve sözel baskılar takip etti.

İlk yönelim dolmuşta iki kız arkadaşımıza ciddi boyutlarda hakaret tehdit ve küfürlerle olmuştur. Aynı şekilde okul içinde ikinci öğretim olan Vanlı bir arkadaşımıza okul koridorunda kendini reis olarak nitelendiren öğrenciler sende Kürtsün değil mi sizi burada yaşatmayacağız gibi tehditlerde bulunmuştur, sonrasında Kötekli yerleşkesinde birinci sınıf öğrencisi olan iki Kürt öğrenciye 10 kişi saldırılmıştır, bu olayın ertesi günü yaklaşık 80 kişilik bir grup tarafından bizim evle birlikte aynı yerde olan 5 öğrenci evi daha sloganlar tehditler ve küfürler eşliğinde taşlanmıştır, evin çevresine gelen jandarmalar bir süre izledikten sonra birkaç kişiyi gözaltına almış ve birkaç saat içinde serbest bırakmıştır.

Bu olayın ertesi günü Oğuz eren iş hanında bulunan İHD de bulunduğum sırada iş hanında bir arbede yaşandı, olayı anlamak için İHD den çıktığım sırada birden polisler iş hanını bastı,ne olduğunu anlamadan üzerimize coplarla saldırıldı kendimi darbelerden korumak için orda bulunan kafeye girdim, belli bir sessizlikten sonra sivil birinin “çocuklar sizi aradıktan sonra hepiniz evlerinize dağılacaksınız” demesi üzerine kafeden çıktım, çıkar çıkmaz polis yakama yapışıp aradıklarımızdan biridir diyerek iki polis kollarımı bükerek saçımdan tutup coplarla döverek, küfür ve hakaret ederek ekip otosuna götürüp koltukların boş olmasına rağmen üst üste istiflediler. daha sonra perdeyi çekerek “atış serbest” diyip coplar, tekmelerle üzerimize çıkarak “teröristler sizinle mi uğraşacağız, burada ne işiniz var, memleketlerinize dönün, hadi bakalım burası da sınırsızlık meydanıdır konuşun, tiyatrocu nerde bir daha tiyatro oynayacak mısınız, bir daha basın açıklaması yapacak mısınız, buranın merkezi de var asansörü de var ”diyerek her türlü insan onurunu ve kişiliğini zedeleyecek küfürlerle hakaret ve tehditlerle terörle mücadele binasının önüne getirildik, arabadan indirilip dövülerek küfürler eşliğinde yukarı çıkarıldık, ifadeler alınana kadar koridorda duvara dönük başımız önümüzde suçluymuşuz gibi bekletildik, neden alındığımızı bilmiyordum orda polise mukavemet olduğunu öğrendim fakat buna rağmen olay söylemlerle hareketlerle siyasallaştırıldı ve tüm işlemlerimiz terörle mücadelede gerçekleşti, ifademiz orda alındı, beş kişinin bile kalamayacağı kadar küçük olan bir nezarethanede yaklaşık 10–15 saat kadar 37 kişi kaldık, sonra 15 kişi başka bir karakola götürüldük, savcı tarafından ifademiz alınmadan tutuklama talebiyle 9 kişi mahkemeye sevk edildik.

Bu olaylarla birlikte evimiz çevresinde plakaları 35 ZNF 20 ve 27 LP 202 olan arabalar gezmeye başladı, tüm insani haklarımız ve onurumuz zedelenmiştir, can güvenliliğimizin olmamasından kaynaklı evden çıkamamakta, okula gidememekteyiz, tüm bunlar temel haklarımı ihlal etmekte ve eğitim öğretim hakkımı engellenmektedir

Muğla üniversitesi öğrencisi… Beyanında:
Bir ay öncesinde başlayan taciz ve hakaretlerin okul basma ve öğrencileri dövmeye kadar ilerledi, bunun karşısında sessiz kalan Muğla polisi tarafından hedef haline getirilip gözaltına aldık, son dönemde yaşanan olayları bahane eden ve daha önce saldırganlıklarından dolayı okuldan atılan bir grup sürekli okula gelerek sözlü tacizde bulundu. Ülkücü görüşlü öğrenciler arabayla okula gelip bir öğrenciyi ülkü ocaklarına götürmeye çalıştılar, jandarma ve öğretim üyeleri götürmelerini engelledi. Kürt kökenli öğrencilere sürekli 'sizi burada barındırmayacağız, hepiniz teröristsiniz' tehdidinde bulunup, ağza alınmayacak küfürler savurdular, bir kaç gün sonra polis sürekli gittiğimiz kafeyi basıp, bizi döverek gözaltına aldı. Polis otosuna bindirildikten sonra ise durum daha beter oldu oturacak yerler olmasına rağmen hepimizi üst üste bindirip arabanın perdelerini de kapatarak 'atış serbest' diyerek vurmaya başladılar. Bir arkadaşımızın kafası kırıldı. Gözaltında da aynı muamele devam etti ancak Şimdi sokakta gezemez duruma geldik. Hem Muğla Emniyet Müdürlüğü çevik kuvvet polisleri, hem de ülkücülerin tacizleri, küfürleri devam ediyor. Birçok öğrenci arkadaşımız bu tehditlerden kaynaklı Muğla'yı terk etti."

Muğla üniversitesi öğrencisi… Beyanında:
15.11.2007 tarihinde üniversitenin bulunduğu Kötekli yerleşkesinde evimize saat 23. 00 sıralarında 60–70 kişilik bir grup tarafından sloganlar atılarak taşlı saldırı gerçekleşti, jandarma olayın ciddiyetini anlatmamıza rağmen olaya müdahaleci olmadı yardımcı ekipler gelince 13 kişiyi gözaltına aldılar, jandarmaya can güvenliğimiz olmadığını söyledi burada ekip bırakılmasını istedik fakat onlarda şikayetçi biz olmamıza rağmen bizi karakola götürüp saldıran taraf gibi işlem yapmaya çalıştılar, bu şahısların üzerinde satır, bıçak, kılıç, sopa gibi malzemelerle yakalanmalarına rağmen karakolda bu eşyalarda kayboldu, sonrasında 16.11.2007 de Muğla ilinde bir kafeteryada gözaltına alındık, benimde dahil olduğum 42 kişi coplarla ve zor kullanılarak göz altına alındık, bindirildiğimiz otobüste polislerin atış serbest demesiyle cop, kaba dayak ve hakaretlere maruz kaldık.

Muğla üniversitesi öğrencisi… Beyanında:
Yaklaşık bir buçuk ay önce okulda gerçekleşen teröre lanet ve bayrak mitinglerinde evimizin okulun yanında olmasından kaynaklı mitingden daha çok evlerimiz polis kameralarıyla çekildiğini gördük. O dönemlerde buna anlam vermememize rağmen daha sonraki günlerde akşamları evin çevresinde tanımadığımız arabaların dolaştığını fark ettik. İlerleyen günlerde Muğla’nın farklı yerlerinde Kürt öğrenciler psikolojik baskı altında tutulmaya çalışıldı ve bu psikolojik baskıları fiziksel ve sözel baskılar takip etti.

Okuldan iki kız arkadaşıma bir gün evlerine giderken Şenol Özgür Erşat Aras ve İdris olarak bildiğim şahıslar tarafından sözlü tacizde bulunulmuştur, bu şahıslardan Şenol ve Erşat okuldan atılmış oldukları halde dönem dönem okulda bulunmaktadırlar ve bunların kesici aletlerle okula girdiklerini bilmekteyiz, bu da üzerimizde ciddi boyutlarda psikolojik baskı oluşturmaktadır, eğitim kurumlarının şiddet yuvaları haline getirilmesini doğru bulmamaktayım.

80 kişilik bir grup tarafından bizim evle birlikte aynı yerde olan 5 öğrenci evi daha sloganlar tehditler ve küfürler eşliğinde taşlanmıştır, evin çevresine gelen jandarmalar bir süre izledikten sonra birkaç kişiyi gözaltına almış ve birkaç saat içinde serbest bırakmıştır.

Bu olayın ertesi günü Oğuz Eren iş hanında internette otururken polisler iş hanını bastı, ne olduğunu anlamadan üzerimize coplarla saldırıldı kendimi darbelerden korumak için orda bulunan kafeye girdim, sonra coplarla döverek, küfür ve hakaret ederek ekip otosuna götürüp koltukların boş olmasına rağmen üst üste istiflediler, daha sonra perdeyi çekerek “atış serbest” diyip coplar, tekmelerle üzerimize çıkarak “teröristler sizinle mi uğraşacağız, burada ne işiniz var, memleketlerinize dönün, hadi bakalım burası da sınırsızlık meydanıdır konuşun, bir daha basın açıklaması yapacak mısınız, buranın merkezi de var asansörü de var ”diyerek her türlü küfürlerle hakaret ve tehditlerle terörle mücadele binasının önüne getirildik, arabadan indirilip dövülerek küfürlerle yukarı çıkarıldık, ifadeler alınana kadar koridorda duvara dönük başımız önümüzde bekletildik, neden alındığımızı bilmiyordum orda polise mukavemet olduğunu öğrendim fakat buna rağmen olay söylemlerle hareketlerle siyasallaştırıldı ve tüm işlemlerimiz terörle mücadelede gerçekleşti. İfademiz orda alındı, beş kişinin bile kalamayacağı kadar küçük olan bir nezarethanede yaklaşık 10–15 saat kadar 37 kişi kaldık, sonra 15 kişi başka bir karakola götürüldük, dışarıdan yemek gönderilmesine rağmen bize çok uzun bir süre yemeği vermediler, adliyeye götürüldükten sonra savcı tarafından ifademiz alınmadan tutuklama talebiyle 9 kişi mahkemeye sevk edildik.

Bu olaylarla birlikte evimiz çevresinde plakaları 35 ZNF 20 ve 27 LP 202 olan arabalar gezmeye başladı, tüm insani haklarımız ve onurumuz zedelenmiştir, can güvenliliğimizin olmamasından kaynaklı evden çıkamamakta, okula gidememekteyiz, tüm bunlar insan haklarım ve eğitim öğretim haklarım engellenmektedir.

Bir öğrenci babasının Beyanı:
Benim kızım dört yıldır Muğla üniversitesinde öğrencidir. Son dönemlerde kızımın psikolojisini kötü görmekteyim. Kızımla bir sohbetimde Muğla’da kendisine Kürt olmasından dolayı baskılar yapıldığını, tehdit edildiğini öğrendim.

Ben bir baba olarak güçlüklerle okuttuğum kızımın bu yaşadıklarından dolayı ciddi endişe duymaktayım. Evladımın eğitiminin engellenmesi her baba gibi benim de canımı acıtmaktadır. Herkes bilmektedir ki bir evlat nasıl yetiştirilmektedir. Bundan dolayı kızımın başına gelebilecek her türlü olaydan Muğla da ki yetkili makamları sorumlu tutarım.

Benim kızım yaşadığı her şeyi Muğla valiliği insan hakları üst kuruluna bildirmiştir.

İnsan hakları derneğinin bu konuyla ilgilenmesini konuyu araştırıp tarafıma bilgilendirmesini rica etmekteyim Eğer ki benim kızım Muğla da şansı kalmadıysa ya ben çocuğumun yanına gideceğim ya da çocuğumu evinde oturtacağım.

Heyetimiz Muğla İHD şubesinde başka mağdur olan öğrencilerle de görüşmelerde bulunmuştur, yukarıda ki beyanlara benzer başvurular almıştır. Ayrıca öğrenciler sözlü olarak da bazı iddialarda bulunmuşlardır. Bunlar da aşağıda belirtilmiştir:

—Okuldan atılan sağ görüşlü Şenol Özgür’ün Milli Piyango kız öğrenci yurdunun internet kafesini işlettiğini beyan etmişlerdir.

—Gözaltına alınıp arabaya bindirildiklerinde yüzlerine ve arabanın içine biber gazı sıkılıp cam ve kapıların kapatıldığını (ellerinde video görüntüleri olduğunu ve heyete teslim edilmiştir)

—Gözaltı sürecinde polisler tarafından öğrenciler tek tek odalara alınıp “bir ihtiyacınız var mı, bize yardımcı olun, telefon numaralarınızı verin, arada sırada gelin çay içelim” gibi tekliflerde bulunulduğunu ve bir öğrenciye de gözaltı sonrası telefon açılarak gel görüşelim çay içelim denildiği, kişi görüşmek istemediğini söylediği halde tekrar arayacaklarını gelip gideceklerini söyledikleri beyan edilmiştir.

RESMİ GÖRÜŞMELER

HULİSİ SAYIN (Muğla vali yardımcısı il insan hakları kurulu başkanı)
Muğla vali yardımcısı il insan hakları kurulu başkanı Hulusi Sayın ile yapılan görüşmede “Muğla üniversitesinde okuyan Kürt kökenli ve sol görüşlü öğrencilerin yaşamış oldukları elimizdeki mevcut tüm bilgiler aktarılmıştır. Vali Yardımcısı tüm gelişmelerden bilgisi olduğunu kendilerine de başvuru olduğunu, bu başvuru üzerine bir komisyon oluşturulduğunu, komisyonda insan hakları üst kurulundan iki avukatın ve MHP den bir temsilcinin bulunduğunu, 30.11.2007 ye kadar raporun hazırlanacağını, gelişmelerin üzüntü verici olduğunu, Muğla iline yakışmadığını ifade etmiştir. Heyetimiz bu komisyonda MHP’li üyenin bulunmasının komisyonun tarafsızlığı konusunda endişe verici olduğunu belirtmiştir.

M. EMİN KÖRPE (Muğla emniyet müdürü)
Heyetimiz Muğla Emniyet Müdürü Emin Körpe’ye elindeki mevcut bilgileri aktarmıştır. Emniyet Müdürü Emin Körpe “şahsi meselelerini siyasete döküyorlar, öğrenciler olayları abartıyorlar, ben ve teşkilatım taraf tutmuyoruz, memurlarımızın içinde aşırı hareket edenler olabilir, elinizde belge varsa verin soruşturma açalım, biz olaylara karışan öğrencileri üniversiteye bildiriyoruz, güvenlik amaçlı olarak da cafeleri ayda beş kere arıyoruz, o gün ekstra bir gündü, biber gazının sıkılması gereksiz ve yanlıştır, öğrencilerin şikâyetleri varsa direkt bana iletsinler” demiştir. Gençlerin sağlık raporları konusunda ise “doktorlar polisten çekindiği için raporları direkt savcıya veriyorlar” demiştir. Ayrıca Muğla’da “25–30 kadar radikal öğrenci bulunuyor, bunlar da ortalığı karıştırıyor” diye eklemiştir. Heyetimiz Emniyet Müdürüne ülkenin batı bölgelerinde yer alan Üniversitelerde Kürt kökenli öğrencilerin okumalarının engellenmesi yönünde devletin resmi bir tutumu-konsepti mi var? Şeklindeki sorusuna kesinlikle böyle bir şey olmadığını, Kürtlerin de Türkler kadar bu ülkenin yurttaşları olduğunu söylemiştir. Heyetimiz uygulanan politikaların pratiğini böyle bir konsepti çağrıştırdığında ısrar edince yine aynı şekilde “Kürt kökenli yurttaşlarımıza karşı bir duruşumuz yoktur” diye ifade etmiştir.

MEHMET YURTSEVEN (Muğla Cumhuriyet savcısı)
Muğla Başsavcısı Mehmet Yurtseven’e de elimizdeki mevcut bilgiler aktarılmıştır. Baş savcı bu yaşanan olayların etnik temele dayanmadığını, kişisel gönül meselelerinde destek bulmak amacıyla daha sonra bu sorunu bazı kişiler etnik sorun haline getirdiğini, 25-30 kadar radikal öğrenci bulunduğunu, bunların ortalığı gerdiğini, gözaltına alınırken uygulanan biber gazı kullanıldığından haberdar olmadığını, 48 saate varan göz altılarda yaşanan ihlallerden de bilgisi olmadığını, tutuksuz yargılanan 9 öğrenciden ikisi hakkında üst mahkemeye itiraz edildiğini, iki kişi hakkında tutuklama çıktığını , “polis arkadaşlarımızdan” da üç kişinin yaralı olduğunu belirtmiştir. Heyetimiz savcıya batı bölgelerinde yer alan üniversitelerde Kürt kökenli öğrencilerin okumalarının engellenmesi yönünde devletin resmi bir tutumu-konsepti mi var? Şeklindeki sorusuna kesinlikle böyle bir şey olmadığını, Kürtlerin de Türkler kadar bu ülkenin yurttaşları olduğunu söylemiştir. Heyetimiz uygulanan politikaların pratiğini böyle bir konsepti çağrıştırdığında ısrar edince yine aynı şekilde “Kürt kökenli yurttaşlarımıza karşı bir duruşumuz yoktur” diye ifade etmiştir. Gözaltılar sırasında yaşanan ihlallerle ilgili olarak da inceleme başlatacağını söylemiştir.

Pof. Dr. ŞENER OKTİK (Muğla Üniversitesi Rektörü)
Heyetimizin Muğla Üniversitesi Rektörü Şener Oktik ile yaptığı görüşmede de Muğla Üniversitesinde yaşanan olaylar anlatılmış, mağdur öğrencilerin başvurularında belirttikleri sıkıntılar iletilmiştir. Rektör okuldan atılan Şenol Özgür ve Erşat Aras adlı öğrencilerin okula giriş ve çıkış saatlerini liste halinde aldığını bu kişilerin kimlerle görüştüklerini tespit ettiklerini, olayın takipçisi olduklarını ifade etmiştir. Emniyet Müdürlüğünün, Rektörlüğe bildirdiği isimlere soruşturma başlattıklarını, gelen liste konusunda da yeterli duyarlılığı gösterdiğini belirtmiştir. Heyetimiz Muğla Üniversitesinde ki soruşturmaları takip etmekten yorulduğunu belirtmesine karşın, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonrada öğrencilerin hakları konularında duyarlı olacağını söylemiştir. Özel Güvenlik birimi ile ilgili şikayetler için, isim bildirildiği taktirde gerekli takibatın da başlatılacağını söylemiştir. Rektör Prf. Dr. Şener Oktik, heyete Üniversiteyi gezdirerek öğrencilere sağlanan olanakları, dersliklerdeki eğitime uygun ortamları heyetimizle paylaştı, ayrıca heyetimiz öğlen yemeğini de Muğla Üniversitesi yemekhanesinde öğrencileri ile birlikte yedi.

HEYETİMİZİN TESPİT VE GÖZLEMLERİ
—Heyet Cumhuriyet Başsavcısı ile görüşmeye gittiğinde Adliye binasında, daha önce gözaltına alınıp serbest bırakılan öğrencilerden Ersel Tutkuner’in polise mukavemet ettiği iddiasıyla tutuklandığına tanık olmuştur. Heyetin incelediği cd de öğrencilerin gözaltına alınırken herhangi bir direnişi veya mukavemeti görülmemiştir. Ayrıca, izlenilen görüntülerde, çekim yapan basın mensuplarının güvenlik güçlerince engellenmeye çalışıldığı tespit edilmiştir.

—Son dönemlerde tüm ülkede sistematik ve yaygın bir hale dönüşen ve toplumsal barış ortamını bozmaya dönük hukuk dışı provakatif girişimler ve hak ihlalleri Muğla ilinde de Kürt kökenli ve devrimci- demokrat öğrenciler üzerinde kendini yoğun bir şekilde göstermektedir.

—Heyetimiz bariz bir biçimde Muğla üniversitesi öğrencilerinin yoğun bir travma yaşadığını gözlemlemiştir.

—Bu öğrenciler Kürt ve sol görüşlü olmalarından kaynaklı ciddi baskılar görmektedirler.

—Muğla ilinde sosyal yaşama katılım konusunda sorunlar yaşamaktadırlar.

—Kolluk güçleri tarafından üzerlerinde ciddi bir baskı ve tacizler oluştuğu gözlemlenmiştir.

—Aynı öğrenciler vize sınavlarına katılamamış, birçoğunun eğitim hakkında engellemeler olmuştur.

—Kürt, ve kendilerini Devrimci ve Demokrat öğrenci olarak nitelendiren öğrencilerin ders dışı zamanlarını geçirdikleri cafeler ve internet cafeler güvenlik güçleri tarafından ciddi baskılar görmektedir. Ayrıca bu cafelere mali baskıların yoğunlaştığı çeşitli para cezaları aldıkları gözlemlenmiştir (İHD heyetinin cafeyi incelemeye gittiği saatte cafe sahibine ceza kesilmiştir.)

—Heyetimizin de izlediği gözaltı görüntülerinde aşırı güç kullanılmış, öğrenciler hiçbir direnme göstermemesine rağmen şiddet ve kaba kuvvetin kullanıldığı tespit edilmiştir. Hatta emniyet görevlilerinden bazılarının gözaltına alınan öğrencilerin bazılarını teker teker araba içerisinde yumruklamaları, üzerlerine çıktıkları görülmüştür.

—Heyetimize iki yıl önce okuldan atılmış olmalarına rağmen Şenol Özgür, Erşat Aras ve halen okulda okuyan takma ismi İdris olan öğrencinin özellikle okula yeni kayıt yaptırmış olan Kürt kökenli öğrencilere baskı ve şiddet uyguladıkları zorla ülkü ocaklarına götürmeye çalıştıkları bilgisi verilmiştir.

—Heyetimize, iki yıl önce okuldan atılmış olmalarına rağmen yukarıda ismi geçen öğrencilerin rektörlükçe de tespit edilen saatlerde halen üniversiteye girmiş oldukları, hatta Milli Piyango Kız öğrenci yurdunun internet cafesini işletmekte oldukları, yapılan şikâyetler üzerine işletmeyi yine aynı görüşe sahip (ülkücü) kişilere verildiği bilgisi verilmiştir.

—Heyetimize, özel güvenlik birimi elemanlarının yukarıda adı geçen, okuldan atılan kişilerle ilişkilerinin iyi olduğu, bu kişilerin okula her gelişlerinde özel güvenlik elemanlarından özel ilgi gördükleri bilgisi verilmiştir.

—Heyetimize, Muğla üniversitesinde sivil polislerin devamlı olarak okul ve kampus içinde bulunduklarını öğrencileri okulda bile takip ettiklerini bilgisi verilmiştir.

—Heyetimize, Muğla üniversitesinde yaşanan bu olayların, özellikle üniversitenin yerleşim yeri olan Kötekli yerleşkesinde ve Muğla ili içerisinde devam ettiği, buralarda ikamet eden Kürt kökenli öğrencilerin evlerinin taşlandığı, araç konvoylarıyla taciz edildikleri, dolayısıyla da linç girişimlerine yönelik provakatif çalışmaların yapıldığı, 35 ZNF 20 ve 27 LP 202 plakalı araçların evlerin etrafında korna çalarak “Kürtlere burada yaşama hakkı tanımıyoruz, hepiniz Muğla’yı terk edin “gibi tehditlerle öğrencilerin hem eğitim hem de yerleşim haklarının ellerinden alınmak istendiği bilgisi verilmiştir.

Mağdur öğrenciler ile tacize uğrayan ve tehdit edilen ev ve işyeri sahipleri yaşadıklarını bizimle paylaşırken çevremizdeki dinleyiciler tarafından da doğrulanmışlardır.

Demokratik kitle örgütleri ve ulaşılabilen Siyasi Parti yetkilileri ile yapılan görüşmelerde de, yaşanılan ihlaller doğrulanmış ve öğrencilere destek olunması istenilmiştir.

Kanaat ve Sonuç:

Kanaat:
İnsan Hakları Derneğine başvuran öğrencilerin Muğla Üniversitesinde ve İl sınırları içerisinde ciddi sıkıntılar yaşadıkları, bu sıkıntılarının halen devam ettiği ve bu öğrencilerin, temel haklarının ihlal edildiği ile ilgili kanaatlerimiz oluşmuştur.

Devletin yerel yöneticileri ve Üniversite Rektörü ile yapılan görüşmelerde de olayların yaşandığı kabul edilmekte, fakat olayların sorumluları olarak öğrenciler içerisindeki gruplaşmalar gösterilmektedir. Ayrıca, öğrencilere yönelik gözaltı sürecinde, ilgili güvenlik güçlerince yapılan bazı ihlaller kabul edilmiş, bazıları içinse, belgelenmesi istenmiştir. Belgelerin kendilerine ulaşmasından sonra gerekli işlemlerin yapılacağı beyanında bulunmuşlardır.

Heyetimiz, bu görüşmelerde güvenlik güçlerinin yaşanılan olaylara politik ve yanlı yaklaştıklarını ısrarla belirtmesine karşılık kendilerinin kesinlikle böyle bir ayrımın yapılmasına karşı olduklarını, yapanlar hakkında da mutlaka soruşturma açacaklarını beyan etmişlerdir.

Sonuç:
Öncelikle, heyete verilen cd görüntülerinde, öğrencilerin gözaltına alınırken hiçbir direnme göstermedikleri halde, aşırı şiddet uygulandığı, gözaltına alınan her öğrencinin polis aracına bindirilirken üzerinde üniformasının ceketi olmayan mavi gömlekli ve diğer polislerin Kadir ağbi diye hitap ettikleri görevlinin dayağına maruz kaldığı ve bazı öğrencilerin araç içerisinde yere yatırılarak bu görevli polis memuru tarafından üstlerine çıkarak tekmelendiği dehşetle izlenmiştir. Ayrıca tüm öğrenciler arabaya balık istifi şeklinde üst üste yığılmış vaziyetteyken yüzlerine biber gazı sıkıldığı sonrasında araçtan indirildikleri ve bazı öğrencilerin kafalarının kanadığı yine görüntülerde mevcuttur. bu görüntüler raporumuzun ekinde tüm kurumlara gönderilecek ve ayrıca bu ihlalleri yapan görevliler hakkında da İnsan Hakları Derneğince suç duyurusunda bulunulacaktır.

Yine aynı dönemlere rastlayan Gümüşhane Meslek Yüksekokulunda, Çanakkale 18 Mart Üniversitesinde ve Sakarya Üniversitesinde yaşanan Kürt öğrencilere yönelik benzeri olaylar heyetimizi endişelendirmekte gerekli önlemlerin alınmaması halinde bundan sonrada benzer olayların yaşanacağı kaygısı taşımaktadır.

Ülkemizde Muğla gibi seçkin, turizm cenneti olan Demokratik görünümlü bir kentte yaşananlar bizler ve kamuoyu tarafından, kabul edilemez olarak görülmektedir. Bizlerin ve yerel yöneticilerin ortak amacı, Muğla ili genelinde Eğitim, Yaşam ve Barınma hakları konusunda, ihlal ve ayrımcılığın yaşanmaması olduğu sonucuna varılmıştır. Dileriz Muğla ya bundan sonra ihlal başvuruları için değil barış- kardeşlik ve turizm amaçlı gidilsin. 30.11.2007

 
Sevim Salihoğlu Necla Şengül Lütfi Demirkapı Abdulkadir Tiril Halit Güneş Refik Öztürk
İHD Genel Sekreteri

İHD MYK üyesi

İHD  Ege Bölge Temsilcisi

İzmir Şb. Bşk.

MAZLUMDER

İzmir Şb.Y.K.

İHD Muğla Şb.Y.K. İHD Muğla Şb. Y.K.

 

Bir cevap yazın