Güvenlik Kuvvetlerinin Aşırı Güç Kullanımı Nefrete Dönüştü

Yerel Seçimlerin sonuçlarını hazmedemeyen Hükümet ve Genel Kurmay’ın beyanları sonucunda Ağrı ve Şanlıurfa’da yapılan kitlesel gösterilerde güvenlik kuvvetlerinin aşırı güç kullanımının nefret duygularıyla işlendiğine tanık olduk. Ağrı’da Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi seçim sonuçlarına itirazla beraber kitlesel protesto gösterileri yapılmasına sert bir şekilde müdahale edilmesi, müdahale sonrası yerlerde yatan kadınların tekmelenip coplanması, milletvekillerinin tartaklanması, gözaltına alınanların neredeyse tamamının darp edilmesi ve tutuklanması olağanüstü hal rejiminde bile rastlamadığımız bir uygulamadır.

4 Nisan günü Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinin Ömerli köyü kırsalında kutlama ve şenlik yapmak isteyen binlerce insana kamu güvenliğini tehdit ediyorlar gerekçesiyle ateşli silahlarla saldırılması nefret duygularının zirveye çıktığı bir durum yaratmıştır. Aynı olayda milletvekillerinin de tartaklanması nefret duygusunun bir başka dışavurumudur. Otopsi raporlarından da anlaşılacağı gibi yaşamını yitiren 2 kişi ateşli silah ve plastik mermi sonrası ölmüştür. Yerleşim yeri olmayan bir kırsal bölgede yapılan şenliğe saldırılması ancak nefret duygularıyla izah edilebilir.

Peki, bu nefret tohumlarını kimler ekiyor? Yıllardır kandan ve ranttan beslenen bir avuç militarist zihniyetli bürokrat ve siyasetçinin artık Türkiye’nin yakasından düşmesi gerekmektedir. Toplumun büyük çoğunluğu barış ve özgürlük istemektedir. Toplumun barış ve özgürlük istediğini tıkamak isteyen bu zihniyetin artık aşılması zorunluluktur. Ergenekon dava ve soruşturması ile başlayan yargılama sürecinin halen iktidarda olan bürokrat ve siyasetçileri de soruşturacağı günleri beklemekteyiz. Halka karşı suç işleyen siyasetçiler ve onların talimatlarını yerine getiren bürokratlar er ya da geç bir gün yargı önüne çıkacaklarını unutmamalıdırlar. Ergenekon dava ve soruşturması vesilesiyle onlara bu gerçeği sık sık hatırlatmakta fayda bulunmaktadır. Ağrı’da ve Şanlıurfa’da yaşanan olaylarda sorumluluğu bulunan Hükümet’i kınıyor, yasadışı emirleri veren ve bunları uygulayanlar hakkında savcıları harekete geçmeye davet ediyoruz.

Gösterilerde yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.

Ağrı’da hukuksuz bir şekilde tutuklanan onlarca insanın bir an önce serbest bırakılmasını, Hükümet ve Genel Kurmay’ı da halk iradesine saygı duymaya davet ediyoruz.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

 

Bir cevap yazın