Adana’da Yapılan Gösteriler

Abdullah Öcalan’ın Türkiye getiriliş yıl dönümü dolayısıyla Adana’da yapılan gösterilere katılarak polise taş atıp yasadışı slogan attıkları gerekçesiyle 21’i çocuk olmak üzere gözaltına alınan 35 kişi dün (16 Şubat 2009) savcılığa çıkarıldı. Savcılığa çıkarılan 35 kişiden 8’i çocuk 13 kişi tutuklanıp cezaevine konulurken, 13 çocuk ve 9’u yetişkin toplam 22 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Tutuklanan 8 çocuk ile 18 yaş üstü 5 kişi örgüt adına suç işledikleri iddiasıyla tutuklanmışlardır.

Kuvvetli delil Çocukların üzerinde bulunan bilye ve Bez parçası

Sorgu hakimliğinde ifadeleri alındıktan sonra tutuklanan 8 çocuğun tutuklanma gerekçili kararında kuvvetli delil ve kanıt olarak; polis tutanaklarında çocukların üzerlerinde bulunan bilyeler ve bez parçası gösterilmiştir.

1-Tutuklanarak cezaevine konulan (17 Yaşında) A.O savcılıkta ve sorgu hakimliğinde verdiği ifade de Şunları söylemiştir. “Ben inşaatlarda çalışıyorum. Mesai bitimi eve giderken yolda eylem yapıldığını gördüm. Onlarla karşılaşmamak için ara yollara soptım. Ancak bu sırada polisler beni yakaladı. Yerde bulunan “bez parçasının benim elimde olduğunu, polisleri görünce yere attığımı “ söylediler. Yerde bulunan ve benim yere attığım söylenen bez parçası bana ait değil. Karakolda üstümde bulunduğu iddia edilen misketler bana ait değil.” demiştir.

2-Tutuklanarak cezaevine konulan 16 yaşındaki Ö.C savcılıkta ve sorgu hakimliğinde verdiği ifade de ise şunları söylemiştir. “Akşam saat 19.00 sıralarında dışarı çıktığımda evimizin önünde gösteri yapılıyordu. Bende katıldım. Polislere taş attım. Ancak slogan atmadım” demiştir.

3-Tutuklanarak cezaevine konulan 17 yaşındaki Ç.S sorgu hakimliğinde verdiği ifadede Olay günü bira ve esrar içmiştim. Sarhoştum ne yaptığımı da bilmiyordum. Kız arkadaşımla buluşacaktım. Eylemin olduğu yerde bende vardım. O sırada polisler beni yakaladı. Ben slogan ve polise taş atmadım” demiştir.

4-Tutuklanarak Cezaevine konulan 15 yaşındaki M.E ise savcılıkta verdiği ifade şöyledir “Ben olay günü uyuşturucu hap almıştım ve bira içmiştim. Sarhoştum.  Kız arkadaşımın evinin önüne gittim. O sırada orda eylem vardı. Bende yanlarına gittim sarhoşluğumdan dolayı ne yaptığımı bilmiyordum. Pişmanım”demiştir.

5-Tutuklanarak cezaevine konulan 14 yaşındaki H.K, 17 yaşındaki G.B, 17 yaşındaki B.C ise sorgu hakimliğinde verdikleri ifadelerde ise polis tutanaklarında kendi ait olduğu iddia edilen misketlerin ve bez parçalarının kendilerine ait olmadığını, bu yönde yapılan suçlamaları kabul etmediklerini belirtmişlerdir.

Aynı olaylarda gözaltına alınan savcılığa çıkarıldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan 15 yaşında ki A.F, 16 yaşındaki A.B, 15 yaşındaki E.Ş, 16 yaşındaki H.A, 16 yaşındaki K.A, 14 Yaşındaki, M.N, 16 yaşındaki M.A. B, 15 yaşındaki S.Ö, 14 yaşındaki, Y.K, 15 yaşındaki, F.İ, 15 yaşındaki R.İ, 15 yaşındaki İ.İ, 14 yaşındaki Ş.A, !4 yaşındaki H.İ 14 Yaşındaki R.B’ de aynı suçlamalarla gözaltına alınmış ve savcılığa çıkarılmıştır.

Adana Misis Beldesi’nde gözaltına alınan ve 15 Şubat 2009 tarihinde savcılığa çıkarılarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Y.K, 15 yaşındaki, F.İ, 15 yaşındaki R.İ, 15 yaşındaki İ.İ, 14 yaşındaki Ş.A, 14 yaşındaki H.İ derneğimize yaptığı başvuruda misis beldesinde yapılan gösteriye katıldıkları gerekçesiyle 15 Şubat 2009 günü saat 19.30 sularında jandarma tarafından evlerinden gözaltına alındıklarını, bir gece jandarma karakolunda tutulduklarını, jandarma karakolunda gece boyunca hiç oturtulmayarak sürekli ayakta tutulduklarını, ayrıca sürekli küfür ve hakaretlere maruz kaldıklarını belirtmişlerdir. Avukatların ve ailelerin derneğimize verdiği bilgiler doğrultusunda gözaltına alınanların alınma esnasında dövülerek gözaltına alındığını belirtmişlerdir.

Çocuklar için engizisasiyon dönemini anımsatan kararlar verilmeye devam ediliyor.

Polis tutanağında gösterilen çocukların üzerinde çıktığı iddia edilen bilye ve bez parçalarını çocukların tutuklanması için ciddi ve güçlü suç delileri bulgusu olarak değerlendiren sorgu hakimliğinin polis tutanaklarına dayanarak çocukları tutuklamasını hukuk anlayışı ile bağdaştırmak mümkün değil. Çocukların üzerinde çıktığı iddia edilen bilye ve bez parçalarının çok güçlü suç unsurları olarak belirtilmesi bizleri hayretler içerisine düşürmüştür. Çünkü bilyeler Türkiye dışındaki tük ülkelerde çocukların oyuncağı olarak değerlendiriliyor… Fakat burası Türkiye

ÇOCUKLAR, ÇOCUKTUR…

Türkiye’de yaşayan tüm çocuklara değer vermenin, onları korumanın hepimizin sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz. 18 yaşına dek tüm bireyler, yargı sürecinde dahi olsalar “çocuktur” ve tüm çocukların çocuğa özgü koşullarda yargılanması gereklidir. Suça yöneltilen çocuklar için özgürlüğünden yoksun bırakma son çare olmalı, hiçbir çocuk haklarından mahrum kalmamalı ve her koşulda eğitim hakkını kullanabilmelidir.

Uluslararası sözleşmelerde ve çocuk hakları sözleşmesinde çocukların tutuklanması en son başvurulması gereken tedbir olarak belirtilmiştir. Ancak Türkiye’de bu durum tam tersi işlemektedir. Son çare olarak başvurulması gerekilen tutuklama yöntemi ilk başvurulan yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Yine Çocukların ayrı çocuk mahkemelerinde yargılanmaları gerekirken, 2006 yılında çıkarılan terörle mücadele yasasında “terör” suçundan yargılanan çocukların özel yetkili Ağar Ceza Mahkemeleri’nde yargılanmaları kapsamına alınmış ve çocuklar Ağır Ceza Mahkemeleri’nde yargılanmışlardır, yargılanmaya devam edilmektedirler. Çocukların Ağır Ceza Mahkemeleri’nde yargılanmaları uluslararası sözleşmelere ve çocuk hakları sözleşmesine aykırıdır.

Ethem Açıkalın
İHD Adana Şube Başkanı

Bir cevap yazın