Savaşı Önlemek ve Barışı Tesis Etmek

Barış yanlıları, olası savaş tehlikelerine karşı hükümetleri ve Türkiye toplumunu hep uyardılar.

Tezkerenin 17 Ekim 2007 günü TBMM’de kabulü de bu uyarının yinelenmesini gerektirdi.

Türkiye Barış Meclisi’nin uyarılarını dikkate almak lazımdır.

Tezkere kabul edildi ama savaşı önlemek mümkündür.

Savaşı halk önler. Demokratik kamuoyu önler.

Savaş tehlikesi var.

Tezkerenin kabul edilmesi savaş tehlikesinin işaretidir. Savaşın kendisinin ve sonuçlarının ne kadar kötü olacağını konuşmak, tartışmak ve önleyici girişimlerde bulunmak lazımdır.

Türkiye’yi siyasi iktidar, savunma ve güvenlik bürokrasisi felakete sürüklüyor. Parlamentoda bazı siyasi partiler de savaş istiyor. 19 milletvekili de karşı çıkıyor tezkereye ve savaşa…

Komşu bir ülkenin iradesine rağmen o ülkenin topraklarına girmek, askeri operasyonlar yapmak, sonu gelmeyecek tartışmaların ve acıların yaşanmasına neden olacaktır.

Dünya halkları, terörizm bahanesiyle ülkelerin işgal edildiğini, milyonlarca insanın ölüm dahil acılar yaşadığını ve yaşamakta olduğunu biliyor.

Terör bahanesiyle Afganistan işgal altında tutuluyor.

Terör bahanesiyle Irak işgal edildi, bir milyona yakın Irak’lı öldürüldü; milyonlarcası sürgüne tabi tutuldu.

Kürt sorunu terör sorunu değil, insan hakları ve demokrasi sorunudur. Çözümü de demokrasi içinde ve barışçıl yöntemlerle olmalıdır.

Savaş yerine barış istemek lazımdır. Akıl da bunu gerektirir.

Halkın ihtiyaç duyduğu şey, savaş değil barıştır. Barışı, insan hakları ve özgürlükleri paketleriyle tesis etmeye yoğunlaşmak gerekir. Demokrasi paketleriyle…

Savaşa hayır!

Yaşasın barış!

Yaşasın halkların kardeşliği!

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Bir cevap yazın