HATAY’IN DÖRTYOL İLÇESİ’NDE MEYDANA GELEN OLAYLARA İLİŞKİN ARAŞTIRMA İNCELEME RAPORU

HATAY’IN DÖRTYOL İLÇESİ’NDE MEYDANA GELEN OLAYLARA İLİŞKİN ARAŞTIRMA İNCELEME RAPORU

05.08.2010

OLAY VE HEYETİN OLUŞUMU
26.07.2010 tarihinde Hayat’ın Dörtyol İlçesi’nde dört polis memurunun öldürülmesinin ardından Kürtlere yönelik saldırı ve linç girişimlerinin olduğunun haber alınması üzerine İHD Merkez yönetim kurulu kararıyla bir heyet oluşturulmuştur.

Bunun üzerine; İHD MYK Üyesi ve Akdeniz Bölge Temsilcisi Av. Beyhan GÜNYELİ, İHD MYK Üyesi Av. Ömer AYAZ, İHD Adana Şube Başkanı Aydın Sincar, İHD Mersin Şube Başkanı Ali TANRIVERDİ ve İHD Hatay Şube Başkanı Mithat Can’dan oluşan, bir inceleme heyeti 30.07.2010 tarihinde Dörtyol İlçesine gitmiştir

HEYETİN GİRİŞİMLERİ
Heyet öncelikle yerel yöneticilerle, Dörtyol Kaymakamı, Dörtyol  Belediye Başkanı, Dörtyol Emniyet Müdürü, Dörtyol Cumhuriyet Başsavcısı ve ayrıca mağdurlar, parti başkanları, sivil toplum örgütleriyle görüşmeyi hedeflemiştir.

Emniyet Müdürü ve Dörtyol Cumhuriyet Başsavcısı heyetin randevu talebine olumsuz yanıt verdiği için iki yerel yönetici ile görüşme yapılamamıştır.

Heyet, Dörtyol Kaymakamı ve Dörtyol Belediye Başkanı ile görüşmeler yaptıktan sonra gelişen olaylarda mağdur olmuş insanlarla birebir görüşmeler gerçekleştirmiştir. Görüşmelerden sonra zarar gören parti binaları ve işyerleri teker teker gezilmiştir. Ardından kentte bulunan EMEP, BDP, AKP, CHP ilçe başkanları, ADD başkanı, mahalle muhtarları  ile görüşmeler yapılmış, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Mezbahane mahallesine gidilerek, mağdurlarla görüşerek görüşmelerini sonlandırmıştır

HEYETİN YAPTIĞI GÖRÜŞMELER
DÖRTYOL KAYMAKAMI HAYRİ SANDIKÇI
Bildiğiniz gibi yaylaya giden bir vatandaşın aracı teröristlerce gasp ediliyor. TOKİ konutlarının orada nöbet değişimi yapıldığı sırada uzun namlulu silahlarla ekip otosu taranıyor. Bu arada 63 plakalı bir aracın ters yöne girmesi sonucu polis dur ihtarında bulunuyor. Araç durmayınca havaya uyarı ateşi açılıyor. Bunun üzerine polisleri öldüren teröristler yakalandı haberleri yayılıyor. Bir yandan da ‘emniyet basıldı’ şeklinde haberler yayılıyor. Kitle bu haberler üzerine sokağa dökülerek, yakalanan kişilerin kendilerine verilmesini istiyor. Daha sonra açığa çıktı bu üç Doğu kökenli vatandaşımız içmelere tedavi amacıyla giden kişilermiş.

Güvenlik zafiyeti yaşandı demek doğru olmaz. Ancak ilk etapta olayları önlemede kuvvet yeterli gelmedi. Bir yandan polis teröristlerin peşindeyken bir yandan da kalabalığı dağıtmakla meşguldü.

Olaylar sonrasında 24 kişi gözaltına alındı. Ancak bunlardan yirmi üçü savcılık tarafından bir tanesi de sorgu hakimliğince serbest  bırakıldı. Emniyet kayıtları bulunmaktadır. Kamera çözümleri yapılarak, olayların elebaşsısı konumunda olan kişiler hakkında işlem yapılacaktır.

Zaman zaman provokatörler işin içine giriyor. Genç olanlar laf anlamıyor. Eğitim faaliyetlerine ağırlık vereceğiz. Aşırılıklara, provokasyonlara fırsat vermeyeceğiz. Bizler bu konuda hassasız. Kanaat önderleri, oda başkanları ile sürekli görüşüyoruz. Hoşgörü yemeği organize edeceğiz. 

Emniyet Müdürü ve Jandarma Komutanı ile her zaman halkın içindeyiz. İnsanlar işyerlerine gidebilir.

Devlet insanlara hizmet için vardır elbette…

BDP heyetinin kalabalık geleceğiz açıklaması da gerginliğin artmasına neden oldu. BDP Genel Başkanı burada sağduyulu davranarak olayların büyümesini engellemiştir.

DÖRTYOL BELEDİYE BAŞKANI ( MHP) FADIL KESKİN
Dörtyol İlçesi PKK belasından çok çeken bir ilçe. Daha geçen uzman çavuşumuz Çukurca’da şehit edilmişti, onun taziyesi sürüyor. Ardından 4 polis katledildi. İnsanların beyinleri çıkmış durumdaydı. Kalabalığa emniyetin basıldığı haberi geldi. Emniyete destek olmak amacıyla insanlar toplandı. 5 bin kişiye ulaştılar. Bir tane meczup vatandaşımız bağırıyor halk da onu izliyordu. İnsanlara yapmayın etmeyin dedik ama dinletemedik. Mala zarar gelmiş olsa da cana gelmemiş olması sevindirici bir durum.

Güneydoğulu 35-40 kişide şehir içi dolmuşlarını taşlamışlardır. İnsanlar tepkilerini bayrak asarak dile getiriyorlar. Bizim bayrak dağıtma gibi bir çalışmamız yoktur.

Ben Güneydoğuluların kahvesine gider çaylarını içerim. En çok ihaleyi onlar alır bizden.

OCAKLI MAHALLE MUHTARI MEHMET KAYA
İlçemizde bu kadar acılar yaşandı. Onlarca vatandaşımızın işyeri tahrip edildi, yağmalandı. Bu acılara rağmen Dörtyol Belediye Başkanı belediyeye ait araçlar ve kiralanan araçlarla polislerin cenazesi için adam taşıdı. Biz on yılardır bu ilçede yaşıyoruz. Buralar bizim… Yaşanan olaylarda Kürtler sağduyulu davranarak, bu provokasyonları yapanlara iyi bir ders vermişlerdir.

MAĞDUR KUYUMCU REŞİT KAYA
Biz 35 yıldır buradayız. Çukurova’nın pamuk toplamadığımız, Konya’nın ırgatlık yapmadığımız tarlası kalmadı. Oradan alın terimizle kazandığımızı burada kuyumcu dükkanı açarak değerlendirdik. Yıllardır emek verdiğimiz alın terimizle biriktirdiklerimiz talan edildi. 1 kg 400 gr altın dükkânımdan çalındı. Olayların yaşandığı ilk gece kuyumcu dükkânımın camları kırılmıştı. İskenderun’dan camcı çağırarak hemen tamirini yaptırdım. Kuyumcu dükkânımın önünde bulunan polis memurlarına burayı size emanet ediyorum dedim. Gerginliğin artmaması için Kürt kökenli olanların evlerine çekilmesi söylendi. Bunun üzerine biz de evlerimize çekildik.  Sabah saatlerinde geldiğimizde işyerimin camlarının tekrar kırıldığı, içeride bulunan eşyalarımın tahrip edildiği, gizli bölme dediğimiz ve kasalara sığmayan aparatlar üzerinde bulunan 1 kg 400 gr altınımın çalındığını gördüm.

Eylemciler eylemlerini polis nezaretinde yaptılar. Düşünün ki böyle bir olay Diyarbakır’da olsa anında üç beş kol kırılır helikopterler, gaz bombaları ve coplar konuşur. Ama burada bir eylemci bile tutuklanmadı. Kürt kökenli olan Aydın Kuyumculuktan da altınların çalındığını hatta bu altınların şu an işyeri saldırıya uğramayan yerli bir kuyumcu esnafa satıldığını öğrendik. Suç duyurusunda bulunduk. Çok umutlu değiliz.

İlçede asker veya polis ölümlerinden sonra yapılan cenaze törenlerinde Dörtyol Belediye’sinden anonslar yapılarak bayrak asılması istenir. İlçe merkezinde zabıta gezerek bayraksız dükkân sahiplerine bayrak asması için uyarıda bulunur. 

MAĞDURLAR KAHVEHANE SAHİPLERİ; ZAFER ÇELİK, OSMAN BAYBARİZ, EMİN HANAS, ÜMİT YİR VE BAYRAM BOZKUŞ
Dörtyol’da yaşayan halkımızın gelip gittiği kahveler bizim kahveler. Bizler yan yana bulunan kahvehane sahipleriyiz. Olaylarda kahvehanelerimizin camları kırılmış, içerdeki masa, sandalye, çay ocakları, semaverler, televizyonlar, çay bardakları vs. hepsi kırılıp talan edildi. İlk gün iş yerlerimize korkudan gelemedik. Provokasyon olur gerekçesiyle bizim işyerlerimize gelmemizi engelleyen yetkiler malımıza zarar verilmesini engellemediler. Zararımızı kaymakamlık sadece camların kırılmasından ibaret sayarak, camlarınızı taktıralım diyor. Bizim zararımız çok fazla…,

MAĞDUR AHMET ABAY- KASAP
Benimde işyerim talan edilmiş. Saldırıda camlar kırılmış, içerde ne var ne yoksa tahrip edilmiş. Hatta o kadar ileri gitmişler ki, dolapları tahrip ederek, içerdeki etleri bile almışlar…

MAĞDUR SADUN KODAŞMAN-CELAL TOYMAN- TELEFON BAYİ
Saldırıda bizimde dükkânlarımız zarar gördü. 40 civarında cep telefonu alınmış, müşterilere ait telefonları götürmüşler, yine 70-80 kol saati alınmış…

OSMAN GÜRGEN-AKP DÖRTYOL İLÇE BAŞKANI
Birileri Devlet adına hukuku adaleti sağlamaya kalkıyor. Terör olayları başladıktan sonra el altından milliyetçi kesimler eğitildi. Milliyetçiliği birileri kullanarak siyasi rant sağlamaya çalıştı. Şu an meydana dökülenlerin milliyetçiler tarafından eğitilenler olduğunu biliyoruz. Serseri mayın gibi dolaşan gençler Erzin, Payas, Yeşilköy gibi yerlerden gelenlerle ‘şura, bura ‘şeklinde yer göstermeleriyle esnafa ait işyerleri, parti binaları yakılıp yıkıldı. İnsanlar telefonlarla, mesajlarla sokaklara çağrıldılar.

Yıllar önce buraya yerleşen dostlarımız var, kardaş dediğimiz Kürt arkadaşlarımız var. Marjinal partiler olan BDP ve MHP’nin yürüttüğü politikalar Kürt ve Türk ayrımcılığını körüklemektedir.

40-50 yıldır burada yaşayan olaylar nedeniyle mağdur olan insanlarımız çok olgun davrandılar, maddi zarar önemli değil, iş burada kalsın, kardeşliğimiz zarar görmesin dediler.

Bu olayları yapanların yapanın yaptığının yanında kar kalmaması için soruşturmanın sürdürülmesi ve sorumluların cezalandırılması gerekir.

İHSAN DAĞLIOĞLU- CHP DÖRTYOL İLÇE BAŞKANI
Köylerden, civar yerleşim yerlerinden bazı kişiler gelerek olmaması gereken şeyler yaptılar. Yaşları 13-25 arası olan milliyetçi düşünen kişiler İşyerlerini kahvehaneleri, parti binalarını tahrip etmişler. Parti olarak bunu tasvip etmiyoruz. Zarar gören işyerlerine geçmiş olsuna gittik.

Bu insanlar buraya 40-50 yıl hatta bazıları daha önce yerleşmişler. Onlarla bizim bir sorunumuz yok. Dörtyol halkı olarak aramızda bir kavga dövüş olmadı.

İlk gün güvenlik zafiyeti yaşandı denilebilir daha sonra takviye güç istendi.

Her iki tarafta akıllı davranmalıdır. Öldürmekle insan bitmez. Biz iç içe yaşamak zorundayız. Kürt- Türk- Ermenidir diye bölecek olursak sokak sokak şehir şehir bölmemiz gerekir. Akılcı düşünmek zorundayız.

BEKİR SOYLU -EMEP DÖRTYOL İLÇE BAŞKANI
Ben Dörtyolun yerlisiyim. Emekli öğretmenim. Bizim ilçe örgütümüze dönük saldırılar oldu, camlarımız kırıldı, eşyalarımız tahrip edildi, kullanılamayacak halde…

Uzun yıllardır bu kentte bu tür olayların yaşanması için zemin yaratılıyor. Kan ve can üzerinden siyasal yaşamlarını sürdüren bazı kesimler küçük çapta da olsa bunun provasını daha önce de yaptılar. Türkiye’de kaos ve kargaşa ortamını yaratanların bu bölgede de bu provokasyonu bu oyunu yürürlüğe koyacakları belliydi. Süreç düşündürücü ve kaygı verici.

‘Emniyet basıldı’ şeklinde mesajlarla, telefonlarla milliyetçiler civar yerleşim yerlerinden buraya çağrıldı. Önceden hazırlanan bir planın parçası olarak Kürt işyerlerine, devrimci demokrat insanların işyerlerine yönelik saldırılar yapıldı. Devlet güçlerinin bu olaylara seyirci kaldığı adeta anlaşmalı bir durumun ortaya çıktığını açıkça söyleyebiliriz. Güvenlik güçlerinin bu olayları engelleme gücü vardı ancak engellemediler.

Gerici- milliyetçi güçler bu oyunu başka yerlerde de sahneleyeceklerdir. Karşıdaki güçler sağduyulu ve itidal davranmışlardır. Şiddet ve yıkımı uygulayanlara karşı sabır ve sükunetini korumaya çalışmışlardır. Kürtlerin barış içinde bir arada kardeşçe yaşama kucaklayıcı ve kapsayıcı olduğunu açıkça söyleyebiliriz.

Kürtlerle Türkler arasında çatışma yok, sistemi elinde bulunduran güçlerin karanlık odakların kendi siyasi emel ve rantları için bu ortamları hazırladıkları körükledikleri gözden kaçırılmamalıdır.

HALİL BAYBARİZ-BDP DÖRTYOL İLÇE BAŞKANI
Polislerin öldürüldüğünü öğrendiğimde başsağlığı dilemek amacıyla Emniyet Müdürünü iki kez aradım. İki kez de meşgule düşürüp bana dönmedi.

Dörtyol’da olayların olduğu gece elektrikler kesildi. Kent merkezinde bulunan Kürtler beni arayarak binlerce kişinin toplandığını, işyerlerinin yakıldığını, tahrip edildiğini bildirdiler. Dörtyol’un yapısını bildiğimiz için esnaflarımıza, insanlarımıza çarşı merkezinden ayrılmalarını söyledik. Yine belde binamızın tamamen yakıldığını o gece öğrendik. Durumdan il ve merkez örgütlerimizi bilgilendirdik. Sabahı zor ettik. Sabah saat 08.30-09.00 da şehir merkezine indik. Gördüklerimiz karşısında dehşete düştük. İşin açıkçası bu kadar organizeli bir şekilde zarar verilmesini beklemiyorduk. Kürtlere ait kahvehanelerin orada güvende olacağımızı düşünerek orada toplandık. Parti binamıza gitmek istedik ancak polisler girişimimizi engellediler.

Biz işyerlerimizin parti binamızın durumuyla ilgilenirken çarşıda 50 kişilik bir grup vardı. Bu insanların gözü dönmüştü. Bu grup tarafından bize saldırıda bulunuldu. Kahvehanelerin olduğu yerden kaymakam ve emniyet müdürü bizi çıkartmak istedi. Ancak bizim can güvenliğimizin olmadığını bizi koruyamadıklarını söyledik. Kahvehanelerin olduğu yer şehir içi dolmuş duraklarının olduğu yerdir. Bize saldırıda bulunanlar dolmuşları siper edinerek bizleri taşlıyorlardı. Bizim gençlerde saldırıyı bertaraf etmek için dolmuşları kendilerine siper edenleri taşlamaya başladılar. Bunun üzerine dolmuş sahipleri dolmuşlarını çekmek zorunda kaldılar ve saldırganlarda saldırılarına son verdiler.

Genel Başkanımızın kente alınmayacağı haberi kitlemize ulaşınca kitlemiz Mezbahane Mahallesi’nden yürüyüşe geçti. Bu insanlar hakarete uğradı, mağdur oldu. Dört gözle genel başkanlarını bekliyorlardı. Mezbehane mahallesi kent merkezine 4 km uzaklıkta bulunuyor. Polis mahalleye barikat kurdu. Kitlemiz daha mahalleyi çıkmadan polisin ve ırkçı grubun saldırısına maruz kaldı. Polis cop, biber gazı plastik mermi kullandı. Bir vatandaş başından yaralandı. Helikopterden gaz bombası üzerimize atıldı. Panzerle kitlenin üzerine yüründü.   Bir yandan polis nezaretindeki grubun saldırısına uğradık bir yandan da polisin saldırısına maruz kaldık. Toplanan kalabalık grup bizi taşlamaya başladı. Biz yaralanmamak için tanıdık evlere sığındık. Ancak bu da çare olmadı. Polis de bu grubun taşlamasından nasibini aldı. Ancak ne hikmettir ki grubu dağıtmak yerine halka saldırdı polis. Helikopterlerden gaz bombası  bizim üzerimize atıldı. Yine çoluk- çocuk demeden polis Kürtleri copladı.. Arkamızdan silah sıkıldı. Canımızı zor kurtardık.

Bizler barışçıl bir şekilde yürüyüş yaparken devlet bizi dağıtmak için panzerlerden su sıkıyor, helikopterlerden gaz bombası atıyor, kitlemize coplarla biber gazlarıyla saldırıda bulunuyor. Kafa kol kırıyor ve onlarca insanımızı gözaltına alıyor. Ancak bize saldırıda bulunulduğu zaman grupla ortak hareket ederek malımıza, canımıza yönelik saldırıda bulunuluyor.

Yaşananlar ilk değil son olmayacağı kaygısını taşıyoruz. Daha önce de lisede bir kız meselesinden, iki genç kavgasından Kürt-Türk çatışması yaratılmaya çalışıldı. Daha öncede de Kürtlere yönelik saldırılar gerçekleştirildi. Dörtyol’da yaşayan Kürtlerin can güvenliği yok.

Yaşanan saldırılar göstermiştir ki BDP’li Kürt, AKP’li Kürt ayrımını kimse yapmıyor. Saldırıya uğramak için Kürt olmak yetiyor. Saldırıdan korunmak için dükkânlarına Türk bayrağı asan Kürt esnaf bile saldırıya uğradı. Geldiğimiz noktada ayrım ortadan kalktı. Saldırılardan korunmak için Kürtler birlik olmak zorundadır. Bizler şiddete karşıyız. Yasal zeminde demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz.

30 yıldır bu ülkede savaş sürmesine rağmen Kürtlerde bir intikam duygusu gelişmedi. Kürt mahallelerinde oturan Türklerde var. Bu saldırılarda onların canına malına bir şey olmasın diye kendimizi siper ettik. Ancak birileri tarafından Türk halkı arasında düşmanlık tohumları ekilmeye çalışılıyor. 

Kürtlerin yaşadığı saldırıların gazetecilerce kamuoyuna duyurulmasını başta vali olmak üzere yetkililer engellediler. Diha muhabiri Murat Kolcu Antakya’dan gelmesine rağmen olayların olduğu 1. Gün ilçeye sokulmadı. 2. Gün girişine izin verildi. Ardından da küçük bir çocukla gönderilen ‘ burada kalırsan ölürsün’ şeklinde notla tehdit edildiği söylendi.

YAŞAR ONARAN–ADD DÖRTYOL ŞUBE BAŞKANI
Biz Atatürk’ün ilkeleri doğrultusunda çalışma yürüten bir derneğiz. Ötekileştirici değil, birleştirici bir bakış açısına sahibiz. Ayrılıkçılığı tasvip etmiyoruz. Gerek daha önce yaşanan ölüm olayları gerekse PKK militanlarının Amanoslar’da sık sık görülmesi ve yöre halkının korkması durumu daha da hassaslaştırıyor diye düşünüyorum. Türk- Kürt hangi etnik kökenden olursa olsun bunların birbirleriyle problemleri yok. Benim Kürt arkadaşlarım, dostlarım var hatta ADD’ye maddi destek bile sağlıyorlar. Her ne kadar yaşanan bu olayda Dörtyol yerlileri yer almışlarsa da toplumsal olaylarda yaşanan kitle psikolojisinden bu durumun kaynaklandığını düşünüyorum.

MEHMET BOZKURT-YARALI
Benim şu an ki tek düşüncem bir an önce iyileşmemdir. Kalabalık var mıydı yok muydu bilmiyorum. Kurşunları kimin sıktığını da bilmiyorum.8-9 tane kurşun sıkıldı. Allah’ıma çok şükür yaşıyorum. Hiç bir şey hatırlamıyorum…

HEYETİN YAPTIĞI TESPİTLER

Heyetimiz;
1-Heyetimiz olayların başlamasında etkili olan dört polisin öldürülmesi olayının kentte yaşayan Kürtlerle her hangi bir ilgisinin olmadığını, olayın faillerinin kentte yaşayan Kürtler olmadığını  fakat olaydan sonra bazı çevrelerin gerek ekonomik, gerekse de, Kürtlerin kentte yaşıyor olmasında ki rahatsızlığı sonucu kentte yaşayan Kürtlerin evlerine, işyerlerine, parti binalarına ve canlarına yönelik ciddi bir saldırı ve linç girişiminde bulunulmuştur.
2- Buna da geçmişte Türkiye’nin birçok yerinde ve ilçede daha öncede  karşılaştığımız Kürtlere yönelik linç girişimlerinin devlet yetkilileri tarafından fazlasıyla ciddiye alınmaması, hatta bir çoğunun devlet yetkililerinin yaptığı konuşmalar ve attıkları adımlarla desteklemeleri sebep olmuştur.
3- Yerel yöneticiler yeterince olaya müdahil olmamışlardır. Özellikle kolluk kuvvetleri olayı engellemektense seyretmeyi tercih etmiştir, güvenlik güçleri ciddi bir zafiyet içerisine girmiş, buna da insanların gergin ve üzgün olmasını neden göstermiştir.
4- Olayların birinci günden nereye varacağı bilinmesine rağmen, önleyici her hangi bir tedbir alınmamıştır. Kitle dağıtılmamıştır.
5- İlçede yapılan araştırmada 40 civarında işyerinin tahrip edildiği tarafımızdan görülmüştür. BDP binasının içindeki eşyalarla birlikte yakıldığı, çelik kapısının balyozlarla kırıldığı  tespit edilmiştir.
6- Tahrip edilen iş yerlerini büyük çoğunluğunun, parti binasının  Kürtlere ait olduğu da bunun önceden planlandığı izlenimi yaratmıştır.
7-Tahrip edilmiş işyerlerinin, tahrip edildiği gibi kaldığı, iş yeri sahiplerinin linç ediliriz korkusuyla iş yerlerine sahip çıkamadıkları tespit edilmiştir.
8-Dörtyol İlçesinin girişinde devasa boyutta olmak üzere   hemen hemen bütün iş yerlerinde ve evlerde bayrak asılı olduğu tespit edilmiştir. Hatta Kürt olupta korkudan  işyerine bayrak asmak zorunda olduğunu beyan eden mağdurlara da rastlanmıştır. Bayrak asan vatansever, asmayan hain, fetişizminin Dörtyol’da  da yoğun bir şekilde yaşandığı, gerek gösterilerde kullanılan, gerekse de ev ve işyerlerinde asılı duran bayraklarla da ortaya çıkmıştır.
9- Kürt kökenli insanlar iş yerlerine gidemediklerini, herhangi bir provokasyona sebep olmamak için kent merkezine inemediklerini, birkaç kişi bir arada dolaşmadıklarını ifade etmişlerdir. Bu tarafımızca da tespit edilmiştir.
10-Mağdurların can ve mal emniyeti ve geleceğe yönelik kaygılarının çok güçlü olduğu bu anlamda tehlikenin potansiyel olarak devam ettiği tespit edilmiştir.
11- Hatay’ın Dörtyol İlçesi’nde uzun zamandır ülkücü örgütlenmenin el altından devlet destekli sürdürüldüğü, Kürtler ve Türkler arasında yaşanan sıradan adli vakalarda bile ülkücü kesimin bu durumu fırsat bilip Kürtlere saldırdığı, daha önce de benzer provokasyon yapıldığı tespit edilmiştir.
12-Kürtlerin yaşadığı saldırı ve linç girişimlerinden sonra kamuoyuna bilgi aktarımının  başta Valilik olmak üzere, yetkilerce engellendiği, Hatay valiliğince yapılan basında yer alan vatandaşlarımızda oluşmuş infial anlayışla karşılanmalıdır açıklamasının durumun ciddiyetinin yetkilerce kavranmadığı, ırkçı milliyetçi kesimlerin bu tür söylemlerle cesaretlendiği tarafımızca tespit edilmiştir.
13-Mağdurların can güvenliği nedeniyle soruşturmayı takip edemediklerini,  şüphelilerin tutuklanıp tutuklanmadıkları konusunda bilgi sahibi olmadıklarını, bu konuda kendilerine herhangi bir açıklama yapılmadığını, kendilerine hukukî yardımda bulunacak kimsenin olmadığı tarafımızca tespit edilmiştir.
14-Gerek kamera görüntüleri gerekse fotoğraflardan kalabalığı yönlendiren ve olayları çıkaran kişiler tespit edilebilecek durumda iken böylesi bir tespitin yapılmadığı, olayla ilgili bir tutuklamanın olmadığı, kolluğun işlediği suçlarda uygulanan cezasızlık politikasının  ırkçı-milliyetçi gruba da uygulandığı tespit edilmiştir.
15-Çevre il ve ilçelerden kent merkezine mesaj ve telefonlarla binlerce kişi çağrılırken yetkilerin bu ırkçı toplanmaya göz yumdukları, ırkçı-milliyetçi kesimlere yetkililerin müsamaha gösterdikleri tarafımızca tespit edilmiştir.
16-Olay günü içmelerden dönerken dört polisin öldürülmesi olayının faili olarak durdurulan, Emniyetin bahçesinde silahla yaralanan ve linç edilmekten zor kurtulan yaralı Mehmet Bozkurt ile Radikal Gazetesi’nde yayınlanan röportajının ardından Adana Numune Hastanesi’nde yaptığımız görüşmede, Bozkurt’un tedirgin olduğu, baskı altında olduğu ve konuşmak istemediği tarafımızdan tespit edilmiştir.

AYDINLATILMASI GEREKEN HUSUSLAR
Heyetimiz yapmış olduğu araştırma ve incelemeler neticesinde aşağıdaki hususların aydınlığa kavuşturulması gerektiği kanaatine ulaşmış ve kanaatini bu rapor vasıtasıyla yetkililerin ve kamuoyunun dikkatine sunmayı uygun görmüştür.
1-Çevre il ve ilçelerden ırkçı grupların kente girişi neden engellenmemiştir?
2-Kalabalığın toplanmasına neden göz yumulmuştur?
3-Kalabalık neden uzun süre dağıtılmamıştır?
4-Kalabalık iş yerlerini tahrip ederken, parti binalarının kapısını balyozlarla kırıp parti binalarını yakarken kolluk neden yaşananlara seyirci kalmıştır?
5- 26 Temmuz  akşamı olay yerinde bulunan ve kalabalığa yön verdiği iddia edilen insanlar tespit edilmiş midir?
6-Kalabalığı yönlendirip provoke eden kişiler mobese kayıtlarında görüntülendikleri halde neden haklarında yasal işlem yapılmamıştır?
7- Görüntülerin yer aldığı mobese kayıtları neden daha önceki olaylarda olduğu gibi kamuoyuna gösterilmiyor?

8-Olayların yoğun yaşandığı Dörtyol’da, neden elektrikler kesintiye uğramıştır?

9-Belediye başkanının Kürtlere karşı ayırımcı politikalar güttüğü ve dışarıdan belediye araçlarının yürüyüşe katılmak için insan taşıdığı iddiaları araştırılmış mıdır?

10-Saldırıda aracı kullanılan MHP’li Payas Belediye Meclis Üyesi Bestami Kılınç’ın JİTEM üyeleriyle ilişkisi ve JİTEM’lilerin yaşanan olayla bir ilişkileri var mıdır?

11-Yaşanan olaylarda devlet içinde gizli odakların etkileri araştırılmış mıdır?

12-MHP’li Kılınç’ın kısa zaman aralıklarıyla hem JİTEM mensuplarıyla görüşmesi ardından da aracının PKK’lılarca gasp edilmesi tamamen tesadüf müdür?

13-Polis memurlarına yönelik saldırıdan istihbaratın bilgisi var mıydı?

14-Kolluğun ırkçı kalabalığı dağıtmada isteksiz olduğu yapılanlara göz yumduğu hususu doğru mudur?

15-Payas’tan, Osmaniye’den, Yeşilköy vs yerleşim yerlerinden kalabalık grupların geldiği yetkilerce de belirtilmiş iken bu kişilerin kimler olduğu tespit edilmiş midir?

16 -Dörtyol’da sürekli tekerrür eden linç olaylarını, Kürtlere yönelik saldırıları  soruşturulmaması, ırkçı kesimlere yönelik cezasızlık politikası bunda etkili olmuş mudur?

17- Hatay valiliğince yaşanan olayların ardından infialin anlayışla karşılanması yönündeki açıklamaları  bundan sonra da Kürtlere yönelik linç ve saldırı girişimlerinin anlayışla karşılanacağı şeklinde mi okunmalıdır?
18 -Dörtyol’da  yaşayan Kürtlerin devlete olan güveninin yeniden tesisi için neler yapılacaktır?
19-Görgü tanıkları ve mağdurların ifadelerine halen başvurulmamış olması göz önünde bulundurulduğunda, delillerin toplanmasında bir ihmal veya savsamanın varlığından söz edilebilir mi?
20- Mağdurların bir avukatın hukukî yardımından faydalanabilmesi için gerekli imkân sağlanmış mıdır?
21-Olayın asıl sebebi, planlanması ve başka şüpheli veya şüphelilerin bulunup bulunmadığı konusunda Savcılık ve Emniyet yetkilileri tarafından Örgütlü Suç kapsamında herhangi bir soruşturma yapılmış mıdır?
22-Mağdurların zararları tespit edilip giderilmiş midir?

SONUÇ VE ÖNERİLERİMİZ
1-Etkin bir soruşturmanın adil bir yargılamaya zemin hazırlayacağı ve bu tür olayların önlenmesinde önemli bir rol oynayacağı kuşkusuzdur. Gerek yaşanan bu acı olay, gerekse Türkiye gündemini meşgul eden benzer olaylarda bildiğimiz soruşturma ve araştırma eksikliğinin, isteksizliğinin bu olayda yaşanmamalı, olay ayrıntılı ve etkili bir soruşturmaya tabi tutulmalıdır.
2-Belediye Başkanının Kürtlere karşı ayrımcı politikalar güttüğü ve çevre il ve ilçelerden belediye araçlarıyla yürüyüşe katılmak için insan taşıdığı iddiaları araştırılmalıdır.
3- Zararların tazmini için ciddi bir çalışma yapılmalıdır. Mağduriyetler derhal giderilmelidir.
4-Olayların büyümesinin önüne geçemeyen ve zafiyet içinde olan yetkililer hakkında derhal kapsamlı soruşturmanın açılması sağlanmalıdır.
5-Basında yayınlanan Hatay Valisi’nin infialin anlayışla karşılanması yönündeki beyanlarını kabul edilemez buluyoruz. Vali hakkında derhal kapsamlı soruşturma açılması ve Valinin açığa alınması sağlanmalıdır.
6-Bu bağlamda TBMM derhal bir inceleme komisyonu oluşturarak bölgede meydana gelen olayları bütün ayrıntılarıyla açığa çıkarıp, olayın bu noktaya gelmesine sebebiyet veren kişi ve kamu görevlileri hakkında inceleme ve soruşturma başlatılmasını sağlamalıdır.

SONUÇ
Dörtyol’da yaşanan bu yağma, talan ve linç girişimlerine Türkiye yabancı değildir. 6-7 Eylül, Maraş, Altınova, İnegöl küçük çaplı denemelerle Dörtyol’da benzer ve  ölümlerle sonuçlanan olaylar yaşanmıştır. Halkları birbirine düşman eden, insanların sürekli kaygı ve korkularla yaşamasını sağlayan dil ve adımlardan, başta devlet yetkilileri olmak üzere askerler ve siyasetçiler, sonrada bunu kışkırtan “sivil toplum örgüt”leri vazgeçmelidir. Türkiye linç girişimi ve insanların biri birini boğazlayacağı bir duruma doğru hızla gidiyor. Böyle bir tehlike maalesef başta ırkçı-milliyetçi örgütlenmelerin yoğun olduğu kentler olmak üzere birçok yerde mevcut. Bunun önüne geçmek hepimizin görevidir. Herkesi bu konuda duyarlı ve sorumluluk sahibi olmaya davet ediyoruz.

Beyhan GÜNYELİ

Ömer AYAZ

Aydın SİNCAR

Ali TANRIVERDİ

Mithat CAN

İHD MYK ÜYESİ-AKDENİZ BÖLGE TEMSİLCİSİ

İHD MYK ÜYESİ

İHD ADANA ŞUBE BAŞKANI

İHD MERSİN ŞUBE BAŞKANI

İHD HATAY ŞUBE BAŞKANI

Bir cevap yazın