TOPHANE’DEKİ SALDIRI ORGANİZE BİR LİNÇ GİRİŞİMİDİR!

Geçtiğimiz hafta İstanbul Tophane semtinde 5 sanat galerisinin ortak açılışı sırasında aralarında sanatçılar, akademisyenler, öğrenciler, yazarlar, yurtiçinden ve dışından gazeteciler, yabancı ülkelerin kültür ataşelerinin de bulunduğu galeri konuklarına yönelik üzüntü ve kaygı verici bir saldırı gerçekleşti.

40-50 kişilik bir grup tarafından internet üzerinden ve semtteki bazı mekânları kullanarak örgütlenen bu saldırı sonucunda çok sayıda kişi tartaklandı, dövüldü, yaralandı, galeriler tahrip edildi. Saldırganların gaz spreyi, bıçak, kırık şişeler, demir sopalar ve coplar kullanılarak gerçekleştirdiği bu saldırının çok daha vahim sonuçlara yol açmamış olması tek teselli kaynağıdır.

Cumhuriyet tarihi boyunca devletin ve siyasi iktidarların sık sık ırkçılıkla iç içe geçen milliyetçi, sorunu şiddetle çözme politikaları ne yazık ki toplumda yabancı düşmanlığı, kendinden olmayana tepki, kaba güç kullanma kültürünü beslemiş, daha dün 6-7 Eylül olayları belleklerde tazeyken, Kürtlere yönelik linç girişimleri gündemdeyken,  bugün bu saldırılar hoşgörülür hale gelmiştir.

Resmi ve sivil tüm toplumsal kesimler için farklı olana tahammülsüzlük, insan haklarına duyarsızlık, ayrımcılık ve nefret söylemi sıradan bir reflekse dönüşmüştür.   Bu reflekslerin giderek yok edici şiddet ve saldırı eylemleri biçiminde tezahür etmesi ise kaygı verici bir boyuta ulaşmıştır.

Tophane’de yaşanan saldırı olayı yerel ve münferit bir olay değildir. Nitekim Geçtiğimiz yıl İstanbul’da yapılan İMF toplantısı sırasında İMF’yi protesto eden göstericilere yönelik olarak yine Tophane’de linç benzeri şiddet saldırıları gerçekleştirilmişti.

İnsan hakları savunucuları olarak bizler;  başta siyasiler ve medya olmak üzere herkesi tutum ve söylemlerinde daha sorumlu ve özenli olmaya, şiddeti temelden ve koşulsuz reddetmeye, özellikle de yetkilileri linç girişimlerini görmezden gelen, onaylayan ya da teşvik eden, cezasız bırakan tutum ve davranışlardan uzak durmaya çağırıyoruz. Aksi takdirde geniş toplumsal kesimlerin giderek gündelikleşen,  başta yaşam hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlükleri doğrudan tehdit eden ayrımcı ve nefret içerikli yok edici şiddet eylemlerinin önü alınamayacaktır.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı İHD İstanbul Şubesi

Bir cevap yazın