HERKESİ MEHMET ARAS İÇİN DUYARLI OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ

Yaşadığımız coğrafyada her gün ölüm haberleriyle toplumsal reflekslerimizle vicdandanlarımız da ölü hale getirilmek adeta ölümlere sessiz kalmaya ve ölümleri öldürülmeleri sıradan bir magazin haberi gibi seyretmeye şartlandırılıyoruz. İç acıtıcı bu durum karşısında vicdanlar adeta nasırlaşmış durumdadır.
İktidar açılım adı altında göz boyamaya çalışırken, şeffaf olacağız derken en büyük adaletsizliği zindanlarda siyasi mahkûmlar üzerinde uygulamaktadır. Öncelikle “ F “ tipleri sözde yüksek güvenlikli ceza evleri olarak uygulandı. Ancak tek amacı tecrit ve insansızlaştırma ile birlikte ortamı ölüm hücrelerine dönüştürmektedir. Buna karşı koyan siyasi tutsakların hayata dönüş operasyonlarıyla hayatları karartıldı. Ölüm oruçlarına seyirci kalınarak siyasi tutsakların imhası hızlandırıldı.
En temel hak olan yaşam hakkı, tedavi hakkı tutsakların elinden alınarak tutsaklar tabutluklara ve dipsiz ölüm kuyularına atıldılar. İçerideki muhalif siyasi tutsaklar birer “ rehine “ gözü ile görüldüğü için onların insani hiçbir hakkı tanınmadı. Hala İsmet Ablak’ın acısı bizde taze iken Güler Zere’yi de kaybettik. Şu anda da Mehmet Aras ve onun gibi yüzlerce insan zindanlarda ölümle pençeleşmektedir. Bu tutsaklar kanser gibi çağımızın kabusu bir hastalıkla hastanelerin bodrum katlarında ölüme terk ediliyorlar. Oysa kanser çok ciddi bir hastalıktır ve tedavisi dört duvar arasında kelepçeli yapılmayacak ağır bir hastalıktır. Kanser tam teşkilatlı hastanelerde ve uygun ortamlarda moral destekli insanca yaklaşımla tedavisi mümkün olabilecek bir hastalıktır. Hasta tutsaklar defalarca adalet bakanlığı ve cumhurbaşkanlığından tedavi için af talebinde bulundukları halde onlara ailelerinin yanında son nefeslerini vermeleri çok görülüyor. Buna karşın Ergenekon örgütünden tutuklu olanların tansiyonu bile düştüğünde GATA larda tedavi altına alınıp kimileride af edilebildi. Duyarlı kamuoyu başbakanın “ Genlerimizde Affın yeri yoktur “ sözünüde ibretle izledi. Bizim burada karşı olduğumuz nokta hükümetin insanları siyasi ve etnik kimliklerine göre kategorize ederek muameleye tabi tutmasıdır.
Erzurum “H” tipi ceza evinde kalan kanser hastası Mehmet Aras adlı hükümlüde bugün yaşam savaşı vermektedir. Tıbben doğru dürüst bir tedavi için bu tutsağın dışarıda olması ve uzman hekimlerce tedavi görmesi gerekmektedir. Biz insan hakları savunucuları olarak başta cumhurbaşkanına, başbakana, adalet bakanlığına sesleniyoruz;
Mehmet Aras ölüm pençesindeyken seyirci mi kalacaksınız? Yine İsmet Ablak’ta olduğu gibi ölümünden sonra sözde soruşturmalarla mı geçiştireceksiniz. Bu ölümlere suskun kalan herkes sorumludur. En başta da Adalet Bakanı ve Hükümet sorumludur.
Ben insanım diyen herkesi Mehmet Aras için Duyarlı olmaya çağırıyoruz

İHD DOĞUBAYAZIT TEMSİLCİLİĞİ

BDP IĞDIR İL BAŞKANLIĞI

Bir cevap yazın