Üniversitelerde Şiddet Son Bulsun

Türkiye’ de yeniden başlayan çatışma ortamı ile birlikte hak ihlallerinde ciddi artış olduğu ve gittikçe hızlanan çatışmalı ortamın etkilerinin, ülkenin dört bir yanında çeşitli hak ihlalleriyle kendisini gösterdiğini görmekteyiz. Kürtlere yönelik, insan haklarını yok sayan kampanyalar, sınır içi ve ötesi operasyonlar ve bunların sonuçları, linç girişimleri ve çeşitli üniversitelerde eğitim gören Kürt kökenli öğrencilere yönelik, barınma ve eğitim haklarını ihlal eden tutumlar bu ihlallerden bazılarıdır.

Üniversiteler bilimin üretildiği, bilimsel düşüncenin egemen olması gereken kurumlardır. Ancak, son dönemde üniversitelerde yaşanan hak ihlalleri boyutlarının, ne kadar Demokrasi ve İnsan Haklarına aykırı, ne kadar bilimsel düşünceden uzak, ne kadar düşündürücü olduğunu Muğla Üniversitesi öğrencilerinin gerek üniversite içerisinde, gerek ikamet ettikleri şehir merkezlerinde, gerekse keyfi nedenlerle gözaltına alındıklarında kendilerine uygulanan şiddet, işkence ve kötü muamelelerle daha iyi anlaşılmaktadır.

İnsan Hakları Derneği ve Mazlumder’den oluşan insan hakları heyeti Muğla iline giderek öğrencilerle, sivil toplum örgütleriyle ve resmi yetkililerle görüşmeler yapmış, tespit ve gözlemlerini rapor haline getirmiştir. Bu tespit ve gözlemler;

—Üniversite içerisinde, daha önce okuldan atılan, Şenol Özgür ve Erşat Aras adlı kişilerle halen öğrenimine devam eden “İdris” takma adı kullanan asıl adının ne olduğu bilinmeyen öğrencinin okul içerisinde sık sık bir araya geldikleri, bu kişilerin de içlerinde olduğu sağ görüşlü ve ülkücü öğrencilerin Kürt öğrencilere “sizi burada barındırmayacağız hepiniz teröristsiniz” diyerek satır ve sopalarla saldırdıkları, bu kişi ve öğrencilerin Özel Güvenlik görevlileri ile iyi ilişkiler içerisinde oldukları, bu saldırılar sırasında güvenlik güçlerinin hiçbir müdahalede bulunmadıkları,

—Bazı öğrenci evlerinin okulun yanında olduğu ve okul içerisinde gerçekleştirilen “teröre lanet” mitinginde polis kameralarının mitingden çok bu evleri çektikleri, sonraki günlerde de bazı gün ve akşam saatlerinde bu evlerin çevresinde tanımadıkları aynı plakalı araçların dolaşarak kendilerini taciz ettikleri,

—İki kız öğrenciyi şehir merkezinde, yukarıda adı geçen kişilerin sözlü tacizleri sonrası, etrafta bulunanlara “bunlar Kürt ve PKK” lidir diye bağırıp hedef göstererek linç ettirmeye çalıştıkları,

—Kürt ve Demokrat öğrencilerin sürekli gittikleri kâffe lerin basılarak, gözaltına alındıkları ve gözaltı sırasında şiddet, işkence, ajanlık teklifi ve kötü muameleye maruz kaldıkları,

Heyetin hazırladığı raporda da belirtilmektedir.

Yerel yöneticiler ve Üniversite Rektörü ile yapılan görüşmelerde de olayların yaşandığı kabul edilmekte, fakat olayların sorumluları olarak öğrenciler içerisindeki gruplaşmalar gösterilmektedir. Ayrıca, öğrencilere yönelik gözaltı sürecinde, ilgili güvenlik güçlerince yapılan bazı ihlaller kabul edilmiş, bazıları içinse, belgelenmesi istenmiştir. Belgelerin kendilerine ulaşmasından sonra gerekli işlemlerin yapılacağı beyanında bulunmuşlardır.

Heyetimiz, bu görüşmelerde güvenlik güçlerinin yaşanılan olaylara politik ve yanlı yaklaştıklarını ısrarla belirtmesine karşılık kendilerinin kesinlikle böyle bir ayrımın yapılmasına karşı olduklarını, yapanlar hakkında da mutlaka soruşturma açacaklarını beyan etmişlerdir. Heyete verilen cd görüntülerinde, öğrencilerin gözaltına alınırken hiçbir direnme göstermedikleri halde, aşırı şiddet uygulandığı, gözaltına alınan her öğrenciye polis aracına bindirilirken bazı polislerce şiddet uygulandığı, bir polisin öğrencileri araç içerisine yatırarak üzerlerine çıktığı, tüm öğrenciler arabaya balık istifi şeklinde üst üste yığılmış vaziyetteyken yüzlerine biber gazı sıkıldığı sonrasında araçtan indirildikleri ve bazı öğrencilerin kafalarının kanadığı yine görüntülerde mevcuttur, bu görüntüler raporumuzun ekinde tüm kurumlara gönderilecek ve ayrıca bu ihlalleri yapan görevliler hakkında da İnsan Hakları Derneği suç duyurusunda bulunulacaktır.

Yine aynı dönemlere rastlayan Gümüşhane Meslek Yüksekokulunda, Çanakkale 18 Mart Üniversitesinde ve Sakarya Üniversitesinde yaşanan Kürt öğrencilere yönelik benzeri olaylar insan hakları savunucularını endişelendirmekte gerekli önlemlerin alınmaması halinde bundan sonrada benzer olayların yaşanacağı kaygısı taşımaktadır.

İnsan hakları kurumları ve savunucuları olarak insan haklarına saygılı demokratik ve hukukun üstünlüğünün egemen olduğu ve bunun tüm kurum, kural ve kültürü ile egemen olduğu bir Türkiye yaratma çabamızı dün olduğu gibi bugün, yarın da sürdüreceğiz.

 
Sevim Salihoğlu  Emre Yurtalan
İHD Genel Sekreteri Mazlumder Genel Sekreteri

Bir cevap yazın