Antalya’daki Bombalı Saldırı

Artık neredeyse her gün ülkenin değişik yerlerinde bombalar patlıyor, insanlar ölüyor, yaralanıyor. Her olay, ülkedeki gerilimi arttırıyor. Her ölüm ya da yaralanma, kin ve nefreti, düşmanlığı besliyor. Dün de Antalya’da bombaların patlaması sonucu 3 kişi yaşamını yitirdi. Olayı hepimizi son derece üzmüştür, şiddetle kınıyoruz.
Bir kez daha şiddetin çıkar yol olmadığını ifade ediyoruz. Şiddet ne herhangi bir hak mücadelesinde ve ne de ülkeyi yönetirken sorun çözmede başvurulacak bir araç olamaz. Ne devlet, ülkeyi yönetme adına ve ne de haksızlığa uğradıklarına inanlar, hak mücadelesi adına böyle bir hakka sahip değildir. Hiçbir neden ve gerekçe, sivil insanların öldürülmesini haklı kılamaz.
Devlet, yurttaşların güvenliğinden, hak ve özgürlüklerinden sorumludur. Bu sorumluluğun gereği olarak, giderek ülkenin her tarafına yayılma eğilim gösteren şiddet olaylarının önlenmesi için gerekli her türlü yöntem ve politikaları gecikmeden uygulamaya sokmak zorundadır. Bu güne kadarki deneyimler sadece askeri ve polisiye tedbirlerin yurttaşların güvenliğini sağlamaya yetmediğini ortaya koymuştur. Dolayısıyla da geçmiş deneyimler göz önünde bulundurularak, sonuçlar üzerinden değil, nedenler üzerinden hareketle çözümler aranması ve güvenlik önlemleri yanında demokratik ve barışçıl politikalar geliştirilmesinin zamanı geldi, geçiyor.
3 kişinin ölümü ile sonuçlanan Antalya’daki bombalamanın sorumlularının bir an önce bulunarak, yargı önüne çıkarılmasını ve yukarıda belirttiğimiz görüşler doğrultusunda, şiddet olaylarının giderek daha da tırmanmaması için sağduyulu bir yaklaşımla yeni tedbir ve politikaların gecikmeden uygulamaya geçirilmesi hususunda Parlamento’ya ve Hükümet’e bir kez daha çağrıda bulunuyoruz.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Bir cevap yazın