04.08.2013
Suriye’nin kuzeyinde bulunan ve Rojava olarak adlandırılan bölgede yoğun olarak yerleşik bulunan Kürtlerin özgürlük mücadelesinde karşılaştıkları en önemli engellerden birisi kökten dinci çeteci grupların silahlı saldırıları olmuştur. Suriye’de yaşayan Kürtler yerleşik oldukları şehir ve kasabalarda diğer etnik ve inanç gruplarıyla birlikte özerk yönetimler oluşturup, kendi geleceklerini belirlemek ve bu şekilde halkın güvenliğini sağlamak istemektedirler. Suriye’de devam eden iç savaşta Türkiye gibi çeşitli ülkelerin desteğini alan Suriye muhalefetinin bir parçası olan radikal dinci örgütlerin Kürtlere yönelik saldırıları bir dizi vahşi katliamlara sebep olmuştur. El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi ve bunun gibi çeteci örgütlerin Kürtlere yönelik yaptıkları katliamları kınıyoruz. Kürt halkı ve birlikte yaşayan diğer halkların Suriye’deki özgürlük mücadelesini boğmaya çalışan bu gerici yapıları lanetliyoruz. Suriye Kürt Yüksek Konseyi üyesi İsa Huso’nun suikastla öldürülmesini kınıyor, Kürt Halkına başsağlığı diliyoruz. Bunun gibi kökten dinci yapıların Türkiye gibi ülkeler tarafından desteklenmesi politikasına da bir an önce son verilmesini talep ediyoruz.
Rojava’da devam eden çatışmalı ortamda sivil halk ciddi bir insani trajedi ile karşı karşıyadır. Rojava bölgesinin insani yardım alabileceği en önemli yer Türkiye ile olan sınır kapılarıdır. Başta Rojava ile Dayanışma Komitesi olmak üzere İHD gibi sivil toplum örgütlerinin sınır kapılarının açılmasıyla ilgili yapmış oldukları başvurular karşısında Hükümetin duyarsızlığını anlamak mümkün değildir. Suriye’den Türkiye’ye sığınan yaklaşık 500 bin insanın 200 bininin geçici barınma merkezlerinde Türkiye tarafından tüm ihtiyaçlarının karşılanmasına rağmen sadece sınır kapılarının açılmasını isteyen Kürtlere yönelik bu ayrımcı ve gayri insani tutumu kınıyoruz.
Rojava bölgesinde salgın hastalık ve açlık nedeniyle yaşanabilecek büyük bir insani trajediye izin vermemek için bir an önce tüm sınır kapılarının insani yardım ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla açılması gerekmektedir. Derneğimizin gerek sözlü gerekse de yazılı olarak defalarca hükümet üyelerinden(Başbakan ve Başbakan yardımcıları) talepte bulunduğu sınır kapılarının tümünün bir an önce açılması gerekmektedir. İnsani trajedi yaşandıktan sonra açılacak sınır kapılarının halklar arasında oluşabilecek derin ayrılığı gidermeyeceği bilinmeli ve geç olmadan bu kapılar açılmalıdır.
Türkiye’nin Suriye politikasını bir an önce değiştirmesi gerekmektedir. Suriye’de yaşayan Kürtler ve diğer halkların özgürlük mücadelesi desteklenmeli ve bu halklara yönelik çeteci grupların saldırılarının önlenmesinde etkili tedbirler alınmalıdır. Kürt sorununun uluslararası boyutu gözönüne alınarak Türkiye’de devam eden barış ve çözüm sürecinin ilerleyebilmesi bakımından da Rojava ile iyi ilişkiler kurulmalıdır.
İnsan hakları savunucuları olarak Rojava’da yaşanan katliamları bir kez daha kınıyor, bu bölgeye destek olduğumuzu ve tüm Türkiye’nin yaşanan gelişmeler karşısında duyarlılığını artırarak, sınır kapılarının açılması için demokratik tepkilerini ortaya koyması gerektiğini belirtmek istiyoruz.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ