Tüm Çalışanların Toplu Sözleşme ve Grev Hakkı Vardır!

Toplu pazarlık ve grev hakkı uluslararası sözleşmeler ile tüm çalışanlara tanınmış evrensel bir haktır. Türkiye’de bu hakkın kullanılmasında kamu görevlilerine çıkarılan engeller hukuki değil, siyasidir. Sorun, hükümetlerin imzalamış oldukları uluslar arası sözleşmelere uymamadaki antidemokratik tutumlarından kaynaklanmaktadır.

Ağustos ayı ile birlikte Hükümet ile kamu görevlileri Sendikaları ve Konfederasyonları arasında yürütülen toplu görüşme sisteminde mevcut yasanın tüm yetkiyi Hükümete vermesi nedeni ile gerçek bir toplu pazarlık sistemi kurulamamıştır. Toplu görüşme sisteminde Hükümet kamu görevlilerine ne kadar mali ve sosyal hak vermek istiyorsa o kadar vermektedir. Nitekim görüşmelerin son gününe kadar Hükümetin parasal konularda rakam telaffuz etmemesi bu yıl da tek taraflı bir ücret belirmemesinin olacağını göstermektedir. KESK’in toplu pazarlık hakkının kullanılmasını istemesine, Hükümetin, ‘anayasal engel var’ açıklaması gerçeği yansıtmamaktadır. Anayasanın 90. maddesi uyarınca Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmelerden Uluslararası Çalışma Örgütünün 87, 98 ve 151 sayılı Sözleşmeleri, Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 11. maddesi, BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, BM Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi tüm çalışanlara işçi- memur ayrımı yapmadan toplu sözleşme ve grev hakkını güvence altına almıştır. Hükümetin AB uyum sürecindeki ikircikli tavrı burada da kendini göstermiş, var olan haklara yokmuş gibi davranılmıştır.

İnsan Hakları için demokratik eylem ve etkinlik yapmak da yine uluslararası sözleşmeler uyarınca güvence altına alınmıştır. Nitekim AHİM kararlarında da sendika, toplu sözleşme ve grev hakkı için yapılan toplu eylemlerin bir insan hakkı olduğu belirtilmiştir.

KESK’in “insanca yaşam için toplu sözleşmeye yürüyoruz” temalı İstanbul-Ankara yürüyüşü ve akabinde bugün Ankara’da yapacağı etkinliğin hak arama mücadelesinde önemli bir kazanım olacağını belirtmek isteriz. Türkiye gibi antidemokratik uygulamaların oldukça fazla olduğu ülkelerde hak bilincinin geliştirilmesi için demokratik eylem ve etkinliklerin anlamlı olduğunu belirtmek isteriz.

Hükümeti, toplu görüşmelerde son sözü kendine veren 4688 sayılı Yasa yerine uluslararası sözleşmeleri uygulamaya; kamu görevlileri örgütleri ile toplu sözleşme yapmaya, kamu görevlilerinin ekonomik ve sosyal haklarını toplu sözleşme ile belirlemeye davet ediyoruz.

Kamu emekçilerinin ekonomik ve sosyal hakları için yıllardır mücadele veren KESK’i ve emekçileri de bu anlamlı mücadelelerinde yalnız bırakmayacağız. Bu mücadelenin aynı zamanda bir insan hakları mücadelesi olduğunu, insan hakları savunucularının yanlarında olduğunu belirtmek isteriz.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ GENEL MERKEZİ

Bir cevap yazın