Halepçe Katliamı – İHD Batman Şubesi

27 yıl önce 16 Mart 1988 yılında Irak devlet güçleri tarafından Kürdistan kenti Halepçe’de girişilen kimyasal ve biyolojik silah saldırısı sonucunda 6.300 sivil Kürt yaşamını yitirdi ve binlercesi de yaralandı.

Halepçe’de gerçekleştirilen kimyasal saldırı, Irak Baas rejim güçlerinin tüm Güney Kürdistan’a dönük olarak planlanan ve başlatılan ‘Enfal operasyonu’ saldırısının bir parçası olarak gerçekleştirilmiş bir saldırıdır.

1983 ile 1989 yılları arasında Berzan bölgesinde Kürtlere karşı başlatılan ve Halepçe’ deki kimyasal saldırı ile doruğa çıkan Enfal operasyonları kapsamında yapılan saldırılarda; 185 bin Kürdistanlı katledilirken, Güney Kürdistan’ın 4000 köyü yerle bir edildi. 1800 okul, 300 hastane, 3000 camii ve 27 kilise yakılarak yok edildi.

Halepçe’de olanlar, 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca 260 A (III) sayılı kararıyla kabul edilen ve 1951 yılında yürürlüğe giren Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşmesinin 2. Maddesinde tanımlanan; ‘ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen aşağıdaki fiillerden her hangi biri, soykırım suçunu oluşturur;

a)Gruba mensup olanların öldürülmesi,

b)Grubun mensuplarına ciddi suretle bedensel veya zihinsel zarar verilmesi,

c)Grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak yaşam şartlarını değiştirmek… İlkelerine göre soykırım suçunu teşkil etmektedir.

Soykırım suçu, uluslararası sözleşmelerle “insanlığa karşı işlenmiş suç” kabul edilirken Halepçe’de Irak devleti tarafından 1988 yılında işlenen soykırım suçu karşısında Irak devletinin Batılı devletlerle güçlü ticari ve siyasi ilişkilerinin olması nedeniyle ciddi bir tepkiyle karşılanmamıştır.

Aynı şekilde Halepçe soykırımından üç gün sonra Kuveyt’te toplanan İslam Örgütü’ne üye devletler tarafından da bir tepki gösterilmemiştir ve işlenen soykırım suçuna karşı tepki birkaç ülke ile sınırlı kalmıştır.

Soykırım suçu tarihte ilk kez 1915 yılında Anadolu’da Ermeni halkına karşı işlenirken, 1940’lı yıllarda Alman devleti tarafından Yahudi halkına ve Romenlere işlenmiştir.

Halepçe’de işlenen soykırım suçu,16 Mayıs 1916 yılında Sykes-Picot Anlaşmasıyla varılan ve kurulacak dört devlet arasında bölünerek paylaşılacak olan Kürdistan tarihinde ne ilk ve ne de son olacak idi.

Soykırım suçu K. Kürdistan’da ilk kez Koçgiri bölgesinde uygulanmış ve Agıri/(Ağrı), Zilan ve Dersim’le devam etmiştir.

Soykırım suçu tarihi irdelendiğinde, soykırım suçu bir gruba, ırka, ulusa ya da bir dinsel gruba karşı işlendiğinde tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suç türü teşkil ederken; söz konusu fiilin daha çok devletsiz ve devlet güvencesinden yoksun halklara karşı işlendiği görülmektedir.

Tarihte “Soykırım suçu”nun ilk kurbanları olan Ermeni ve Yahudiler, tarihlerinden ders çıkartarak kaderlerini tayinle devlet güvencesine kavuşarak kendilerine dönük soykırım tehlikesini bertaraf ettikleri görülürken Kürt halkının devlet güvencesinden yoksun oldukları ve en son IŞİD organizasyonu/örgütünce Güney, Batı Kürdistan’ı Şengal ve Kobane’de gerçekleştirilmek istenen soykırım girişimiyle yüz yüze kaldıkları görülmektedir.

İnsan hakları savunucuları olarak, Halepçe soykırımı yıl dönümü vesilesiyle soykırım kurbanlarını anarken “soykırım suçu”nu kınadığımızı belirtir; Halepçe’de işlenen soykırım suçunun Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerce kabul edilerek suç faillerinin cezalandırılmasını talep ediyoruz.

 İNSAN HAKLARI DERNEĞİ BATMAN ŞUBESİ

Bir cevap yazın