Ağrı-Diyadin İlçesi Tendurek Dağı Yukarı Tütek Köyünde meydana gelen çatışmaya ilişkin bilgileri yerinde edinmek üzere İnsan Hakları Derneği Ağrı Temsilcileri Abdulhadi Karakurt ve Av. Vural Kaya’dan oluşan 2 kişilik gözlemci heyeti Diyadin İlçesine hareket etmiştir.
11-04-2015 günü saat 10.00 dolaylarında Ağrı’dan hareket edilerek saat 12.00’da Diyadin ilçesine ulaşıldı.
Diyadin ilçesine vardığımızda Diyadin İlçesi HDP parti teşkilatı önünde binlerce insanın bir araya geldiğini görüldü. HDP Ağrı ve Diyadin parti yetkilileri ile yapılan görüşmede; Diyadin’e bağlı Yukarı Tütek Köyünde Bahar Şenlikleri çerçevesinde Fidan Dikme Şenliği düzenlediklerini ve bunu günler öncesinden ilan ettiklerini, Fidan Dikme şenliği düzenlemek için hazırlık yaptıklarını bugün, yani 11-04-2015 cumartesi gününün festivalin başlangıç günü olduğunu belirttiler. Alınan bilgilerde askeri birliklerin festival alanına operasyon düzenledikleri, bölgede bulunan gerilla birlikleri ile çatışmaya girdikleri, festival hazırlığı yapmak üzere giden siviller ile festivale gitmek üzere yola çıkan sivillerin olduğunu, Askeri birliklerin Yukarı Tütek köyü ve bu köye giden bütün yolları ablukaya aldıkları ve kimsenin geçişine izin vermedikleri bilgisini aldıklarını belirttiler.
HDP parti yetkilileri kendi aralarında yapılan görüşmeler sonucu bu kadar büyük bir kitlenin çatışma bölgesine ulaşmasının zor olacağını, askeri birliklerin buna izin veremeyecekleri gerekçesi ile parti yöneticileri/temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinden oluşan bir heyetin oluşturularak çatışma alanına canlı kalkan olarak ulaşılması kararı alındı. Bunun üzerine, seçilen temsilciler ve biz İnsan Hakları Derneği Temsilcileri ile birlikte bir minibüse binerek Yukarı Tütek Köyüne doğru hareket ettik. Saat 13.30 dolaylarında Yukarı Tütek Köyü yolu üzerinde bulunan Boyalan köyüne ulaştık. Fakat burada konumlanan askeri birlikler heyetin önünü keserek heyetin daha ileriye geçmesine müsaade etmediler. Heyet üyeleri olarak bu köyde bulunan askeri yetkililer ile yaptığımız görüşmeler ve bütün zorlamamıza rağmen geçişimize izin verilmedi. Askeri yetkililere; masumane yapılmak istenen Fidan Dikme Festivaline operasyon düzenlenmesi ve bunun çatışmaya dönüşmesi ülke barışına ve sürmekte olan barış sürecine zarar verebileceği, sekteye uğratabileceği ve heyetin tek amacının eğer varsa çatışmayı durdurmak istediğimizi bunun için her iki tarafa karşı canlı kalkan görevi yapabileceğimizi belirterek izin verilmesi istendi. Fakat askeri yetkililer buna yetkili olmadıkları ancak kendilerine yetki verilirse geçişe izin verebileceklerini belirtiler. Bunun üzerine Ağrı Belediye İl Eş Başkanı Sırrı SAKIK ile görüşüldü. Daha sonra Ağrı Valisi ile görüşen Ağrı Belediyesi Eş Başkanı Sırrı SAKIK, giden heyetin can güvenliğini sağlayamayacakları gerekçesi ile Valinin geçişe izin veremediğini belirtti. Biz can güvenliği istemediğimizi, çatışma alanına giderek çatışmayı durdurmak için canlı kalkan olacağımızı belirttik. 4 askerin çatışma alanında yaralı olduğunu belirten askeri yetkilere çatışmayı durduracağımızı, yaralı askerleri de çatışma alanından alarak getireceğimizi belittik. Fakat bütün zorlamalara rağmen heyetin geçişine izin verilmedi. Bu arada, köye giren zırhlı askeri taşıyıcılar ile köyde bulunan askeri birliklerden yeni sevkiyatların yapıldığı görüldü. Bu sevkiyatlar çatışmanın daha da büyütülerek genişletileceği anlamına geliyordu. Bunun üzerine Askeri sevkiyatı durdurma girişiminde bulunmaya çalıştıysak da başarılı olunamadı. Yeniden yapılan görüşmeler sonuç vermeyince heyet üyeleri barikatlardan geri çekilerek köyün içine dağılmaya başladı. Hem bu şekilde askeri güçlerin kitleye müdahalesinin önüne de geçilmiş oldu. Köy içine dağılan heyet üyeleri Diyadin İlçe ve köylerinden gelen kitle ile birlikte ulaşabildikleri çıkışlardan araziye yayılmaya ve oradan çatışma bölgesine hareket etmeye başlandı. Çatışma bölgesine gitmek isteyen kitleyi durdurmak için hareket eden jandarma birlikleri başarı olamadı. Biz İnsan Hakları Derneği üyeleri ve birkaç HDP yöneticisi askeri barikatın önünde kaldığımız için kitleden koptuk. Çatışma bölgesine ulaşmak için gitmek istediğimiz güzergâh kesilince, köyün diğer bir alanından çıkmak istediysek de yolu bilmediğimizden geri dönmek zorunda kaldık.
Sevkiyatı yapan zırhlı personel taşıyıcılar tekrar köye gelerek yeni bir sevkiyat daha yaparken sivil halka müdahale amacıyla yeni takviye jandarma birliklerinin de geldiği görüldü. Askeri barikat köy ortasından köyün girişine doğru taşındı. Saat 18.00 dolaylarına geldiğinde çatışma alanına giden canlı kalkanlardan ilk gurup Boyalan köyüne giriş yaptı. Köye giren canlı kalkanlar bir taraftan sorgulanırken bir taraftan da göz altılar yapılmaya başlandı. Çatışma alanından dönmekte olan 2 genci gözaltına almak isteyen jandarma timlerine müdahale etmek istediğimizde, jandarma birlikleri gaz bombası, plastik mermiler ve gerçek mermiler kullanarak kitleye müdahale başlattı. Müdahale sonucu İnsan hakları aktivistleri dahil bütün kitle üzerine gaz bombası , plastik mermiler atılmaya başlandı. Müdahaleden kaçan sivil kitle, köyün içine doğru dağılmaya başladı. Bu arada birçok eve gaz bombasının isabet ettiği ve bazı kadınların çocuklarını alarak evlerden kaçtıkları gözlendi. Biz bir eve sığındık, fakat evin içi de gaz dolduğu için tekrar dışarı çıkıp beklemeye başladık. Yaralı veya ölü olup olmadığını bilmiyorduk, fakat müdahale durduktan sonra Ağrı Belediye Meclis üyesi Melik ARPACI’nın başına yakın mesafeden isabet eden gaz fişeği ile yaralandığı ve buradan Diyadin Devlet Hastanesine taşındığı bilgisini aldık.
Çatışma bölgesinden dönen halkın verdiği bilgilerde; çatışma bölgesine festival hazırlıkları için giden Diyadin eski HDP Eş başkanı Cezmi BUDAK’ın askeri birlikler tarafından vurularak öldürüldüğü, MEYADER Temsilcisi Cenap İLBOĞA’nın yaralı olduğu, uzun süredir çatışma bölgesinde beklediği için kan kaybının yüksek olduğu, 8 askerin yaralı olduğu ve yaralı Cenap İLBOĞA ile birlikte çatışma alanından taşındığı, çatışma bölgesinde halen çok sayıda sivilin bulunduğu bilgisi verildi. Çatışma alanında vurularak yaşamını yitiren CEZMİ BUDAK’ın cenazesi geldikten sonra Diyadin Devlet hastanesine gelindi. Çatışma alanına giden sivillerin yardımı ile yaralı askerler ve Cenap İlboğa askeri birliklere teslim edilerek, bu şahısların Ağrı Devlet Hastanesine götürüldüğü bilgisi edinildi.
Ağrı ilinde bulunan İHD temsilcimiz Av.Olcay Öztürk tarafından Ağrı Devlet Hastanesine gidildi. Hastanenin çevresinde yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı görüldü. Hastaneye girişlere izin verilmedi. Doktorlardan ve güvenlik şube memurlarından bilgi alındı. Yaralı Cenap İlboğa’nın Erzurum Atatürk Üniversitesi Hastanesine sevkinin yapıldığı bilgisi alındı. Yaralı askerlerin sağlık durumu ile ilgili olarak yetkililer bilgi vermedi. Ancak 2 ağır yaralı 6 yaralı askerin olduğu yönünde bilgiler alındı. Hastane çevresinde bekleyen halk, yaralı Cenap İlboğa’nın hastaneye getirildiği sırada askerle tarafından darp edildiğini gördüklerini anlattılar. Ağrı Devlet Hastanesi önünde toplanan kitle, HDP ve DBP yetkilileri ve İHD temsilcimiz Ağrıdan Diyadin ilçesine hareket ederek Diyadin Devlet Hastanesine gelindi.
Diyadin Devlet Hastanesinde Cezmi Budak’ın kimlik tespit ve ön otopsi işlemleri için savcının gelmesi beklenildi. Edindiğimiz bilgilere göre güvenlik gerekçesi ile cumhuriyet savcısı hastaneye gelmedi. Bu nedenle cenaze ambulans ile otopsi yapılmak üzere Erzurum İline gönderildi. Bu arada festival için alana giden ve çatışma ortasında kalan 5 öğrencinin gözaltında olduğu haberi geldi.Temsilcilerimizden Av.Olcay Öztürk , Diyadin İlçe Jandarma Komutanlığına giderek, görüşme gerçekleştirdi. Beş öğrenci ifadelerinin alınmasının ardından gece saat 02.00 civarında serbest bırakıldı.
13.04.2015 günü temsilciliğimiz adına, Av.Abdulhadi Karakurt ve Av.Olcay Öztürk ile tekrar Diyadin ilçesine gitti. Çeşitli görüşmeler gerçekleştirildi. Diyadin Cumhuriyet Başsavcılığından soruşturma ile ilgili olarak bilgi alındı. Soruşturmanın başlatıldığı fakat henüz jandarma fezlekesinin dosyaya ibraz edilmediği görüldü. Basına gerilla olarak yansıtılan ancak gerçekte MEYADER temsilcisi olan Cenap İlboğa hakkında görüşüldü. Dosya incelemesinde, dosya kapsamında Cenap İlboğa ile ilgili olarak herhangi bir gözaltı, yakalama ve tutuklama kararı olmadığı görüldü. Henüz olay yeri incelemesi yapılmadığı da tespit edildi. Çatışmada 5 gerillanın öldürüldüğü iddiası ile ilgili olarak da dosyada hiçbir bilgi, belge ve delil bulunmadığı görüldü. Dosyada henüz gizlilik kararı bulunmamaktadır.
11.04.2015 günü çıkan çatışmada yaşamını yitiren HPG gerillası Serhat Kızılay’ın cenazesini almak isteyen ailesinin başvurusu üzerine HDP, DBP, Ağrı İHD Temsilcilerimiz ve diğer sivil toplum örgütü temsilcilerinden oluşan bir heyet ile 17.04.2015 tarihinde Tendürek Dağına gidildi. Gerilla güçleri tarafından düzenlenen törenin ardından cenaze aile ve heyete teslim edildi. Cenazenin alımına kalabalık halk kitlesinin de katılım sağladığı görüldü. Yaya olarak Yukarı Tütek köyüne getirilen cenaze Diyadin Belediyesi cenaze arabasına alınarak, araç konvoyu eşliğinde Iğdır iline hareket edildi. Diyadin İlçesinde yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı görüldü. Ancak konvoya herhangi bir müdahale olmadı. Doğubayazıt ve diğer il ve ilçelerden gelen araçların katılımı ile binlerce araçtan oluşan konvoy ile Iğdır’a gelindi. İl de çok yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı görüldü. Cenaze, yaşamını yitiren gerilla Serhat Kızılay’ın evinin yanında bulunan Selahattin Eyyubi Camisine getirildi. Iğdır Cumhuriyet Savcısı ve doktorun gelmesi için camide yaklaşık 2 saat bekletilen cenaze, bu işlemlerin ve dini vecibelerin yerine getirilmesinin ardından kitle eşliğinde Iğdır Asri Mezarlığına götürüldü. Güvenlik güçleri tarafından ablukaya alınan mezarlığa giriş esnasında kitleye güvenlik güçleri tarafından gazlı müdahale gerçekleşti. Kısa süreli gerçekleşen müdahalenin ardından cenaze defin işlemi gerçekleşti. Kitle olaysız şekilde dağıldı. Heyetimiz de Ağrı İline döndü.
Heyetimizin çatışma alanına ilk ulaşan sivillerden 2 kişi ile yapmış olduğu görüşmeler şu şekildedir:
1.Çatışma alanına ulaşan ilk sivillerden; ‘Ben çatışmanın olduğu sabahı saat 6.00’da 5 arkadaş birlikte çatışma bölgesine hareket ettik. İlçe girişinde polislerin bütün çıkışları kestiğini gördük. Polisler çıkışımıza izin vermeyince, mahalle içinden dolaşarak çatışma bölgesine gittik. Çatışma bölgesine ulaştığımızda, taşlı tepeye gittiğimizde askerler mevzide bekliyordu. Silahlarını bırakıp, ellerini kaldırdılar. Askerler şoktaydı. Ben 6 yaralı asker gördüm. Bu arada başka sivillerde alana ulaşmıştı. Kimileri çekim yaptılar. Rütbeli olan elimi tuttu, bizi kurtarın dedi. Aşağıya doğru baktığımda çadırı ve orada bulunan gerilla cenazesini gördüm.10 mt. İleride ise iki taşın arasında bir yaralı asker daha gördüm. Tepeden aşağıya doğru baktığımda Cezmi ile Cenap’ı gördüm. Biz Cezmi ile Cenap’ın yanına gittiğimizde Cezmi ölüydü. Cenap’ın kız kardeşi ve bir grup insan da galiba aşağı taraftan oraya ulaşmışlardı. Cenap yaralı ve şoktaydı. Kan kaybını engellemek için bacağına yazma bağlamışlardı. Ağzına kar sürdük. Biz çatışma alanına ulaşan siviller ,yaralı olan rütbeli askerin yanına gittik, sonra tüm yaralı askerleri ve Cenap’ı taşıdık. Panzere bindirdiler hastaneye götürdüler. Çatışma alanında 10-15 asker vardı.’
2.Çatışma alanına ulaşan ilk sivillerden; “HDP’nin düzenleyeceği bahar şenliğine katılacaktık. Sabah 5.30 da kalktım. Birlikte gideceğimiz arkadaşlar ile yola çıktık. Saat 6 sıralarında polis ilçe çıkışında bizi tuttu. Gidişin yasak olduğunu söylediler. Biz 5 kişiydik. Sadece izin verilir ise heyet alana gidecek dediler.Biz arka taraftan dolanarak gittik.Alana ulaştığımızda girişte köy üstünde bulunan panzerden ateş edildi.Biz alana girdiğimiz esnada 4 tane helikopterin alandan çekildiğini gördük. Cezmi’yi yerde gördüm. Cenap elini kaldırdı.’Cezo öldü’ dedi.Yukarı tarafta ise yerde yatan gerillayı gördüm. Boğazından vurulmuştu. Cenap’ın bacağını yazma ile bağladık. Sonra yukarı tarafta mevzide olan askerlerin yanına çıktık. Mevzide 5 tane yaralı asker vardı.2 tanesinin yarası ağırdı. Biri göbeğinden vurulmuştu. Biri bacağı ve kolundan. Diyarbakırlı bir asker de omzundan vurulmuştu. Askerler şoktaydı. Üsteğmen vardı. Bizi vali gönderdi diyordu.Biz askerlere siper olduk.Gerilla böylece askerlere ateş etmedi.Yaralıları sivil ve askerlerle birlikte alandan indirdik.Panzer gelip aldı. Duyduğumuza göre geceden alana asker indirilmiş. Biz alana ulaştığımızda zaten olan olmuştu.”
HDP Diyadin İlçe Eş Başkanı’nın basına da yansıyan demeci:
Ağrı’daki çatışmanın tanığı: Yardım ettiğimiz askerler ‘bizi kurtarın’ diyorlardı
Biri sivil iki kişinin ölümüne neden olan olayın tanığı HDP İlçe Eş başkanı Orhan Tunç, T24’e konuştu.13 Nisan 2015 Pazartesi 13:16Ağrı’nın Diyadin ilçesinde HDP İlçe eski Başkanı Cezmi Budak ile 1 PKK’lının ölümüne neden olayları değerlendiren HDP İlçe Başkanı Orhan Tunç, “AKP, yükselen HDP oylarının düşmesi için bir provokasyon yaptı. Ağrı Valisi’nin eline kan bulaşmıştır. 20 km yürüyüp vardığımız Tendürek Dağı’nda yaralı askerler vardı. ‘Bizi kurtarın, ölüme gönderdiler’ diyorlardı. Onları o alandan güvenli bölgeye taşıdık” diye konuştu.
Tendürek Dağı’nda dün yaşanan ve gerilime neden olaylara tanık olan HDP Diyadin İlçe Eş Başkanı Orhan Tunç, T24’ten Veysi Polat’a önemli açıklamalar yaptı. Tunç, HDP, DBP ve Diyadin Belediyesi olarak fidan dikme etkinliği için günler öncesinde hazırlık yaptıklarını belirterek, şunları anlattı;
Sadece fidan dikecektik, kan döktüler…
“Bu etkinlikten Vali Bey’in de haberi vardı. Dün sabah saat 05.00’te eski İlçe Başkanımız Cezmi Budak ve MEYADER Temsilcisi Cenap İlboğa, etkinliğin yapılacağı Tendürek Dağı eteğindeki Tütek Köyü’ne gittiler. Orada platform kurulmuş, hazırladığımız pankart ve dövizleri asacaklardı. Ancak, orada mevzilenmiş askerler tarafından kurşun yağmuruna tutuluyorlar. Şehit Cezmi Budak arkadaşımızın vücudunda çok sayıda mermi var. Cenap İlboğa’ya da üç mermi isabet ediyor. Cenap arkadaşımızla görüştüm. Bana etkinlik alanı yakınlarında durduk yere ateş açtılar. Cezmi’yi önce yere düştü, onu kaldırmaya çalışırken beni de vurdular. Sadece fidan dikecektik, onlar kan döktüler.”
Askere canlı kalkan olduk…
Olayda Cezmi Budak ile birlikte bir PKK’linin de öldürüldüğünü ifade eden HDP İlçe Eş Başkanı Orhan Tunç, yaralı ve ölülerin 12 saat süreyle olay yerinde bekletildiğini söyledi. Ağrı Belediye Eş Başkanı Sırrı Sakık’ın Ağrı Valisi Musa Işın ile telefonda görüşüp izin aldıktan sonra olay yerine hareket ettiklerini ifade eden Tunç, “Ne asker ne de gerilla kimse ölmesin diye 20 arkadaşımızla birlikte yola çıktık. Askerler izin vermedi. Ancak, biz kararlı davranıp farklı yollardan 20 km. yürüyüp olay yerine vardık. 15-20 asker vardı ve bunların bir kısmı yaralı halde yerlerdeydi. ‘Bizi kurtarın, ölüme yolladılar’ diye bağırıyorlardı. Askerler yaralıları taşırken biz onlara canlı kalkan olup çembere aldık. Hafif yaralı olanların da koltuk altlarına girip güvenli bölgelere taşıdık. AKP, yükselen HDP oylarına karşı Ağrı’da provokasyon yapmak istedi. Ancak biz bugünkü cenaze törenimizde bu oyuna gelmeyeceğimizin mesajını verdik. Ağrı Valisi’nin eline kan bulaşmıştır“ diye konuştu.
Heyetin Görüşleri:
Çatışma alanına ilk ulaşan sivillerin anlatımları ve görüşme gerçekleştirdiğimiz diğer şahısların anlatımları ile medyaya düşen anlatımlar ve görüntüler (Yaralı askerler yardım, sivillerin askerleri taşıması, askerlerin konuşmaları, Ağrı Devlet Hastanesi önü Cenap İlboğa’ya saldırı görüntüleri) birbiriyle örtüşmektedir. Yine medyaya düşen Efkan Ala ile Ağrı valisi Musa Işın arasındaki görüşmeler de doğru ise bire bir tanık anlatımları ile olayın gerçek yüzü ortaya çıkmıştır. Olaya ilişkin veriler, olayın 2015 seçimlerine yönelik olarak planlanan kanlı bir provokasyon olduğu yönündedir. 20.04.2015
İHD AĞRI TEMSİLCİLİĞİ