Değerli Basın Mensupları,
İnsan Hakları Derneği olarak, bölgemizde yeniden silahlı çatışmaların yaşanmasından duyduğumuz kaygıyı ve toplumsal barış atmosferinin kalıcılaştırılması için taleplerimizi bundan önce de defalarca kez kamuoyuyla paylaşmıştık. Biz insan hakları savunucuları, ayırım gözetilmeksizin herkes için yaşam hakkının kutsal ve dokunulmaz olduğunu söylerken, bu defa da, yaşamını yitirenlerin yakınlarının haklarının ihlal edilmesi vesilesiyle basın açıklaması yapma gereği duymaktayız.
15-16 Nisan ve 6 Mayıs 2004 tarihlerinde Siirt ili Eruh ilçesi kırsalında meydana gelen silahlı çatışmalarda yaşamını yitiren örgüt militanlarının ailelerinin derneğimize yapmış olduğu başvurularda, çocuklarının, kullanılması yasak silahların kullanılması sonucu öldürüldükleri, işkence yasağının ihlal edildiği ve cenazelerinin de kendilerine verilmediği iddialarında bulunulmuştur. Bunun sonucunda Genel Merkezimizce bir insan hakları heyeti oluşturulmuş ve iddialar incelemeye alınarak bugün sizin aracılığınızla kamuoyuna duyurduğumuz rapor tanzim edilmiştir. Heyetimiz, Diyarbakır DGM Savcılığınca yazılı defin ve nakil izni verilmesine rağmen, başvurucular Salih Okatan, Hiyal Sümer ve Ömer Kılıç’ ın oğulları Mehmet Okutan, Kadir Sümer ve Mehmet Emin Kılıç’ ın cenazelerinin ailelerine teslim edilmediğini tespit etmekte ve bununla bazı ihlal alanlarının gizlenmesinin hedeflendiğini ifade etmektedir.
Siirt Cumhuriyet Savcılığının ve Siirt Valiliğinin, cenazeleri ailelere teslim etmemesi uluslar arası sözleşmelere ve Anayasaya açıkça aykırıdır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ nin 8. maddesi, herkesin özel ve aile yaşamına saygı gösterilmesi zorunluluğunu getirmektedir. Benzer şekilde 9. madde, herkesin dinsel ödev ve törenler yoluyla din özgürlüğünü yaşama hakkını düzenlemektedir. Anayasa’ nın 20. maddesi, “herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesi isteme hakkına sahiptir” demektedir. Cenazelerin yasal bekletilme süresine riayet edilmeden 15 gün süreyle olay yerine en yakın morgda bekletilmeyip apar topar gömülmelerinden sonra da teslimini talep eden ailelere verilmemesi ciddi bir insan hakkı ihlalidir. Bu ihlale maruz kalan aile fertleri, yakınlarının cenazelerini alamamalarından kaynaklı gayri insani muameleye tabi tutulmaktadırlar ki bu durumun kendisi de başlı başına işkence yasağının ihlalini teşkil etmektedir.
Türkiye toplumunda, dini vecibelerinin yerine getirilerek cenazelerin gömülmesi son derece önemsenen ve hassas bir durumdur. Cesetlerin teşhislerinin yapılmış olmasına rağmen, cenazelerin yakınlarına teslim edilmemesi toplumda bir infial yaratmakta ve gerginliğe yol açmaktadır. Bu nedenle ortaya çıkan gerginliğin giderilmesi ve kafalarda ortaya çıkan soru işaretlerin aydınlanması için yukarıda adı geçen Kılıç, Sümer ve Okatan ailelerinin talepleri doğrultusunda yakınlarının cenazelerini almalarının sağlanması ve bugüne kadar bu işlemleri yasalara aykırı bir şekilde yerine getirmeyen Siirt Cumhuriyet Savcılığı hakkında gerekli yasal ve idari soruşturmanın yapılması gerekmektedir.
Yetkili makamları bu vesileyle bir kez daha toplumda gerginlik yaratacak tutum sergilemekten kaçınmaya çağırıyoruz.
Av. Reyhan Yalçındağ
Genel Başkan Yardımcısı