İsrail’in Terörü

Birleşmiş Milletler 1993 yılında Viyana'da, Dünya İnsan Hakları Konferansı düzenlemişti. Konferans sonucu kabul edilen belge, Viyana Bildirisi olarak anılır. Bildiri'nin 17. maddesinde "bütün biçimleri ve görünümleri ile terörizm"den bahsedilir.

İsrail, devlet terörünü yöntem olarak benimsemiş ve bunu sistemli olarak uygulamaktadır.
İsrail, devlet olarak, İsrail halkının barışçıl sesini duymazdan gelmeye devam etmektedir.
İsrail, Filistin halkının topraklarını işgal altında tutmakta ve Filistin halkına zulüm uygulamaktadır.

Gazze bir Filistin kentidir. İsrail'in işgal ettiği bir kenttir.
Şeyh Ahmet Yasin Hamas'ın ruhani lideridir.
İsrail'in terörü, bu defa dini lidere uzandı. Vücudunun üçte ikisi tutmayan bir dini lider, bombalarla, Gazze'de, işgal edilmiş vatanında can verdi.

İsrail'in devlet terörü, en başta kendi yurttaşlarının mücadeleleri ile sona erecektir. Filistin halkının işgal edilmiş toprakları ve Filistin halkı özgürleşecektir.
Ne bombalar, ne de duvarlar kalıcı olacaktır.
İsrail, insanlığın vicdanında mahkum olmuştur.

Filistin'i işgal etmek ve işgal ettiği topraklarda ruhani liderleri öldürerek "meşru hak"tan söz etmek, ancak insanlıktan nasibini almamış olanlara uygun düşecek bir açıklamadır. Devlet terörü uygulama ile meşru hak kavramı çelişmektedir. Meşru hak, ancak meşru araç ve yöntemlerle aranabilir ya da kullanılabilir. İsrail'in Gazze'de bulunuşu başlı başına halkların haklarının ihlalidir. Başka Filistin topraklarında işgalci olarak bulunuşu gibi…

Filistin halkına başsağlığı diliyoruz.
İsrail'i ve onun bütün vahşi eylemlerini her koşulda destekleyen ve onay veren ABD'nin politikalarını protesto ediyoruz!

Filistin Filistinlilerindir! Filistin'e bağımsızlık ve Filistin halkına özgürlük istiyoruz.
Duvarlar yıkılsın!
Yaşasın halkların kardeşliği!
Yaşasın barış!

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Bir cevap yazın