Hacettepe üniversitesi öğrencisi Birtan Altunbaş 1991 yılında 3 öğrenci ile birlikte jandarma tarafından gözaltına alınmış ve sorgulanmak üzere Ankara Emniyet Müdürlüğüne (siyasi şube) gönderilmiştir.15 Ocak 1991 günü yani 6 gün sonra Altunbaş ölü olarak bulundu. Aynı nedenle gözaltına alınmış olan tanıkların ifadelerine göre Altunbaş'a sorgusunu yapan polisler tarafından işkence yapılmış ve bu nedenle ölmüştür. Altunbaş'ın annesinin otopsi yapılması talebi geri çevrilmiştir.
İHD Ankara şubesinin, avukatların ve ailesinin suç duyurusunda bulunması üzerine Ankara Cumhuriyet savcılığı tarafından bir ön soruşturma başlatılmış, dosya ilgili polisler hakkında soruşturma başlatılmasına izin vermesi için Ankara Valiliğine gönderilmişti. 2 Haziran 1998'e kadar, yani 6 yıl, dosya Ankara Valiliğinde takılı kalmıştı. Dosya daha sonra Yargıtay'ın Ceza Dairesine sevk edilmiş, 20 Ekim 1998 tarihinde ceza dairesi dosyayı Ankara Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.
14 Kasım 2003 günü Ankara Ağır ceza Mahkemesinde görülen duruşmada avukatlar, davadan çekilmeye karar vermişti. 14 Ocak 2004 Çarşamba günü 8 polis sanık davaya gelmediği için adli süreç başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Buna geçerli bir neden gösterilmedi. Verilen bilgilere göre 3 polis hala görevde diğerleri ise ya emekli olmuşlar ya da bilinen bir yerlerde görevlerini sürdürüyorlar. Ankara, İstanbul ve Denizli'de yaşayan bu kişiler kolaylıkla bulunabilir. Dava 5 Mart 2004 Cuma günü saat 10'a ertelendi.
Dava 13 yıldır sürmektedir. İHD, sanıklara yönelik bu tutumun davanın zaman aşımına uğramasına kadar bu şekilde sürdürüleceği endişesi taşımaktadır. Bu bağlamda İHD " uluslararası hukukun değişmez normlarından olan işkencenin yasaklanması, işkence suçunun hiç bir koşulda korunmaması gerekliliğini " hatırlatır .
2003 yılı Mayıs ayında, BM İşkence Karşıtı Komitesi (CAT) işkence ve kötü muameleye ilişkin kaygılarını dile getirmişti. Zaman aşımı nedeni ile takipsizlik kararı verildikten sonra davalar düşürülmektedir. İşkence Karşıtı Komite ayrıca çok sayıda şikayet bulunmasına rağmen işkence ve kötü muamele yaptıkları gerekçesi ile polisler hakkında nadiren soruşturma başlatıldığını ya da dava açıldığını, adli sürecin oldukça uzun olduğunu ve verilen cezaların suçun niteliğine uygun olmadığını belirtmiştir. İşkence Karşıtı Komite (CAT) işkence ve kötü muameleye ilişkin tarafsız, adil ve tam bir soruşturma yapılması için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini belirtir.
Türkiye'de işkence ve kötü muamele davaları hala oldukça fazladır. İHD 2003 yılında 1391(gözaltında, cezaevinde, gözaltı yerleri dışında ve köy korucuları tarafından) işkence ve kötü muamele vakası olduğunu rapor etmiştir.
İHD hükümet'i bir sonraki duruşmayı vesile bilerek uluslararası hukuka uygun olarak işkenceyi yasaklamak ve önlemek için çaba göstermeye ve nerede ve kim tarafından yapılmış olursa olsun işkence vakalarına tepki göstermeye çağırır. Hükümet uluslararası hukuk gereği ihlalleri, ihlal yapan kişileri soruşturmak ve onların adil bir şekilde yargılanmasını, tazminat ödenmesini sağlamakla yükümlüdür.
2003 yılı başında Hükümet, işkence vakalarına hiç bir şekilde tolerans ("sıfır tolerans") göstermeyeceğini açıklamıştı. Bu bağlamda Hükümet acil olarak teorideki değişiklikleri pratiğe geçirmekle yükümlüdür. İHD Hükümeti şu konularda uyarır:
1. 5 Mart 2004 günü Ankara 2. No'lu Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek duruşmaya sanıkların gelmesi sağlansın ve karar verilsin. Olayın faillerine verilecek cezaların suçun niteliğine uygun olması sağlansın;
2. 2 Ağustos 1988 tarihinde taraf olduğu BM İşkencenin Önlenmesi Sözleşmesinin 14. maddesine uygun olarak mağdurlara adil tazminat ödenmesi sağlansın ;
3. İşkence ve diğer hak ihlallerine son verilsin. Uyum yasaları derhal hayat geçirilsin. Başta Anayasa olmak üzere, yasalarda yeni ve köklü değişiklikler yapılsın;
4. İşkence, kötü muamele, gayri insani ve küçük düşürücü davranış ve cezalara ilişkin gerçekten önleyici politikalar benimsensin ve uygulansın.
5. İşkence failleri yargılanırken aynı zamanda görev yapamazlar. O nedenle, idari tasarrufla, haklarındaki dava sonuçlanıncaya değin açığa alınsınlar.
İşkence ile mücadele ve AB'ye girişin bir ön koşulu olan işkencenin önlenmesi için İHD, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosunu 5 Mart 2004'te Ankara'da görülecek bu işkence davasına duyarlı olmaya çağırır.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ