MARDİN İLİ NUSAYBİN İLÇESİNDE 12 ARALIK 2007 TARİHİNDE GÖZALTINA ALINAN HALİL KILIÇ (67)’IN GÖZALTINA ALINDIKTAN SONRA ALDIĞI DARBELER SONUCU YAŞAMINI YİTİRDİĞİ İDDİALARINA İLİŞKİN ARAŞTIRMA-İNCELEME RAPORU
Rabia Keskin, 20 Aralık 2007 tarihinde Mardin İHD şubesine; “Kardeşim Halil Kılıç 12.12.2007 tarihinde Suriye’den sınırı geçmek istedi ği iddiasıyla gözaltına alınmış ve Nusaybin adliyesinde yaşamını yitirdi. Kardeşim 67 yaşında olup, akli dengesi yerinde değildi. Kendisinin askerler tarafından darp edilerek öldürüldüğünü düşünüyorum. İHD’den yardım talep ediyorum.” biçiminde başvuruda bulunmuştur.
AMAÇ
Yapılan başvuru üzerine, iddia edilen durum için mağdurlar, resmi kurumlar ve varsa görgü tanıkları ile görüşmek, araştırma ve incelemeler ile elde edilen bilgiler ışığında rapor hazırlamak, raporu ilgili ve yetkili kurum ve makamlara göndererek gerçeğin açığa çıkarılmasına katkıda bulunmak, kamuoyunun gerçek bilgiye ulaşmasını sağlamak, çeşitli ulusal ve uluslararası mevzuatlarda güvence altına alınan yaşam hakkının korunmasına katkıda bulunmak, fail/ler hakkında gerekli soruşturmanın başlatılmasını talep etmek amacıyla bir insan hakları heyeti oluşturulmuştur.
HEYETİN OLUŞUMU
İnsan Hakları Heyeti;
İHD MYK Üyesi-Doğu, Güneydoğu Bölge Temsilcisi Mihdi Perinçek, İHD MYK Üyesi ve Şanlıurfa Şube Başkanı Gülay Koca, İHD MYK Üyesi ve Diyarbakır Şube Başkanı Ali Akıncı, İHD Mardin Şube Başkanı Erdal Kuzu ve Şube Sekreteri Beşir Dündar’dan oluşmuştur
İHD Genel Merkezi, heyetin resmi kurum yetkilileri ile 26 Aralık 2007 tarihinde görüşme yapması için, 25.12.2007 tarih ve 201/2007/51/333sayılı yazı ile Nusaybin Kaymakamlığı ve Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığından randevu talebinde bulunmuştur.
Nusaybin Kaymakamlığı, heyet üyelerini 26.12.2007 günü saat 10.30 dolaylarında, yani heyetin görgü tanıklarıyla görüşme yaptığı saatlerde telefon ile aramış, Nusaybin Kaymakamı Yücel Gemici’nin izinde olduğunu, yerine Midyat Kaymakamı İsmail Karadaş’ın vekâlet ettiğini, vekâlet eden kaymakamın saat 13.30 da Midyat ilçesinde heyeti kabul edebileceğini belirtmiştir. Yapılan görüşmelerin bitirilip belirtilen saatte Midyat’ta olabilmenin teknik olarak mümkün olmadığını değerlendiren heyetimiz, görüşmenin Nusaybin Kaymakamlığı yazı işleri müdürü Siracettin Yenigün ile yapılmasını kararlaştırmış, saat 14.30 da bu görüşmeyi gerçekleştirmiştir.
Yazılı talebin yanı sıra, heyet, 26 Aralık 2007 günü Nusaybin C.Başsavcısı Uğur Ağrı ile görüşmek için girişimlerde bulunmuş, ancak, Nusaybin Cumhuriyet Başsavcısı Uğur Ağrı, savcılık görevlileri üzerinden işlerinin yoğunluğu nedeniyle görüşemeyeceğini bildirmiştir. Nusaybin Belediye Başkanı Mehmet Tarhan ile makamında görüşülmüştür.
Heyet, 26 Aralık 2007 günü, hazırlık soruşturması dosyasında mevcut ” olay yeri krokisi”nde gösterilen 180 ve 181 nolu sınır gözetleme kuleleri bölgesini ve sınır boyunu, güvenlik nedeniyle uzaktan da olsa keşifte bulundu. Maktulün kardeşi Rabia Keskin, yeğeni M. Emin Kılıç, görgü tanıkları Mustafa Ürün, Şakir Deniz, M. Şerif Keskin ve Reşit Kılıç ile görüşmüş, görüş ve beyanlarını almıştır.
HEYETİN YAPTIĞI GÖRÜŞMELER
Rabia Keskin (Maktulün kız kardeşi) :
M.Emin Kılıç (Maktulün yeğeni) :
Mustafa Ürün (Görgü tanığı)
Şakir Deniz (Görgü tanığı) :
Mehmet Şerif Keskin (Görgü tanığı) :
Reşit Kılıç ( Görgü tanığı) :
Görgü tanığı Reşit Kılıç ile yapılan görüşmede; “ ben Nusaybin’de ikamet ediyorum. Halil cenazesi Diyarbakır adli tıp’a götürülürken Şerif ile birlikte gittim. Cenaze yıkanırken ben de bulundum. Aynı yaraları bende gördüm. Ellerinde çizik yoktu.” biçiminde beyanda bulundu.
HEYETİN YAPTIĞI RESMİ GÖRÜŞMELER
Siracettin Yenigün (Nusaybin Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürü) :
Mehmet Tarhan (Nusaybin Belediye Başkanı):
HEYETİN YAPTIĞI TESPİTLER
1-Demirkurt sınır karakolunun Nusaybin-Mardin karayolu (ipek yolu) üzerinde, Nusaybin şehir girişine 2,6 km mesafede olduğunu,
2- Hazırlık soruşturması dosyasında mevcut olan olay yeri tutanağı krokisinde gösterilen 180-181 nolu sınır gözetleme kulelerinin karakola yaklaşık 300-350 metre, ana yoldaki kent girişine mesafesinin ise yaklaşık 2,3-2,5 km olduğunu,
3- Gözaltı işleminin yapıldığı yerin (180-181 nolu gözetleme kuleleri arası) Lüx ekmek fırınına olan uzaklığın yaklaşık 4,8- 5 km olduğunu,
4-Demirkurt karakolu ihata duvarı yanında Akça tarla (Dole) köyüne giden ham bir yolun olduğunu,
5-Halil Kılıç’ın, “Olay Yeri Tespit Tutanağı”na göre, 8. Piyade Hudut Bölüğü Demirkurt Piyade Karakolu görevlilerince mukavemetsiz olarak gözaltına alındığını,
7- Genel Adli Muayene Raporlarının Nusaybin Devlet Hastanesinde pratisyen hekim olarak çalışan Mehmet Balcıoğlu tarafından aynı tarih ve protokol no ile tanzim edildiğini, ölüm sonrası otopsi işleminde de aynı doktorun yer aldığını tespit etmiştir.
AYDINLATILMASI GEREKEN NOKTALAR
1- Tanık beyanlarına göre; Halil Kılıç 12.12.2007 günü saat 06.00 dan sonra evden çıkmış, 06.30- 07.00 arasında gözaltı işleminin yapıldığı yere yaklaşık 5 km mesafede olan Lüx ekmek fırınından ekmek almış, saat 07.00-08.00 arasında Mardin caddesinde Mardin istikametine doğru yürürken görülmüş ve 12.12.2007 tarihli “Olay Yeri Üst Arama Tutağı”na göre saat 07.50’de gözaltına alınmıştır. 67 yaşındaki bir insanın yaklaşık 1,5 saatlik süre içinde yaklaşık 5 km’lik bir mesafe kat ederek; sınırın Suriye tarafına geçip, dikenli tel ve mayınlı alana rağmen tekrar Türkiye tarafına geçmesi hayatın olağan akışı ile uyarlı mı?
2- 8. Piyade Hudut bölüğü Demirkurt Karakolunun, daha önce sanık iddiasıyla karıştığı adli olaylar var mı?
3- Nusaybin Devlet Hastanesinde pratisyen hekim olarak çalışan Mehmet Balcıoğlu’nun 12.12 2007 tarihli Ölü Muayene Tespit ve Otopsi Tutanağında “ maktulü daha önce tanıdığı, kendisine kalp yetmezliği ve astım rahatsızlığı nedeniyle zaman zaman geldiğini” belirten beyanı bulunmaktadır. Aynı gün ve aynı doktor tarafından saat 09.45 dolaylarında tanzim edilen “Genel Adli Muayene Raporu”na göre, Halil Kılıç’ın aldığı darbelere bağlı olarak kafasında ekimozlar oluşmuştur. İddia ettiği gibi hastayı daha önce de tanıyorsa; muayene esnasında ulaştığı bulgulara göre Halil Kılıç’ı bir süre müşahede altında tutması hukuk ve Tıp Etiği itibariyle gerekli ve zorunlu değil miydi?
KANAAT ve SONUÇ
Kanaat
1-Halil Kılıç’ın 12.12 2007 tarihindeki ölümünün, ‘Gözaltında Ölüm’ olduğu kanaatindedir.
2-Bu ölümün, eldeki bulgu ve verilere göre darp ve cebire bağlı geliştiği kanaati, heyetimizde ağırlık kazanmıştır.
3-Gözaltına alınan Halil Kılıç’ın uygun olmayan ortamlarda tutulmamasını ve kafasından aldığı darbelere rağmen tıbbi müşahede altında tutulmamasını görevi kötüye kullanma ve hukuk dışı işlemler olduğu kanaatine ulaşmıştır.
Sonuç
Bu olaya ilişki belirttiğimiz kanaatlerimizi güçlendiren önemli belge ve tanıklıklar mevcuttur. İdari ve adli makamlar tarafından etkin bir şekilde soruşturma yapılması halinde, olay bütün boyutları, tüm gerçekliğiyle açığa çıkarılacaktır. Bu nedenle, gerekli soruşturmanın yapılması ve olayın kamuoyunun vicdanını rahatlatacak şekilde aydınlığa kavuşturulması için, Hükümeti ve Meclis İnsan Hakları Komisyonunu göreve davet ediyoruz.
Halil kılıç’ın gözaltına alınmasından ölümüne kadar geçen gözaltı sürecinde birçok kamu görevlisinin ihmali ve hukuk ile uyumlu olmayan uygulamaları olmuştur. Bu nedenle; Mardin Tabip odası ve Türk Tabipler Birliğini, meslektaşları Dr. Mehmet Balcıoğlu hakkında yaşanan bu olay özelinde inceleme başlatmaya davet ediyoruz.
İnsan Hakları Örgütü ve savunucuları olarak, yaşanan bu olayın hukuki takipçisi olacağız. Başta yaşam hakkı olmak üzere hiçbir insan hakkının ihlal edilmediği bir ortama ulaşıncaya kadar çabalarımız devam edecektir.
Saygılarımızla.
Mihdi Perinçek | Gülay Koca | Ali Akıncı |
Erdal Kuzu
|
Beşir Dündar |
İHD MYK üyesi-Doğu Güneydoğu Bölge Temsilcisi |
İHD MYK üyesi Şanlıurfa Şube Başkanı |
İHD MYK üyesi Diyarbakır Şube Başkanı |
İHD Mardin Şube Başkanı | İHD Mardin Şube Sekreteri |