Ancak, son günlerde eski dönemleri hatırlatan şiddet olaylarının meydana geldiği ve giderek tırmandığı gözlenmektedir. Özellikle Bingöl, Şırnak, Hakkari ve Tunceli yöresinde yoğunlaşan operasyonlar, saldırılar ve öldürme olayları giderek son derece kaygı verici boyutlara ulaşmıştır.
Son olarak, Tunceli Valisi'ne ve askeri konvoya yapılan ve 2 askerin ölümü ile sonuçlanan saldırı; Şırnak'ta aralarında DEHAP Belde Başkanı ve yeğeninin bulunduğu bir grubun korucular tarafından otomatik silahlarla taranıp, 1 kişinin öldürülmesi ve son olarak da Bingöl'de 4 köylü yurttaşımızın öldürülmüş olması, barış ortamının ciddi bir tehditle karşı karşıya olduğunun somut örnekleridir.
Herkes bir konuda net tavır almak durumundadır. O da, hangi nedenle olursa olsun ya da kim tarafından başvurulmuş olursa olsun şiddetin reddedilmesidir. Toplumsal sorunların demokrasi içerisinde ve demokratik yöntemlerle çözülmesinde ısrar etmek, bunun takipçisi olmak durumundayız.
Hangi nedenle olursa olsun ve kim yaparsa yapsın, valileri, askerleri, güvenlik güçlerini, sivilleri öldürme eylemleri hiçbir şekilde kabul edilebilir eylemler değildir. Derneğimiz, bu tür olayları şiddetle kınamaktadır.
Öte yandan, sorunları demokratik yöntemlerle ve diyalog yoluyla çözmek yerine, baskı ve şiddette ısrar edici uygulama ve politikaların da Türkiye'de demokrasinin gelişmesine ve toplumsal barışın korunmasına ve geliştirilmesine hizmet etmeyeceğinin altını çizmek isteriz.
Derneğimiz bir kez daha herkesi sağ duyulu davranmaya, olayları tırmandırmamaya, şiddete başvurmamaya ve toplumsal barışın sağlanması konusunda istekli ve hoşgörülü olmaya davet etmektedir.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ
