İHD Siirt Şubesi: Cizre Katliamını Lanetliyor, Katliamın Aydınlatılması İçin Bağımsız Soruşturma Talep Ediyoruz

4 Şubat 2016 günü gece saatlerinden itibaren Şırnak ili Cizre ilçesinde İpekyolu Caddesi’ne yakın Abdulcelil Akaryakıt İstasyonu civarında bir binada 34 kişinin bulunduğu, bunlardan 9’unun yaşamını yitirdiği, 25’inin ise yaralı olarak kurtarılmayı beklediğine dair basında haberler yer almış ve bu konuda yapılan yardım çağrıları üzerine kurumlarımız resmi makamlara yazılı ve sözlü her türlü müracaatta bulunarak olay yerine ambulans ve kurtarma ekiplerinin girişine izin verilmesini istemiştir. Başta gönüllü sağlıkçılar olmak üzere, insan hakları savunucuları, avukatlar, siyasetçiler ve milletvekilleri Cizre ilçesine gitmek için talepte bulunmuş, heyetler bizzat yola çıkmış ancak ilçeye girişlerine izin verilmediği gibi fiziki müdahalede bulunularak toplanmalarına bile izin verilmemiştir.

7 Şubat 2016 günü gece saatlerinde basına yansıyan bilgilere göre Cizre ilçesinde bir binanın bodrum katında kesin sayısı belli olmamakla birlikte en az 10 insanın güvenlik kuvvetleri tarafından etkisiz hale getirildiği yani, öldürüldüğü ifade edilmiştir. Ayrıca, basına yansıdığı kadarı ile 30 ile 60 arasında insanın öldürüldüğü yönünde de oldukça ciddi bilgiler yer almıştır. Ancak 34 kişinin akıbeti ile ilgili olay yerine gitmek isteyen insanlara izin verilmemiştir.

Ayrıca 23 Ocak 2016 gününden beri Cizre ilçesi Cudi Mahallesi Bostancı Sokak No. 23’te bulunan binanın bodrum katında 15’i yaralı 24 kişi ile ilgili hala hiçbir girişimde bulunulmamıştır. HDP milletvekilleri ve demokratik kamuoyu her türlü girişimde bulunmuş, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere Başbakan ve devletin tüm birimleri bu konuda bilgilendirilip uyarılmış, aydın ve yazarlar ortak bir bildiri ile konuyu Türkiye ve dünya kamuoyuna taşımış, her türlü yazılı ve sözlü başvurular yapılmış ancak harekete geçilmemiştir ve bu kişiler dünyanın gözü önünde ölüme terk edilmiştir.

Kamuoyuna yansıyan bilgilerden anlaşıldığı kadarı ile Cizre ilçesinde her iki binada bulunan insanlardan umut kesildiği ve kuvvetle muhtemel katledildiği anlaşılmaktadır. 23 Ocak 2016 tarihinden beri kuşatma altında bulunan Cizre’de kim olursa olsun yaralı olduğunu beyan edip yardım talep eden insanların yardımına gidilmeyip ölümlerinin beklenilmesi veya operasyon adı altında infaz edilmesi açık bir katliamdır. Kınıyor ve lanetliyoruz.

Anayasa Mahkemesi’ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan başvurulardan sonuç alınamaması ortada yargı adına başvurulabilecek etkili yargı mekanizmalarının olmadığını ve soruşturma makamlarının çaresiz kalacağını göstermektedir. Bu nedenle AİHM’in (M. ve Diğerleri- Birleşik Krallık Davası) kararları uyarınca Jordan Prensipleri gözetilerek bu katliamın tarafsız ve bağımsız bir heyet tarafından soruşturulması, HSYK’nın 18.10.2011 tarih ve 9 sayılı genelgesi uyarınca Minnesota Otopsi Protokolü uyarınca soruşturmanın bağımsız heyet tarafından yapılmasının yanı sıra bu kişilerin otopsi işlemlerinde yakınlarının ve insan hakları savunucularının önerdiği bağımsız hekimlerin bulunması gerekmektedir.

Bizler dünya kamuoyunun gözü önünde ve yüksek mahkemelerin duyarsızlığı nedeni ile açık bir şekilde yaşatılan bu katliamın sorumlularının açığa çıkarılması amacı ile her türlü meşru ve demokratik yola başvuracağımızı belirtmek istiyoruz. Bu aşamada delillerin karartılmaması ve yaşamını yitirenlerin gerçek ölüm sebebinin aydınlatılabilmesi amacı ile otopsiye avukatların ve bağımsız hekimlerin katılmasını ve soruşturmanın kurulacak bir bağımsız heyet tarafından yürütülmesini talep ediyoruz.

Doğu’da savaş sürerken Batı’nın duyarsız ve sessiz kalmasının acı bir tezahürü oldu Cizre.

Unutursak kalbimiz kurusun, diyeceğimiz o kadar çok katliam var ki… Evet, unutmayacağız hiç birini. Affetmeyeceğiz buna neden olanları… Ama en önemlisi, susmayacağız, su ve ses vereceğiz her yerde, her zaman. Ankara İzmir Konya Bursa İstanbul ses ver diyeceğiz, sen susarken insanlar yakılıyor, bombalanıyor diyeceğiz… Sesimizle bu korkak sessizliği dağıtacağız.

Yargı adına başvurulabilecek etkili yargı mekanizmalarının olmadığını ve soruşturma makamlarının çaresiz kaldığı bir ortamda savaştan beslenenlere inat; adalet, barış demeye devam edeceğiz.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ SİİRT ŞUBESİ

Bir cevap yazın