“TOPLUMA KAZANDIRMA (?) YASASI”

Hükümet "Topluma Kazandırma (?) Yasası" adı altında yeni bir PİŞMANLIK yasa tasarısı hazırladı. Tasarı önümüzdeki günlerde TBMM'nde görüşülecek. Öyle anlaşılıyor ki, başta Adalet Bakanı olmak üzere Hükümetin "yeni bir sayfa" açmak istedikleri yönündeki beyanlarının aksine, "ESKİ", kapsamı genişletmek suretiyle yeniden denenmek isteniyor. Yasa ile getirilen düzenlemelerden yararlanmak yine, "İTİRAFÇILIK" gibi onur kırıcı bir koşula bağlanıyor. Yapılan düzenlemede ülkemizde son 20 yılda yaşananların sadece bir boyutu öne çıkarılmakta, olayların asıl belirleyici nedenini oluşturan, bu dönemin siyasal, sosyal ve hukuki sorunları göz ardı edilmektedir. Çatışma dönemi sonrasında yapılan bir çok anayasal, yasal ve idari düzenlemelere karşın, ülkemizde bu gün dahi tam anlamıyla insan haklarına dayanan, çoğulcu demokratik bir sistem oluşturulamadığı unutulmamalıdır.

Toplumsal barışı amaçlayan bir Hükümetin önünde 2 önemli görev bulunmaktadır. Bunlardan birincisi 20 yıldan fazla süren bir çatışma döneminin tüm alanlarda yaptığı tahribatları hızla onarmak ve yaraları sarmaktır. İkincisi ise; "Kürt Sorunu"nun çözümünde baskı ve şiddetin her türlüsünü reddedip, ülkenin bütünlüğü içerisinde ve çoğulcu demokrasi ilkeleri doğrultusunda idari, siyasi ve hukuki reformlar yapmaktır. Fakat her iki görev yerine getirilirken de, bu güne kadar uygulanan "oldu bitti" politikaları yerine, daha katılımcı, sürdürülebilir, toplumun tüm kesimlerinin ve özellikle de sorunun taraflarının görüşlerine başvuran bir yöntem izlenmelidir.

Hükümet, çatışma döneminin yaralarını sarmak için öncelikli olarak; bir yandan, yakılan, yıkılan ve boşaltılan köylerin hızla imarı ve göçe zorlananların gönüllü geri dönüşlerinin koşullarını hazırlamak, öte yandan da çatışma dönemindeki ortam ve olaylar nedeniyle cezaevine girmiş olanlar ile ülkelerini terk edip yurt dışına çıkmak zorunda kalanların yeniden toplama kazandırılmasının önlemlerini almak, durumundadır.

Toplumsal Barış için, yeni ve radikal bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Hedef sadece toplumsal barış olmalıdır. Yaşanan olaylarda, yapılan yanlışların, siyasal ve sosyal politikaların payı göz önünde bulundurulmalıdır. Onur kırıcı niteliği tartışmasız olan, "Pişmanlık Yasaları" ile sonuç alınmasının mümkün olmadığı, bu güne kadarki uygulamalardan açıktır. Aynı yaklaşımla ve sadece isim ve kapsamı değiştirilerek yapılacak yeni bir düzenlemenin de toplumsal barışa katkı yapmayacağı bellidir. Hatta, fırsatların bu şekilde heba edilmesi ile, yeni gerilimlere yol açılacağı da göz önünde bulundurulmalıdır.

Toplumsal barışın ilk adımı, tutuklu, hükümlü ve ülke dışında kaçak konumunda olan tüm siyasi suçlar için hiçbir ayırım yapılmadan KOŞULSUZ ve GENEL BİR SİYASİ AF çıkarmaktır.

Hükümeti ve TBMM'ni; toplumun sesine kulak vermeye ve gerçek anlamda toplumsal barışa hizmet eden düzenlemeler yapmaya davet ediyoruz.

Yusuf ALATAŞ
İHD Genel Başkan Yardımcısı

Bir cevap yazın