İmralı Cezaevi Koşulları Temel İnsan Haklarına Aykırıdır!

Değerli Basın Mensupları,

Türkiye’deki politik ve adli cezaevlerindeki insan hakları durumu, İnsan Hakları Derneğinin gündeminde sürekli olarak yer etmiş durumdadır. Ancak ülkemizde ve dünyada örneği bulunmayan İmralı Tek Kişilik Cezaevindeki uygulamalar ve koşullar, kaygılarımızı artıracak düzeye ulaşmış bulunmaktadır.

Son olarak, Abdullah Öcalan’ın avukatları tarafından derneğimize yapılan başvuruda, müvekkillerinin sağlık durumunun son derece olumsuz olduğu, acilen bağımsız uzman hekimlerce tedavi edilmesi gerektiği ve görüşmenin sağlanmayarak savunma haklarının ihlal edildiği belirtilmiştir. Bunun üzerine konuyu yerinde incelemek, başvurucunun şikayetlerini bizzat kendisinden almak, gerekli araştırmalarda bulunmak üzere, genel merkezimiz tarafından 1 Şubat 2005 tarihinde Adalet Bakanlığına yazılı müracaatta bulunulmuştur. Daha önceki yıllarda da benzer şikayetler üzerine derneğimizce Adalet Bakanlığı ve Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde gerçekleşen girişimler sonuçsuz kalmış ve başvurucuya doğrudan ulaşılamamıştır. Son yapılan başvuru üzerine, Genel Başkan Yardımcıları Reyhan Yalçındağ ve Kiraz Biçici, Marmara Bölge Temsilcisi Doğan Genç, Ş.Urfa Şube Başkanı ve GYK Üyesi Gülay Koca, MYK üyeleri Haydar Sayılı ve Hüseyin Demirton ile GYK üyeleri Ayşe Batumlu, İbrahim Kayan ve Lerzan Taşçıer’den oluşan bir insan hakları heyeti oluşturulmuş ve İmralı Adasına hareket etmek istenciyle Gemlik Jandarma İrtibat Bürosu Komutanlığına gidilmiştir. Yetkili komutanlık tarafından heyetin talebinin reddedilmesi üzerine Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına gidilmiş ve Başsavcının görüşme talebini reddetmesi üzerine Başsavcı Vekili Vural Ekiz ile görüşülmüştür. Savcı vekili de, yetkili makamın Adalet Bakanlığı olduğu gerekçesiyle heyetin İmralı Adasına gidiş konusunda yetkisi olmadığını belirtmiştir.

Değerli Basın Mensupları,

İHD Genel Merkezi tarafından 7 Şubat 2003 tarihinde açıklanan İmralı Tek Kişilik Cezaevi Araştırma-İnceleme raporundaki tespitlerimiz maalesef halen mevcudiyetini korumaktadır.

Sonuç olarak,

1. İHD, her koşulda ve her yerde sağlık hakkının ve gayriinsani muamele yasağı hakkının korunmasını savunur. Abdullah Öcalan'ın sağlık hakkı ve gayriinsani muamele yasağı hakları garanti altına alınmalıdır. Öcalan'ın ailesinin ve avukatlarının bu konudaki kaygılarının giderilmesi yönünde resmi açıklama yapılmalı, görüş günü koşulu aranmaksızın, bu kaygıları giderecek görüşme derhal sağlanmalıdır.

2. İmralı Cezaevindeki tecrit uygulamaları, dünyada ve ülkemizde benzerine rastlanmayan uygulamalar olup 24 saate yayılan işkence ve gayriinsani muamele anlamına gelmektedir. Bu bağlamda İmralı Cezaevinin kapatılarak, Öcalan’ın benzer davalardan mahkum kimselerin bulunduğu bir başka cezaevine nakli ivedilikle sağlanmalıdır.

3. İHD, savunma hakkının dokunulmazlığını savunur. Öcalan'ın avukatlarıyla görüştürülmesi sağlanarak savunma hakkının ihlaline derhal son verilmelidir. Bu bağlamda, başka bir cezaevine nakli sağlanıncaya kadar;

a. Hava muhalefeti nedeniyle görüşme sağlanamadığı günlerde hava koşullarının uygun olduğu bir günde ailesi ve avukatları tarafından ziyaret gerçekleşmelidir,

b. İmralı 9 kosterinin güvenli bir araç olmamasından dolayı, Adalet Bakanlığı tarafından İmralı Adasına daha güvenli ulaşım için satın alındığı söylenen Tuzla isimli deniz aracı derhal kullanılmaya başlanmalıdır.

4. İHD, ayrımcılık uygulamasına her koşulda karşı çıkar. Öcalan'a yönelik uygulanan ayrımcılık yasağı hakkının ihlaline derhal son verilerek kendisi ile aynı yasal statüde bulunanlara tanınan telefonla görüşme, günlük yazılı basından yararlanma, tv/radyoya ulaşma, haberleşme ve ziyaret hakkı tanınmalıdır.

5. İHD, yetkilileri ivedilikle konuyla ilgili tüm yasal hakların tanınacağı konusunda açıklama yaparak Öcalan'ın sağlığı konusundaki tüm soru işaretlerinin giderilmesi, bunun için de bağımsız uzman hekimlerce muayene ve tedavi edilmesi için gereken adımların atılmasını talep etmektedir.

Değerli Basın Mensupları,

Tecrit ve izolasyon kime uygulanırsa uygulansın bir insanlık ayıbıdır. Her tutuklu ve hükümlünün cezaevinde de bulunsa, temel insan hakları ve özgürlüklerinden yararlanma hakkı vardır. Devlet organları ve yetkililerini, BM Cezaevleri Minimum Standartlarına uygun davranmaya davet ediyoruz. İHD olarak, Öcalan’ın sağlık, haberleşme, savunma ve iletişim haklarının garanti altına alındığı koşullar sağlanana kadar ulusal ve başta Avrupa Konseyi İşkenceyi İzleme Komisyonu (CPT) olmak üzere, uluslararası mekanizmalar önündeki girişimlerimizi sürdüreceğimizi belirtiyoruz.

Av. Reyhan YALÇINDAĞ
Genel Bşk. Yrd.

Bir cevap yazın