Devletin Gözetimindeki Çocuklarla İlgili Yaklaşımlar Gözden Geçirilmelidir

Daha İzmir Urla Çocuk Köyünde neler olup bittiği konusunda yeterli bilgiye ulaşılmadan, bu kez polisin Bornova Çocuk Yurdu’na baskın yaptığını öğrendik. Bir gazetemiz haberi “Hücre Baskını” başlığı ile verdi.

Basına yansıyan bilgilerden, en az bir aydan beri polisin Bornova Çocuk Yurdu’nda neler olduğunu soruşturduğu, hatta bu amaçla yurda istihbarat elemanlarının “görevli” olarak yerleştirildiğini, öğreniyoruz. Bütün bu çalışmalar, yurdun gece vakti basılarak, çocukların polis tarafından apar topar başka yerlere götürülmesi ve bazılarının da göz altına alınması ile sonuçlanıyor.

Çocuk Hakları Sözleşmesini imzalayıp, onaylayan ve çocukların yargılanması için dahi ayrı mahkemeler kuran bir ülkede, bir çocuk yurdu polis tarafından gece vakti “silahlı çete merkezi” gibi basılıyor ve çocuklar uykularından uyandırılıp, polis arabalarına dolduruluyorlar. Bu nasıl bir uygulamadır, anlamak mümkün değil. Bu öfke, bu şiddet, bu güç gösterisi ve pervasızlık niye? Bu çocuklar kimin çocukları? Baskın emrini verenlerin ve bu emri yerine getiren kamu görevlilerinin çocukları yok mu? Kendi çocuklarına bu tarz muamele yapılmasına tepkileri ne olurdu ?

Nasıl oluyor da, çocuk yurdundaki birkaç çocuğun diğerleri üzerinde hakimiyet kurduğu, yurt yöneticilerine baskı yaparak, sindirdiği iddia edilebiliyor. Bu çocuk yurdunun görevlileri yok mu? Diyelim ki bu iddialar doğru, önceden yurda istihbarat görevlileri yerleştiren polisin tek çaresi çocuk yurdunu gece vakti basmak mıydı ?

Bu soruları çoğaltmak mümkün. Ve bu soruları tüm yetkili ve sorumlulara soruyoruz. Çocuklarımıza bu muameleleri reva görenler hakkında herhangi bir işlem yapılmayacak mı? Hiçbir şey olmamış gibi başta Yurt Müdürü ve Operasyon emrini veren güvenlik yetkilisi olmak üzere sorumlular görevlerine devam edecekler mi?

Bakalım göreceğiz ve sorduğumuz sorulara verilecek yanıtların takipçisi olacağız.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Bir cevap yazın