MAZLUMDER, olağan olmayan koşullarda, 19 Mart 2017 günü olağanüstü bir genel kurul yaşadı. Bu genel kurul, Mazlumder İstanbul Şube Yönetimi’nin açtığı davada, Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’nce atanan çağrı heyeti tarafından gerçekleştirildi. Yargı süreci henüz kesinleşmemişti. İstinaf/temyiz aşaması henüz sonuçlanmamıştı. Bunun üzerine Genel Başkan ve Merkezi Yönetim Kurulu üyeleri ile şubelerin çoğunluğu çağrı heyeti tarafından gerçekleştirilen olağanüstü genel kurula katılmayacaklarını duyurdular. Olağanüstü genel kurulda, toplam 26 şubeden Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki şubelerin neredeyse tamamı olmak üzere 16 aktif şubenin kapatılması ve bu şube üyelerinin üyeliklerinin düşürülmesi yönünde karar alındı. Yeni bir genel yönetim kurulu belirlendi. Bütün bu bilgileri kamuoyuna yansıyan haberlerden öğrenmiş durumdayız.
İHD olarak, MAZLUMDER ile çeyrek yüzyıl boyunca pek çok insan hakları ihlalleri konusunda ortak ya da ayrı ayrı olmak üzere benzer tepkiler verdik. İnsan hakları örgütleri olarak ülkemizdeki/dünyadaki insan hakları sorunlarını raporladığımız ve bu sorunlara çözümler bulmaya çalıştığımız bilinmektedir.
Biz İHD olarak hükümetlerden ve siyasi partilerden/güç odaklarından bağımsız bir insan hakları örgütüyüz.
MAZLUMDER kurulduğu 1991 yılından beri hükümetlerden, siyasi partilerden ve güç odaklarından bağımsız bir insan hakları örgütüdür ve biz de bunun tanığıyız.
İnsan hakları örgütleri içerisinde farklı görüşlerin olması doğal karşılanmalıdır. Şubelerin artması ya da kapatılması da süreçlerle, koşullarla ve o insan hakları örgütlerinin karar yetkisi bulunan kurullarının takdir ve değerlendirmeleri ile ilgili bir konudur. Ancak şubelerin çoğunluğunun kapatılması ve kapatılan şubelerin üyelerinin toptan düşürülmesi bir anlayışın tasfiyesine dönük olarak anlaşılmaktadır.
İHD olarak bizi rahatsız eden ve açıklama yapmak zorunda bırakan konu, hükümetin ya da AKP’nin MAZLUMDER’in iç işine müdahalesine yönelik haber ve yorumlar ile çağrı heyeti, yani kayyumla, olağanüstü genel kurul yapılmasıdır. Bu tür müdahaleler varsa bu müdahaleleri kınıyor ve reddediyoruz. MAZLUMDER saygın bir insan hakları örgütüdür, hükümet dışı bir örgüttür (NGO). Türkiye’nin ihtiyacı bu tür örgütlerin sayıca artması ve nitelikçe daha da kuvvetlenmesidir. Hükümet ya da AKP müdahalesi haberleri doğruysa, MAZLUMDER’i hükümet yanlısı bir sivil toplum örgütü haline getirir ki bu durumda o örgütün bağımsızlığından söz edilemez. O örgüt artık NGO değil GONGO örgüttür. Biz MAZLUMDER’i kimsenin GONGO örgüt haline getirebileceğine imkân ve ihtimal vermek istemiyoruz. Ancak yaşanan gelişmeler bizi kaygılandırmıştır. Bu gelişmeleri, son yıllarda ülkemizde insan hakları alanındaki gerileme ve bununla bağlantılı olarak da insan hakları savunucuları üzerinde yoğunlaşan baskı ile birlikte değerlendirdiğimizde kaygımız katlanmaktadır.
MAZLUMDER’li insan hakları savunucularına insan hakları ilkelerine dayalı olarak yürütecekleri mücadelelerinde başarı ve şans diliyoruz. Varsa hükümet eli; hükümete de “MAZLUMDER’den elinizi çekin!” diyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ