Adil ve Kalıcı Bir Barışa Giden Yol Mutlaka Açılmalıdır

İsrail, tanımı yapılmamakla birlikte, ulusalüstü insan hakları belgelerinde "bütün biçimleriyle terörizm" nitelemesi içinde yer alan devlet terörünü, çok acımasız bir biçimde uygulamaya devam ediyor. Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat'a, da "tedhiş" uyguluyor. Ulusalüstü insan hakları belgelerinde Devlet Başkanlarına yönelik şiddet, hiçbir biçimde siyasal eylem olarak değerlendirilmiyor (1977 Tedhişçiliğin Önlenmesi Sözleşmesi).

İsrail, işgal ettiği Arap ve Filistin topraklarından çekilmelidir.

Askeri operasyonunu ve Filistin Devleti Başkanı Arafat'a yönelik eylemini sona erdirmelidir.

Bütün biçimleriyle şiddet, İsrail ve Filistin topraklarında, sona ermelidir.

Barış görüşmeleri derhal başlamalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti İsrail hükümeti üzerindeki ağırlığını hissettirmelidir. Tank ihalesi dahil çeşitli projelerin mevcut koşullarda yürütülmesinin olanaksızlığı deklere edilmelidir. İsrail'in arkasındaki güç olan ABD, savaş politikaları üzerinde değil, barış üzerine odaklanmalıdır.

İsrail ve Filistin halkı savaşı değil, barışı istiyor. Şu andaki kural dışı şiddete rağmen, her iki halk da barışı istiyor. İsrail, işgali ve şiddeti, hemen sona erdirmeli; Arafat özgür kalmalı ve O'nun barış için yürüteceği zemini yaratmalıdır. Ayrıca, yaşamı tehdit altında tutulan ve küçücük bir odaya kıstırılmış bir Arafat'tan şiddeti durdurmasını beklemek samimiyetsiz bir tutumdur. Bu tür beklenti çağrıları yoluyla objektif olarak İsrail'in şiddet politikasının meşruiyet zemini yaratılmak istenmektedir. İsrail, devlet terörünü durdurmalıdır.

Adil ve kalıcı bir barışa giden yol mutlaka açılmalıdır.

Hüsnü Öndül
İHD Genel Başkanı

Bir cevap yazın