ULUSAL GÜVENLİK

Sayın Mesut Yılmaz'ın, partisinin kongresinde yaptığı konuşma, gündeme oturdu. Sayın Yılmaz, ulusal güvenlik kavramının sorgulanması ihtiyacını dile getirmiştir. Bu ihtiyaç, Türkiye demokrasisinin ihtiyacıdır. Bankacılık işlemlerinden, hayvancılık kredilerine, spor sahası yapımından, kültürel etkinliklere değin içerik ve sınır belirsizliğinden kaynaklı olarak genişleyen bir "ulusal güvenlik" anlayışı kabul edilemez.

Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin içeriğinden halk habersizdir. Halkın, iradesini ortaya koyarak, ülkeyi yönetme yetkisi verdiği TBMM üyeleri ve kurumsal olarak TBMM de, Milli Siyaset Belgesi'inin içeriğinden habersizdir. Dolayısıyla Belge'nin hazırlanması, uygulanması ve denetlenmesi TBMM'nin dışındadır.

Devletlerin, ulusal güvenlik ihtiyacı duymaları doğaldır. Bu ihtiyacın sınırı, insan hakları ve demokratik değerlerle çizilir. Pek çok kez dile getirdiğimiz gibi, "insan hakları olmadan güvenlik olmaz."

Ulusal güvenliğin anlamı, içeriği, sınırları, güvenlik kurumlarında görev yapanların algılama ve yorumlamalarına göre değişiklik gösteremez. Ulusal güvenlik gerekçe gösterilerek ve her konu ulusal güvenliğin ilgi alanına sokulacak tarzda yorumlanarak, değerlendirme ve uygulama yapılamaz. Yapıldığının örneklerini, TÜSİAD için hazırladığı raporda sayın Prof.Dr.Bülent Tanör göstermiştir. (Bakınız, Demokratikleşme Perspektifleri, 1997,1999)

Dolayısıyla, ulusal güvenlik kavramı ve bu kavrama yüklenen anlam ile birlikte oluşturulan Milli Güvenlik Kurulu ve Genel Sekreterliği kurumları ve işlevleri, demokrasinin sınırları içersine çekilmelidir.

Kavramın tartışılmasını isteyen Başbakan Yardımcısı'na Genelkurmay Başkanlığı tarafından yanıt verilmesi düşündürücüdür. Hangi konuların, nerede tartışılacağının ve hangi düşüncelerin açıklanıp, hangilerinin açıklanamayacağının sınırı açıklamada çizilmektedir. Türkiye demokrasisi açısından, içeriğinden bağımsız olarak, böyle bir açıklamanın yapılmış olması, büyük bir talihsizliktir.

Kimse kimseyi tehdit etmeden, susturmadan, uygarca tartışmalıyız.
Yurtseverlik tekeli kimseye bırakılamaz.
Türkiye'de demokratik standartlar, ancak düşünerek ve düşündüğünü açıklayarak ve gerçekleşmesi için çalışarak yükseltilebilir. Tabularla değil.

Hüsnü Öndül
Genel Başkan

Bir cevap yazın