İnsan hakları savunucuları, hukukçuları, özgür basın çalışanlarını ve giderek bütün muhalefeti susturmaya yönelik baskılar artarak devam etmektedir.
19 Ekim gecesi saat 02.00 civarında başlatılan operasyonda bu kez de derneğimizin Hapishane Komisyonu üyesi Nihat Göktaş ve önceki dönem yöneticilerimizden avukat Özlem Gümüştaş ile Avukat Sezin Uçar, Etkin Haber Ajansı (ETHA) ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi çalışanlarının da içinde bulunduğu bir grup muhalif işkence edilerek gözaltına alındı.
ETHA muhabiri Havva Cuştan’ın bulunduğu eve yapılan baskında; kendilerini Özel Harekat olarak adlandıran maskeli polislerin arama kararı göstermemeleri, evde bulunan kadınlara yönelik işkence ve kötü muamele uygulamaları, üzerlerine silah doğrultarak tecavüz ve ölümle tehdit etmeleri, duvarlara “bozkurtlar geldi” yazmaları, üç hilal resimleri çizmeleri ve sarı kırmızı yeşil renkli bir fular ile evde bulunanların basın kartlarını yakmaları, pek çok hukuksuzluğa ek olarak nefret yaklaşımının vardığı noktayı göstermesi bakımından göz ardı edilemeyecek kadar dikkat çekicidir.
İstanbul Emniyet Müdürlüğünde gerçekleştirdiğimiz ziyarette ayrıca, ileri derecede Wernicke-Korsakoff hastası olan ve ek olarak önemli sağlık sorunları bulunan Hapishane Komisyonumuz üyesi Nihat Göktaş’ın gözaltı koşullarına bağlı olarak sağlık durumunun hızla kötüleştiği görülmüştür.
Emniyetteki ziyaretimiz sırasında Avukat Özlem Gümüştaş; gözaltına alınmalarına gerekçe gösterilen soruşturmada savcıya aylar önce dilekçe vererek ifade vermek istediklerini, ancak savcının “gerek olursa çağırırız” diyerek kendilerini geri gönderdiğini, bu başvurudan aylar sonra ise gece yarısı evleri basılarak gözaltına alındıklarını ifade etmiştir.
Görülen o ki mesele gerçeği ortaya çıkarmak değil, itirazı olan kim varsa baskı altına alarak susturmaktır. Nitekim bir gün öncesinde insan hakları ve demokrasi mücadelesine katkılarıyla da bilinen Osman Kavala’nın asılsız suçlamalarla gözaltına alınması ve hem şahsına hem de insan hakları savunucularına yönelik iktidar medyasında başlatılan linç kampanyası da yine muhalefete yönelik baskının başka bir görünümüdür.
İktidar, her hareketi ile hiçbir itiraza tahammülü olmadığını gösterse de insan hakları savunucuları olarak bunca hukuksuzluğa, bunca hak ihlaline ve adaletsizliğe karşı susmayacağımızı bilmelidir.
Haksız suçlamalarla gözaltına alınanlar derhal serbest bırakılmalı; muhalif basına, demokratik örgütlere ve insan hakları savunucularına yönelik baskılarına son verilmelidir.
İnsan Hakları Derneği
İstanbul Şubesi