YÜKSEKOVA’DA NEWROZ KUTLAMALARININ YASAKLANMASI SONRASI MEYDANA GELEN İHLALLERİNE İLİŞKİN ÖZEL RAPOR

VAN İLİNDE, 23 MART 2008 TARİHİNDE YÜKSEKOVA’DA NEWROZ KUTLAMALARININ VALİLİK VE KAYMAKAMLIKÇA YASAKLANMASININ ARDINDAN MEYDANA GELEN HAK İHLALLERİNİ VE YARGISIZ İNFAZ VAKALARINI ARAŞTIRMA-İNCELEME RAPORU

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

 

OLAY

İHD, insan hak ve özgürlüklerinin korunması ve kullanılmasını temel ilke olarak kabul etmiştir. Düşünce ve inanç özgürlüğünü bu hakların ayrılmaz parçası olarak görür. Newroz kutlamalarını da bu çerçevede değerlendirir.

Özellikle son 27 yıl içinde yapılan Newroz kutlamalarında sıkıntılar yaşanmaktadır. Her yıl, bu kutlamaların yapıldığı yer için gözlemde bulunmak üzere genel merkez ve şube yönetici-üyelerinden oluşan İHD Newroz Gözlem Heyetleri oluşturulmuştur. Heyetler tarafından hazırlanan ve gözlemlere dayanan raporlar kamuoyu ile paylaşılmıştır. Hazırlanan raporlarla kamuoyunun gerçek bilgilere ulaşımı sağlanmış, hak ve özgürlüklerin korunmasına ve kullanılmasına katkı sunulmaya çalışılmıştır.

İHD MYK’sı, tüzüğümüzün bir gereği olarak 2008 yılı için, bazı illerde yapılan Newroz kutlamalarında gözlemde bulunmak üzere heyet oluşturmayı kararlaştırmıştır.

22 Mart 2008’de Van’da ve 23 Mart 2008’de de Yüksekova’da Newroz kutlaması için ilgili makamlara başvuru yapan tertip komitelerine olumsuz yanıt verilmesi ve akabinde de yaşam hakkı ihlali, işkence yasağı, toplantı ve gösteri hakkının engellenmesi başta olmak üzere ciddi hak ihlallerinin yaşanması üzerine olaylar sonlanana kadar İHD heyeti söz konusu yerlerde bulunmuştur.

HEYETİN OLUŞUMU

22 Mart 2008 tarihinde Van il merkezinde yapılması programlanan Newroz mitingi için MYK Üyesi, Doğu ve Güneydoğu Bölge Temsilcisi Mihdi Perinçek, Van Şube Başkanı Tahirhan Acar, Şube Saymanı Cahit Bozbey, Yönetici ve üyeler Necip Demir, Hüseyin Ayaz, Kerem Akdoğan, Dinçel Aslan, Turan Özgüner ve Diyarbakır Şube üyesi Necibe Güneş’ten oluşan İnsan Hakları Heyeti oluşturulmuştur.

Yine 23 Mart 2008 tarihinde Hakkari ili Yüksekova ilçesinde yapılması programlanan Newroz mitingi için MYK Üyesi, Doğu ve Güneydoğu Bölge Temsilcisi Mihdi Perinçek, Hakkari Şube yöneticisi Ferzende Yılmaz ve Diyarbakır Şube üyesi Necibe Güneş’ten oluşan “Yüksekova Newroz–2008 Gözlem Heyeti” oluşturulmuştur.

İHD Genel Merkezi, 19.03.2008 tarih ve 201/2008/8–80 sayılı yazı ile Van Valiliği, 19.03.2008 tarih ve 201/2008/8–81 sayılı yazı ile Hakkari Valiliği, 19.03 2008 tarih ve 201/2008/8–82 sayılı yazı ile heyetin bileşimi hususunda Yüksekova Kaymakamlığı bilgilendirilmiş, heyet çalışmalarının yürütülmesi sırasında yardımcı olunması talebinde bulunmuştur.

Gerek 22 Mart 2008 tarihinde Van ili Kale Meydanında ve gerekse 23 Mart 2008 tarihinde Yüksekova ilçesinde yapılması talep edilen miting başvurularının belirtilen yerlerin mülki amirlerince yasaklandığı belirtildiğinden, Van ve Yüksekova DTP teşkilat binalarının önünde yapılacağı belirtilen basın açıklamaları ve bayramlaşma süreçleri için gözlemlerde bulunma hedeflendi.

VAN İLİNDE YAPILAN GÖZLEMLER-YAŞANAN GELİŞMELER

Van Newroz–2008 gözlem heyetimiz, saat 10.00’da Van DTP il teşkilat binası önünde yapılması hedeflenen basın açıklaması ve bayramlaşma sürecini gözlemlemek üzere saat 09.10 da Van İHD şube binasından Cumhuriyet caddesinin ara sokağında bulunan DTP il teşkilat binasına doğru hareket etti. Cumhuriyet caddesi ve bu caddeye çıkan ara sokaklarda çok fazla sayıda güvenlik görevlilerinin ve araçlarının tertibat almış olduğu, bu tertibat gücünün çok fazla olduğu, DTP il teşkilatına doğru gitmek isteyen yurttaşların engellendiği gözlendi.

Saat 09.17 sularında DTP il teşkilat binası önüne ulaşıldığında; sivil ve resmi güvenlik görevlilerin başında bulunan bir sivil yetkili olan Zeki Akyol’un Van Milletvekilleri Özdal Üçer ve Fatma Kurtalan, DTP Genel Başkan yardımcısı Kamuran Yüksek ve DTP il Başkanı ile görüşmekte olduğu görüldü. İl teşkilatı önünde bir ateşin yakılmış olduğu, yaklaşık 250 kişilik bir topluluğun toplanmış olduğu ve sloganlar attığı gözlendi. Heyetimiz, güvenlikten sorumlu yetkili Zeki Akyol ile tanışarak, geliş amacını paylaştı.

Saat 9.28 sularında güvenlik görevlilerin başında bulunan yetkililerden biri olan Zeki Akyol ile DTP milletvekilleri ve yöneticiler tekrar görüşmeye başladı. Heyetimiz bu görüşmeyi çok yakın bir mesafeden takip etti. Bu görüşme sürerken, heyetimizi, görüşme yapan güvenlik görevlilerini ve DTP’li milletvekillileri ve parti yöneticilerini riske sokan panzerli ve özel giyimli resmi-sivil polislerin il teşkilatı önünde ve yakılan ateşin yanında bulunan topluluğa uyarısız bir müdahalesi oldu. Bu müdahalede gaz bombası, kullanıldı. Topluluk içinde birçok kişi cop darbeleri ile yaralandı. Maskesi olmayan güvenlik görevlileri dahil herkes bu gazdan etkilendi. Burada bulunan topluluk ara sokaklara dağıldı. İlk müdahale sonrasında, cumhuriyet caddesi ile bu caddeye çıkan sokaklarda güvenlik görevlilerin yurttaşlara yönelik sesli, cop’lu müdahaleleri genişledi ve sertleşti. Eylemlilik ile ilgisi olmayan, günlük doğal yaşamını sürdüren ve sırada tesadüfen cumhuriyet caddesinde yürümekte olan birçok yurttaşın darp edildiği gözlendi. Yetkili güvenlik görevlisi Zeki Akyol, heyet üyelerinin daha fazla gazdan etkilenmemesi ve olası diğer olumsuz gelişmelere maruz kalmaması için uygun bir yere intikaline yardımcı oldu..

Saat 10.10 sularında 20–25 kişilik bir topluluk il teşkilat binası önünde bir araya geldi ve slogan atmaya başladı. Milletvekilli Özdal Üçer ve parti yöneticileri topluluğun dağılmasını sağlamak için yanlarına gitti. Bu ikna süreci sürerken (bu zaman 3–4 dakika sürdü) gaz bombaları atılarak, cop kullanılarak ve havaya silah sıkılarak ikinci bir müdahale yaşandı. Bu topluluk ara sokaklara dağılırken taş atmaya başladı. Göstericilerin etkisiz hale getirildikten sonra da darp ve cebire maruz kaldıkları görüldü.

Gerek birinci ve gerekse ikinci müdahale sonrasında, başka bazı güvenlik görevlileri ile Van Milletvekili Özdal Üçer arasında nezaket sınırları aşan bağrışma, tehdit ve tartışmalar yaşandı.

Yaklaşık 5 dakika sonra il teşkilat binasından taş atıldığı iddia edilerek, güvenlik görevlileri 3 katlı binanın birinci katına çıkarak gaz bombası ve cop’la müdahalede bulundu. Aynı sırada çevrede bulunan işyeri ve iş hanlarına giren güvenlik görevlileri yurttaşlara yönelik hakaretlerde, tehditlerde bulundu, sokakta bulunan yurttaşlar darp edilmeye, kontrolsüz gözaltılar başladı. Bu gelişmeler olayların kentin birçok mahallesine sıçramasına yol açtı. Gelişen olaylara müdahalede, gaz bombası, plastik ve hakiki mermiler, cop, su sıkma kullanıldı. Heyetimiz, meydana gelen bu gösterilerde; göstericilerin vücudun riskli yerlerine isabet etmesi halinde hayati tehlikeyi yaratabilecek büyüklükte taşlar dahil elle ve sapan veya benzeri yöntemlerle taş atma dışında başka bir emtiayı kullandığına dair bir gözlem, bilgi ve veriye ulaşmamıştır.

Daha sonra yargı merciinden alınan bir karar ile DTP il teşkilat binasında arama yapıldı. İl teşkilat binasındaki bu arama esnasında, heyetimiz kısa bir süre, avukatlar tüm süreçte hazır bulundu.

Birinci ve ikinci müdahale sonrasında yaralanan yurttaşların sağlık kurumuna götürülmesi için heyetimizin Zeki Akyol ile sağladığı diyalog sonuç verdi, yaralılar getirtilen ambulanslar ile hastaneye gönderildi. Heyetimiz, kentin değişik yerlerine sıçrayan olayları gözlemleme olanağı kalmadığı ve heyet güvenliğinin riske girdi tespitinden hareketle İHD Van Şube binasına çekildi. Oradan gelişmeleri takip etmeye, kendilerine ulaşan bilgileri derlemeye ve yaralanan yurttaşların sağlık kurumlarına gönderilmesinin olanaklarını yaratma çalışmasını sürdürdü.

İHD’ye gelen 5 kişilik İtalya Heyetinin tercümanı Lerzan Taşçıer, heyetimize; “..yaklaşık 2 saat önce cadde üzerinde olayları izliyorduk, yanımıza gelen polisler bizi gözaltına aldı, bir yanda sizi misafir ediyoruz, güvenliğini sağlıyoruz derken, diğer yandan heyette bulan bayan avukat ile bir erkek polisler tarafından darp edilerek şiddete maruz kaldı, daha sonra aldıkları emir üzerine bizi bir taksiye bindirip otele gönderdiler, ve dediler ki; otelinizden bir daha çıkmayın” biçiminde beyanda bulundu.

Heyet sözcüsü Mihdi Perinçek, saat 12.30 dolaylarında Mülki İdare Amiri ile İl Emniyet Müdürüne telefonla ulaşma ve görüşme isteği bu birimlerin telefonlarına çıkan kişilerce yanıtsız bırakıldı.

Heyet sözcüsü Mihdi Perinçek; olayların daha vahim hale ulaşmaması için saat 14.00’te Van İHD şube binasında bir basın toplantısı düzenledi. Bu toplantıda; özetle:

1- 22 Mart 2008 günü için yapılan kutlama talebinin reddedilmesinin olayların meydana gelmesine yol açtığı,

2- Olayların büyümesine yol açan ilk müdahalenin uyarısız yapıldığı, bu müdahalede cop ve gaz bombasının kullanıldığı, ikinci müdahalede ayrıca havaya silah sıkıldığı,

3- Olayların büyüyerek çevreye yayıldığı ve devam ettiği,

4- Gözaltına alındığını gördüğümüz tüm yurttaşların darp edilerek gözaltına alındığı,

5- Güvenlik görevlilerinin iş yeri ve iş hanlarına girerek tehdit ve baskı uyguladığı,

6- Van Mülki idare amirliğinin ve bazı güvenlik güçlerinin demokrasi, hukuk ile sorunlarının olduğunu, bunların demokrasi, hak ve özgürlükler ile kavga ettiği,

7- Güvenlik güçlerinin, orantısız ve aşırı güç kullandığı,

8- DTP il binasına fiilen müdahale etmenin, siyasal hayata müdahale olduğu, bunun Van ilinde sıkıntılı bir sürece yol açacağı,

9- Olayların daha da büyümemesi için kamu görevlilerinin daha duyarlı ve sağduyulu hareket etmesi gerektiği,

10- Hukuk dışına çıkan görevliler hakkında hemen işlem başlatılması gerektiği,

11- Zarar gören esnafların mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiği belirtildi.

Van ilinde 22 ve 23 Mart 2008 tarihinde meydana gelen olaylarda; Zeki Erinç adlı yurttaş yaşamını yitirmiş, 4’ü ağır 70 sivil yurttaş ile 14 güvenlik görevlisi toplam 84 kişi yaralanmış ve 130’dan fazla kişi gözaltına alınmıştır.

YÜKSEKOVA İLÇESİNDE YAPILAN GÖZLEMLER-YAŞANAN GELİŞMELER

Heyetimiz 22 Mart 2008 günü saat 18.00 Yüksekova ilçesine ulaştı. Mesai bittiği için İlçe Kaymakamı ile görüşme olanağı kalmamıştı. Oslo Oteline yerleşildi. Daha sonra, ilçede bulunan DTP Milletvekili Hamit Geylani ve Yüksekova Belediye Başkanı Salih Yıldız ile bir görüşme sağlanarak program ile ilgili bilgi alındı.

Yüksekova Belediye Başkanı Salih Yıldız, “…23 Mart 2008 günü başvuru yapıldı, Kaymakamlık 10 gün sonra Newroz kutlamasının 21 Mart tarihinde yapılması gerektiği, 23 Mart tarihine izin verilmeyeceği belirtti, DTP ilçe teşkilatı da, izin verilmediği için Şırnak ilinden yola çıkan ve içinde milletvekilli, belediye başkanları ve parti yöneticileri bulunan heyet ile birlikte 23 Mart günü ilçe binası önünde, saat 10.00 protesto amaçlı bir basın açıklaması yapacağını en son kaymakamlık ile yaptığımız görüşmede ifade etti. Bu görüşmede bulunan güvenlik görevlileri yetkilisi buna da izin vermeyeceklerini, ilçe teşkilatı önünde meydana gelebilecek yığılmaya müdahale edeceğini söyleyerek tehditte bulundu. DTP ilçe teşkilatı yarın dışardan gelen DTP heyeti ile birlikte basın açıklaması yapacak .” biçiminde açıklamada bulundu.

3 kişiden olaşan heyetimiz saat 09.05 sularında Oslo Oteli’nden ayrılarak 23 Nisan Caddesi üzerinde bulunan DTP ilçe teşkilatı binasının bulunduğu yere gitti. Yol güzergahındaki Cumhuriyet Caddesi ve bu caddeye çıkan sokaklardaki iş yerlerinin kapalı olduğu görüldü. Yaklaşık 1500 kişilik bir topluluğun DTP ilçe binası önünde davul-zurna eşliğinde halay çektiği görüldü. Zaman geçtikçe bu sayı artmaya başladı. Ara sıra sloganlar atılıyordu. Saat 09.18 dolaylarında başlarında sivil bir yetkilinin bulunduğu 15–20 sivil ile özel koruma giyimli, kalkanlı resmi yaklaşık 100 polis 4 araç eşliğinde 23 Nisan Caddesinin Cumhuriyet caddesinin kesiştiği noktaya doğru geldiği görüldü. Heyetimiz, güvenlik görevlilerinin başında bulunan ve adının “Haydar” olduğunu söyleyen sivil şahısla görüştü. Kendilerni tanıttı, burada bulunmasının amacını açıkladı. Bu yetkili, heyetimizden haberdar olduğunu söyledi. Sıkıntı yaşanmaması veya olası sıkıntıların aşılmasında diyalogun önemi belirtilerek ulaşılabilecek bir cep telefon talebimiz, “155’i ararsanız yeterlidir” şeklinde yanıt verildi. Topluluk ve güvenlik görevlilerinin tümünü görebilecek bir noktaya çekilerek gözlemde bulunmaya başladık.

Güvenlik güçleri, saat 09.28 sularında 23 Nisan sokağı başında araçlı bir şekilde tedbir aldı. Aynı dakikalarda “ bu toplanmanın yasa dışı olduğu, müdahale edileceği” anonsu yapıldı. Saat: 09.38’de İlçe binasında bulunan ses aracından saat 09.55’te gelen misafirler ile birlikte basın açıklaması yapılacağı belirtildi. Bu arada kar maskeli ve ellerinde uzun silahlar bulunan görevlilerin diğer görevlilerin yanına geldiği görüldü. Güvenlik görevlileri aynı minvalde 2. anonsu yaptı. Saat 10.04 sularında başlarında binbaşı rütbesinde bir kişinin bulunduğu 11 kişilik askeri birlik aynı noktanın yakınında konumlandı.

Yüksekova Belediye başkanı Salih Yıldız, gözlem heyetinin de bulunduğu ortamda, isminin “Haydar” olduğunu söyleyen görevli ile görüşerek; “misafirlerimiz gelmek üzere, milletvekillerimiz halkı selamlayıp Newroz’ları kutlayacak, daha sonra açıklama yapılacak, en fazla bir saat sürer, ondan sonra halkın dağılmasını mahallerine ve evlerine gitmesini sağlayacağız, müdahaleye gerek yok” biçiminde talepte bulundu. Halay çekme ve slogan atma dışında bir durum yoktu.

Saat 10.10 sularında, Şırnak’tan gelenler ilçe binasına ulaştı. Milletvekilleri, Belediye Başkanları, İlçe Belediye başkanı topluluğu selamladı ve Newroz’larını ayrı ayrı konuşarak kutladı.

Cumhuriyet caddesinin parti binasının bulunduğu tarafta değil tam karşı tarafından ateş yakıldığı, cadde üzerinde bulunan güvenlik görevlilerine taş atıldığı görüldü. Güvenlik güçleri uzaktan gaz bombası ve taş atarak yanıt verdi. Gaz’dan heyet de etkilendi. Yakılan ateş güvenlik görevlileri tarafından söndürüldü.

Daha sonra da DTP ilçe başkanı Vahit Şahinoğlu açıklamada bulundu. Topluluğun dağılması istendi, topluluk saat 10.40 dolaylarında mahalleye doğru dağılmaya başladı. Topluluk ilçe binası önünden ayrıldı, en sonda bulunan kişiler de yaklaşık 20–25 m bina önünden uzaklaşmışken nereden atıldığını tespit edemediğimiz birkaç taşın atıldığı görüldü, tertibat alan güvenlik görevlileri dağılmakta olan topluluğun bulun doğru yöne yönelerek müdahalede bulundu. Gaz bombaları ve cop kullanıldı. Kısa bir süre sonra dağılma yönünden silah sesleri gelmeye başladı.

23 Nisan Cadde cezaevi kavşağında olaylar yoğunlaşmıştı, göstericiler vücudun riskli yerlerine isabet etmesi halinde hayati tehlikeyi yaratabilecek büyüklükte taşlar dahil elle ve sapan veya benzeri yöntemlerle taş atıyorlardı. Olaylar kentin birçok yerine de sıçramıştı. Her taraftan silah sesleri gelmeye başladı. Yaralı haberleri ulaşıyordu gözlem heyetine. Hakkari Milletvekilli Hamit Geylani, Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır ve Belediye Başkanı Salih Yıldız, olayların daha da büyümemesi için Kaymakam ile 2–3 defa telefon görüşmesi yapıldı.

Saat 11.40 sularında, Milletvekilleri Hamit Geylani, Sevahir Bayındır, Yüksekova Belediye Başkanı Salih Yıldız, Şırnak Belediye Başkanı Ahmet Ertek, Silopi Belediye Başkanı Muhsin Konur, Şırnak DTP il Başkanı Halil İrmez, Şırnak İl Genel Meclis Üyesi Temer Tanrıkulu, Hakkari DTP il Genel Meclis üyesi Abdin Eniş ve Gözlem Heyeti sözcüsü Mihdi Perinçek olarak İlçe Kaymakamı Mehmet Ünal ile görüşmek üzere telefon ile haber vererek kaymakamlık binasına gittik. Kaymakam bu görüşmede hemen kaymakamlığa geçeceğini söyledi. Kaymakamlık’ ta iken aldığımız bilgiye göre; Kaymakam Mehmet Ünal’ın kısa bir süre önce general rütbesindeki askeri yetkililer ile birlikte olayların meydana geldiği mahallelere gitmişti.

Saat 12.00 sularında kaymakamlık binasına ulaştık, askerler binanın dışı ve iç avlusunda tedbirler almıştı. Kaymakamlık bekleme salonunda beklerken saat 12.10 dolaylarında beyaz dublo ve polise ait bir araçla getirilen (gözaltı) iki kişinin (birisinin Ayhan Kızıldoğan olduğunu öğrendik), sivil polisler tarafından iki kollarından tutulup etkisizleştirilmiş olmasına rağmen; 35–40 yaşlarında, sarışın, saçları seyrekleşmiş, üzerinde beyaz bir mont ve lacivert kot pantolonlu bir kişinin cop darbelerine maruz kalışının tanığı olduk.

Saat 12.25 dolaylarında Kaymakam Mehmet Ünal’ı cep telefonunda arayıp, kendilerini yaklaşık 25 dakikadır beklediğimizi söyledim. Kendileri “ şu anda işim var, işim ne zaman biterse o zaman kaymakamlık binasına geleceğim” dedi. Kaymakam Mehmet Ünal’ın gelmek istemediğini anlayıp, olaylarda yaralananlarla görüşmek üzere Yüksekova Devlet Hastanesine gittik. Burada Kafalarına aldığı darbeler nedeniyle ağır yaralanan, Van 100. Yıl araştırma hastanesine sevk işlemler yapılan Şavaş Babalıtaş ile Selim Akbaş’ı gördük, ayağından aldığı kurşun yarası nedeniyle hastanede bulunan Raif İren ile heyet üyeleri olarak görüştük.

Raif İren heyet üyelerine “…Salim Akbaş sokakta 4–5 polis tarafından feci şekilde dövülüyordu, bende evden çıkıp, yapmayın ölecek dedim ve onu alıp hastaneye götürmek isterken, silah sıkıldı ve ayağıma bir kurşun isabet etti.” biçiminde beyanda bulundu. Hastaneden ayrıldık. Heyetimize, yaralanan insanların olduğu, ambulansların yaralılara ulaşamadığı bilgileri geliyordu, gelen bilgileri 112’e ulaştırıyorduk. Bir kişinin kurşun yarasına bağlı yaşamını yitirdiği bilgisi üzerine, heyet üyesi Mihdi Perinçek, Fersende Yılmaz ile Milletvekilleri ve Belediye başkanları olarak tekrar Devlet Hastanesi’ ne gittik. Hastanenin avlusu ve bina içindeki acil servis bölümünde çok sayıda silahlı asker bulunmaktaydı. Hastane yönetimi ile yapılan görüşme sonrasında askerler bina giriş kapısı önüne çıktılar.

Burada 30 yaşlarında evli 2 çocuk babası İkbal Yaşar adlı yurttaşın yaşamını yitirdiğini teyit ettik. İkbal Yaşar yaralanırken ve hastaneye götürülürken yanında olanlardan biri olan akrabası Cahit Yaşar ile 7–8 kişinin huzurunda görüşme yapıp, bilgisine başvurduk

Cahit Yaşar heyetimize; “Cumhuriyet mahallesinde yakılan ateşin biraz uzağında duruyorduk, silah sesi geldi ve İkbal birden yığıldı, arkasından gaz bombaları atılmaya başladı, ambulans istedik, bir süre bekledik gelmedi, daha sonra 3 kişi İkbal’i 100 metre kadar ileri götürüp özel bir taksiye koyduk, devlet hastanesine götürmek üzere Şemdinli yolunu (Cumhuriyet caddesi) kullandık, özel hastanenin yanına gelince polisler bizi durdurdu, yaralı olduğunu, durumun ağır olduğunu, devlet hastanesine götürdüğümüzü söyledik, araç hareket ediyordu ki, araç tarandı, durmak zorunda kaldık, aracı tahrip ettiler, yaralı dahil hepimizi indirip dipçik ve cop’lar ile dövmeye başladılar, “ küfür edip, hepinizi öldüreceğiz” diyorlardı, İkbal’in yaralı olduğunu, öleceğini söylememize rağmen onu da dövme devam ettiler, hatta bir polis arkadaşlarına “yaralıdır ölecektir” dediği için diğer polisler tarafından o da dövüldü, İkbal dövme sırasında daha yaşıyordu, ambulans ancak yarım saat sonra geldi, bu arada İkbal başı kucağımda öldü.” biçiminde beyanda bulundu.

Saat 15.10 sularında, kentte yemek yenecek bir yer olmadığından yemek için Yüksekova Belediye Başkanı Salih Yıldız’ın 23 Nisan Caddesindeki evine gidiyorduk. Heyet üyesi Mihdi Perinçek ile Necibe Güneş, Yüksekova Belediye Başkanı Salih Yıldız, Hakkari Milletvekili Hamit Geylani, Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır, Şırnak Belediye Başkanı Ahmet Ertek, Silopi Belediye Başkanı Muhsin Konur, Şırnak DTP il Başkanı Halil İrmez, Şırnak İl Genel Meclis Üyesi Temer Tanrıkulu ve DTP Parti Meclis üyesi Şıran Eminoğlu olmak üzere toplam 13 kişi idik. Caddenin cezaevi kavşağına geldiğimizde, bir güvenlik tertibatının olduğunu gördük. Bizi, sonradan Güvenlikten sorumlu olduğunu öğrendiğimiz sivil bir Baş Komiser karşıladı. Diğer görevliler robokok giyimliydi. Bu yetkili Yüksekova Belediye başkanına hitaben “nereye başkan, bu çocukları sen mi örgütledin” dedi. Belediye başkanı, “bu arkadaşlar misafirimizdir, bizim eve gidiyoruz, milletvekilleri, belediye başkanları ve insan hakları heyet üyeleridir.” biçiminde yanıt verdi. Bende kim olduğumu ne için burada olduğumuzu izah ettim. Bu arada Hakkari milletvekili Hamit Geylani, görevliye; “lütfen kibar olalım” dedi. Kendisine verilen yanıt; “ bundan sonra bizden, kibar olmamız beklenmesin” biçiminde oldu. Diyalog sona erdi ve devam ettik. Güvenlik tertibatını 3-4 metre geçmiştik ki; başta bu yetkili görevli ve yukarıda belirttiğim diğer özel giyimli polis görevlileri sürekli ve birbirini tamamlayan koro halinde ; “Kanı bozuklar, vatansızlar, o….lar, o……. çocukları, bu memleketi sizlere mezar edeceğiz, Apo’nun piçleri, niye cevap vermiyorsunuz o………lar!” biçiminde hakaretlerde bulundular ve sinkaflı küfürler sarfettiler. Bu hakaretlere cevap vermenin doğru olmayacağı idraki içinde yürümemize devam ettik. Bu hakaretler yaklaşık 50–60 metre ilerlememize rağmen devam etti.

Heyet sözcüsü Mihdi Perinçek, yaşanan bu son durum iletmek ve güvenlik içinde otele dönmek için Hakkari Valisi Ayhan Nasuhbeyoğlu ve Yüksekova Kaymakamı Mehmet Ünal ile telefon ile görüştü. Durum e-mail ortamında yazılı olarak Hakkari Valiliğine iletildi. Oslo Oteli’ne dönerken, otel hizasında güvenlik tertibatı alan görevlilerin sataşmalarına yine maruz kalındı. Günün tespit edilebilen rakamı 1 ölü, 3’ü ağır 8 yaralı ve 13 gözaltı oldu.

Saat 18.30–20.00 arasında yaşamını yitiren İkbal Yaşar’ın otopsisi yapıldı. 24 Mart günü saat 02.45 sularında ailesinin isteği dışında kentin Hakkari yönündeki girişinde bulunan mezarlığa Köy Hizmetleri Müdürlüğünden temin edilen bir kazıyıcı kepçe yardımı ve uzaktan akrabaları olan 3 kişinin huzurunda güvenlik görevlileri tarafından defn edildi.

24 Mart 2008 günü tüm işyerleri kapalıydı. Halk “cenazenin kaçırılarak defn edildiği”ni söyleyerek saat 08.00 den itibaren DTP ilçe binası önünde toplanmaya başladığı bilgisi üzerine heyetimiz DTP ilçe teşkilat binası önüne gitti. Olaylar tekrar başlamak üzereydi. Zaman geçtikçe gerginlik artıyordu, saat 09.15 dolaylarında bazı bölgelerden silah sesleri gelmeye başladı. Kışla mahallesindeki Eski Caminin yanındaki evinin önünde misafirini uğurlayan Fahrettin Şedal karnından aldığı kurşun ile yaralandı

Gözlem Heyeti sözcüsü Mihdi Perinçek, Milletvekilleri Hamit Geylani ile Sevahir Bayındır, Yüksekova Belediye Başkanı Salih Yıldız, Hakkari İl Genel Meclis Üyesi Abdin Eniş, DTP ilçe Başkanı Vahit Şahinoğlu ve İkbal Yaşar’ın kardeşinden oluşan bir heyet İlçe Kaymakamlık binasında bulunan Hakkari Valisi Ayhan Nasuhbeyoğlu ve ilçe Kaymakamı Mehmet Ünal ile görüşmek üzere kaymakamlık binasına gittiler.

Bir gün önce yaşananlar kısaca anlatıldıktan sonra, olayların büyümemesi için geceleyin ailenin izni dışında defnedilen İkbal Yaşar’a ait cenazenin hukuki süreç içinde en kısa zamanda aileye teslimi ve cenazenin ailenin istediği yere defninin sağlanması gerektiği, böylesi bir gelişmenin yükselen tansiyonu düşüreceği, normal yaşama geçişin sağlanabileceği belirtildi.

İlçe Kaymakamı Mehmet Ünal, defin işlemi ile ilgili olarak; “otopsiden sonra aileyi kaymakamlığa davet ettim, baba, anne ve biri erkek 2 kardeşi vardı. Durumu anlattım, gece defni için başta olumlu baktılar, cenazeyi görmek istediler, hastaneye gönderdim, cenazeyi gördükten sonra eve gitmişler, ondan sonra kabul etmediler, biz de 3 akrabasının huzurunda gece saat 02.00 den sonra defn ettik.” biçiminde beyanda bulundu.

Vali Ayhan Nasuhbeyoğlu özetle “ailenin hukuken talep etme hakkı var, bu süreci başlatırlar, bu hukuki süreç ne kadar sürer bir şey söyleyemem, aile başvurusunu yapsın, bizde kendi içimizde durumu değerlendirelim, yaşanan olaylar güzel değil, 25 yıllık yöneticilik hayatımda karşılaştığım üzücü bir olaydır, insan haklarına inanan ve gerekli olduğu düşünen biriyim, yasa dışına çıkılmamalı, yasa dışı çıkışlara müdahale etmemezlik yapamayız, yasa dışı çıkışlara müdahaleyi engelleyemem, düne ilişkin söyledikleriniz not aldım, ilgileneceğim” biçiminde anlatımda bulundu.

İlk görüşme sona erdi. Aile, Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulundu, prosedür tamamlardı, cenaze nakil izni alındı. Alınan izin sonrası tekrar vali ile görüşmeye gidilirken, İl Emniyet müdürü ile iki askeri yetkilinin odada olduğu görüldü. Askeri yetkililer gelen heyet ile görüşmeden odadan ayrıldı. Cenaze nakil sürecinde ve yeni defin döneminde sıkıntı yaşanmaması noktasında görüşmeler yapıldı.

Ceset, saat 13.00 dolaylarında aile, Gözlem Heyeti sözcüsü Mihdi Perinçek, Yüksekova Belediye Başkanı ve Feki kabir yapacak belediye personeli tarafından alınarak kent içine kadar güvenlikten sorumlu polis eşliğinde, oradan da camiye götürüldü. Bu sırada, girişim heyetinin diğer üyeleri halkı cami önüne gitmesini sağlamıştı. Cenaze saat 14.25 dolaylarında mezarlığa götürüldü. Saat 16–16.30 arasında halk evlerine çekildi.

23–24 Mart tarihlerinde Yüksekova ilçesinde meydana gelen olaylarda 1 ölü, 4’ü ağır 11 yaralı ve 20 gözaltı yaşandı.

Gerek Van ilinde ve gerekse Yüksekova ilçesinde meydana gelen olaylar nedeniyle yaralanan bir çok kişinin gözaltına alınma kaygısıyla sağlık kurumlarına gitmediği, kendi imkanları ile tedavilerini yaptığı tespit edildi. Bu nedenle yaralanma sayısı, resmi rakamların epey üstündedir.

YAPILAN TESPİTLER

Heyetimiz;

1- Van’da 22 Mart 2008 günü, Yüksekova ilçesinde 23 Mart 2008 günü için talep edilen Newroz mitingi izin taleplerinin reddedilmesi, olayların meydana gelmesine yol açtığını,

2- Van ilinde, olayların büyümesine yol açan ilk müdahalenin uyarısız yapıldığını, bu müdahalede cop ve gaz bombasının kullanıldığı, ikinci müdahalede ayrıca havaya silah sıkıldığını, Yüksekova ilçesinde ise, ilk müdahale esnasında güvenlik görevlileri hoşgörüyü devreye sokmuş olsalardı üzücü olayların meydana gelme olasılığının düşük olabileğini,

3- Bu nedenler ile her iki yerde de olayların büyüyerek çevreye yayıldığı ve devam ettiğini, gösterilere yönelik gerçek mermilerin hedef gözetilerek de kullanıldığını,

4- Her iki yerde de gözaltına alındığını gördüğümüz tüm yurttaşların darp edilerek gözaltına alındığını, etkisiz hale getirilerek gözaltına alınan kişilerin dahi darp ve cebire maruz kaldığını,

5- Güvenlik görevlilerinin, Van ilinde iş yeri ve iş hanlarına girerek tehdit ve baskı uyguladığını, Yüksekova da ise, bazı araçları tahrip ettiğini, evlerin camlarını kırdığını,

6- Van ilinde DTP il binasına fiilen müdahale edildiğini, ilde sıkıntılı bir sürece yol açtığını,

7- Van ilinde yaşamını yitiren Zeki Erinç ile Yüksekova ilçesinde yaşamını yitiren İkbal Yaşar’ın ateşli silah mermi çekirdeğine bağlı olarak öldüklerini,

8- Meydana gelen bu gösterilerde; göstericilerin vücudun riskli yerlerine isabet etmesi halinde hayati tehlikeyi yaratabilecek büyüklükte taşlar dahil elle ve sapan veya benzeri yöntemlerle taş attığını,

9- Güvenlik görevlilerinin aşırı ve oransız güç kullandığını,

10- Olayların büyümemesi için Van ilinde Vali, Yüksekova ilçesinde 23 Mart 2008 günü Kaymakam ile yapılmak istenen görüşmenin karşılıksız kaldığını tespit etmiştir.

SONUÇ ve KANAAT

Kanaat

Heyetimiz;

1- Ateşli silah mermi çekirdeğine bağlı olarak yaşamları yitiren Zeki Erinç ile İkbal Yaşar’ın yaşam haklarının ihlal edildiği,

2- Bu olaylarda birçok kişinin haksız gözaltı işlemine maruz kaldığı,

3-Gerek gözaltına alınma esnasında ve gerekse gözaltı yerine götürülmede birçok kişiye yönelik işkence yasağı hakkının ihlal edildiği,

4- Ev, işyeri ve araç tahriplerinin meydana geldiği, bunun mülkiyet hakkı ihlali olduğu,

5-Güvenlik güçlerinin aşırı ve orantısız güç kullanmasının güvenlik içinde yaşam hakkının ihlali olduğu,

6-Olaylarda yaralanan bazı yurttaşların resmi sağlık kurumuna gözaltına alınma kaygısıyla resmi sağlık kurumuna gitmemeleri, kendi imkanları ile tedavi görmelerinin sağlık hakkı ihlali olduğu kanaatine ulaşmıştır.

Sonuç

Yaşam hakkı ve işkence yasağı, Türkiye’nin altına imza attığı uluslar arası hukuk ve insan hakları metinlerinin temel öğeleridir. Ayrıca, ulusal yasa ve hukuk metinlerinde de yaşam hakkının ihlal edilemeyeceği, işkence ve kötü muamelede bulunulamayacağı kayıt altına alınmıştır.

Yaşam hakkı ve işkence yasağı hakkına ilişkin belirttiğimiz ve kanaatlerimizi güçlendiren önemli tanıklıklar mevcuttur. Yaşanan olaylar ile ilgili İdari ve adli makamlar tarafından etkin bir şekilde soruşturma yapılması halinde, yaşanan olaylar bütün boyutlarıyla, tüm gerçekliğiyle açığa çıkarılacaktır. Bu nedenle, gerekli soruşturmanın yapılması ve olayların kamuoyunun vicdanını rahatlatacak şekilde aydınlığa kavuşturulması için, Hükümeti ve Meclis İnsan Hakları Komisyonunu göreve davet ediyoruz.

üşünce özgürlüğü, düşünceyi ifade etme özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü kapsamındaki gösteri ve etkinliklere müdahale etmek ve dağıtmak; insan hakları ilkeleri ile çelişmekte, evrensel hukuk normlarına göre de hak ihlali ve suçtur.

İnsan Hakları Örgütü ve savunucuları olarak, yaşanan bu olayların hukuki takipçisi olacağız. Başta yaşam hakkı olmak üzere hiçbir insan hakkının ihlal edilmediği bir ortama ulaşıncaya kadar çabalarımız devam edecektir.

Saygılarımızla,

Bir cevap yazın