“Adı geri gönderme merkezi ama aslında cezaevi. Hatta cezaevleri daha iyi.” Bu sözlerin sahibi geri gönderme merkezinde tutulan İranlı bir kadın mültecidir.
Türkiye’de hakkında idari gözetim kararı bulunan yabancıların geçici olarak tutulduğu geri gönderme merkezleri (GGM), İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından işletiliyor. Avrupa Birliği’nin (AB) finansal desteğiyle mültecilerin konaklaması için inşa edilen mekanlar bir süre sonra AB’nin de onayıyla GGM’lere çevrilmişti. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde yer alan verilere göre, Türkiye’de 12 bin 276 kişi kapasiteli 19 GGM bulunuyor.
GGM’lerde tutulan kişilerin temel haklardan faydalanamadıklarını, merkezlerin kuruluş amaçlarına aykırı olarak birer cezaevi gibi işlediğini maalesef ki rahatlıkla söyleyebiliriz. Merkezlere alınan kişilerin belirsiz bir süre boyunca idari gözetim altına alındığını, kimi uygulamaların keyfi olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Bu kapsamda İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi olarak İzmir Harmandalı GGM ile ilgili olarak İzmir Valiliğinden randevu talebinde bulunmuş olmamıza rağmen tarafımıza henüz randevu verilmemiştir. Öncelikli çağrımız Geri Gönderme Merkezleri’nin sivil toplum kuruluşları ve ilgili odaların denetimine açılmasıdır. Ggm de yaşanan hak ihlallerinin sonlanması veya en aza indirgenmesi için gerekli adımların atılmasını istiyoruz. Bu kapsamda yaptığımız son gözlemleri, hak ihlallerini ve keyfi uygulamaları kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. Derneğimiz avukatlarının Ggm de tutulan müvekkilleri ile görüşmeleri neticesinde ciddi hak ihlallerin yaşandığı ve geçen yıllarda da gündeme gelen hak ihlallerin halen devam ettiğini üzülerek belirtmek istiyoruz.
Yaşanan hak ihlalleri;
- Hiçbir temizlik malzemesi verilmemekte, genellikle ayda bir az miktarda sabun ve şampuan verilmektedir.
- Yataklar ve çarşaflar eski ve yırtık olduğu için dışarıda ailesi olup kendilerine çarşaf getirilenler bir nebze şanslı olmaktadır.
- Her hafta pazar günleri market alışverişi yapabiliyor, çarşamba günleri ise kontör kartları ve sigara alabiliyorlar. Fiyatlar neredeyse dışarıdaki fiyatların iki katı olduğu söylenmektedir. Parası olmayanlar ise hiçbir ihtiyacını gideremiyor.
- Normalde gece 24.00’a kadar kapılar açık olması gerekirken, şimdi akşam yemeklerinden sonra insanlar odalarına kapatılıyorlar.
- Yaklaşık iki haftadır doktor olmadığını, sağlık ihtiyaçlarının sağlık personeli ile giderildiğini belirttiler.
- Yakın dönemde İranlı bir kadının astım krizi geçirdiğini, ambulans çağrılması talep edilmesine rağmen ambulansın gelmediğini sürecin ağrı kesici ilaçlarla giderildiğini ifade ettiler.
- Soğuk su ile duş almak zorunda kaldıklarında, bazı odalarda sıcak suların olduğunu ancak bazılarında olmadığını beyan ettiler.
- YTS (yurt dışı terör suçlusu) den içeride olanlar sürekli odalarında kapıları kilitli kaldıklarını arada havalandırmaya çıkarıldıklarını belirttiler.
- Arada jandarmanın arama yaptığını burada kalanların dil bilmemesinden ve algılamamasından kaynaklı olarak iletişim sağlayamadığından jandarma tarafından darp edildiklerini aktardılar. Yakın dönemde Iraklı bir gencin bu şekilde ciddi derecede darp edildiğini aktardılar.
- Birçok zaruri ihtiyacın (kalem, defter, çakmak, makyaj malzemesi vb.) bulundurulmasının yasaklanmaktadır.
- Başta nelerin bulundurulmasının yasak olduğu kişilere bildirilmiyor. Yasaklı olduğu iddia edilen eşyalara el konularak bu kişiler hakkında tutanak tutulup disiplin cezaları benzeri cezaların verildiğini belirttiler.
- Televizyon, radyo, gazete vb dış dünya ile bağlantı kurulacak hiçbir şey yok.
- 6 kişilik odalarda genelde 8 kişi kaldıkları.
Şeklindedir. Burası bir hapishane olmamasına rağmen hapishane koşullarının bile bu kadar ağır olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Göç yönetiminde genellikle “caydırma” amacıyla kullanılan idari gözetimin uygulandığı geri gönderme merkezleri, mülteci/sığınmacı ve göçmenlerin özgürlüklerinden alıkonulduğu mekânlara dönüşmüştür. İdarenin kararı ile özgürlüklerinden mahrum edilenlerin haklarına yönelik yükümlülükler, ulusal ve uluslararası mevzuatta yer almaktadır. 6458 Sayılı Kanun’un 59. Maddesinde de geri gönderme merkezlerinde sunulacak hizmetler arasında “Yabancıya; yakınlarına, notere, yasal temsilciye ve avukata erişme ve bunlarla görüşme yapabilme, ayrıca telefon hizmetlerine erişme imkânı sağlanır” hükmüne yer verilmektedir.
Ancak ulusal ve uluslararası yükümlülüklerin, İzmir Harmandalı GGM başta olmak üzere bazı GGM’lerinde uygulanmadığı görülmektedir. Görünüşü ve güvenlik tedbirleri ile büyük bir cezaevini andıran Harmandalı GGM’de haklarında herhangi bir soruşturma ve/veya kovuşturma olmadan “terör şüphelisi” oldukları gerekçesiyle alıkonulanlar adeta tecrit edilmekte, kanuni hakları ihlal edilmektedir.
Harmandalı GGM’de kalan kişilerin aileleri, yakınları, avukatları ve sivil toplum örgütleri olarak bizler, orada olanlardan, iddia edilenlerden dolayı büyük endişe duymaktayız.
İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi olarak, İzmir İl Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne çağrıda bulunuyoruz:
- Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde idari gözetim altında alıkonulan kişilere uygulanan tecrit uygulamasına derhal son verilmelidir.
- Gözetimdeki kişilere “suçlu” muamelesi yapılmamalıdır. Suçlu olduğuna dair bir şüphe veya delil olanlar, savcılığa bildirilmeli ve cezai prosedüre tabi tutulmalıdır.
- Gözetimdeki kişilerin temel hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmelidir.
- Özgürlüğü kısıtlanan bu kişilerin günlük insani ihtiyaçları (yeterli beslenme, açık havaya çıkma, sosyal faaliyet imkânı vs.) sağlanmalıdır, haklarındaki idari gözetim ve diğer kararların gerekçeleri, itiraz süre ve yöntemleri hakkında bilgi verilmeli; itiraz mekanizmalarına etkin erişim hakları ihlal edilmemelidir.
- Gözetimdeki kişilerin dövüldükleri ve hücreye atıldıkları iddiaları konusunda idari ve adli soruşturma açılmalıdır.
- Geri Gönderme Merkezleri, sivil toplum kuruluşlarının ziyaret ve denetimine açık tutulmalı, bu merkezlerin işleyişinde sivil denetim mekanizması kurulmalıdır.”
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ
İZMİR ŞUBESİ
MÜLTECİ KOMİSYONU