Andıç soruşturulmalıdır!
Çünkü;
Askeri otorite tarafından sivil hayatın andıçlanması (izlenmesi, gözlenmesi ve fişlenmesi), hukukun üstünlüğü ve demokrasi ilkelerine aykırıdır.
Andıç soruşturulmalıdır!
Çünkü;
Toplum farklılıkları bünyesinde barındırıyor. Toplum bu özelliği ile çoğulcudur. Öyle de olmalıdır. Devlet organları da buna saygı göstermelidir. Ancak andıç, farklı olanı tehdit olarak görüyor; bununla da yetinmiyor, farklı olanı tehdit ediyor.
İHD olarak 10 Nisan tarihli açıklamamızda andıç uygulamalarının hukuk dışı olduğunu vurgulamış ve kendi pozisyonumuzla ilgili olarak da kamuoyunu bilgilendirmiştik. Açıklamamızda başka kişiler ve kuruluşlarla ilgili ne bir eleştirel tutum aldık, ne de bunu ima ettik. Andıçlarda adları geçen kişiler ve kuruluşlar, İHD açısından saygın kuruluşlardır. İtirazımızın konusu, andıç hazırlayanların, bir demokratik toplumda asla kabul edilemeyecek bir yol izlemeleridir.
Andıç soruşturulmalıdır!
Çünkü;
İlk andıcın üzerinden 10 yıl geçti. Soruşturulmadı. 1998 yılıydı ve 28 Şubat sürecinde hazırlanmıştı. O andıç ta İHD Genel Başkanı Akın Birdal ve bazı gazeteciler ve yazarlar hedef gösteriliyordu. Akın Birdal’ı İHD Genel Merkezi’nde öldürmek istediler. Vücuduna 7 kurşun isabet etti.
O tarihte de andıç, ne bir devlet görevinin yerine getirilmesiydi, ne hukukla ilişkisi vardı ve ne de demokrasi ile… O andıçla birlikte bazı gazeteciler işlerini kaybettiler; bazılarının hayatları tehdit edildi.
Birkaç yıl önce İstanbul’da, yine askeri görevlilerin yurttaşları siyasi görüşlerine, etnik kökenlerine ve mezheplerine göre fişledikleri yolundaki bilgiler basına yansımıştı.
Son andıç olayı ile askeriye tarafından bu tür çalışmaların sürdürüldüğünü öğreniyoruz. Buna, sivil hayatın gözaltında tutulması süreçleri de diyebiliriz. Andıcın soruşturulması, insan hakları ve özgürlüklerinin hukuk yoluyla korunması temel anlayışında bir ilerleme anlamına gelecektir.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ