İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu olarak, Kayseri Bünyan T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuldukları bulunan, Özkan Kart, Aziz Yalçın, Ramazan Sebuktekin, Hacı Sincar, Ali Delebak, Ali Emirhani ve Hikmet Çalakan isimli mahpusların Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için 05 Ocak 2019 ve 01 Mart 2019 tarihlerinde süresiz dönüşümsüz açlık grevinde oldukları sırada Kahramanmaraş Türkoğlu 2 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edildikleri, sevk sırasında ve devamında sair hak ihlallerinin yaşandığına dair iddiaların tespiti amacıyla 18 Mart 2019’da tarafımızca Kahramanmaraş Hapishanesine ziyareti gerçekleştirilmiştir.
Yukarıda ismi geçen mahpuslarla yapılan görüşmede özetle,
‘’Kayseri Bünyan T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan Kahramanmaraş Türkoğlu 2 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna ringle sevk edildikleri, ceza infaz kurumu önünde yaklaşık 4 saat boyunca getirildikleri ring aracı içerisinde bekletildiklerini, hapishane girişinde çıplak aramaya tabi tutulduklarını, çıplak aramayı kabul etmediklerini ve bu durumun insan hakkı ihlali olduğunu belirtmelerine rağmen zor kullanılarak elbiselerinin memurlar tarafından çıkarıldığını, tek kişilik hücrelerde 3 kişi kaldıklarını, sayım ve havalandırma saatlerinde askeri düzen ritüeli olan tek sıra olma biçiminin dayatıldığını, bu duruma karşı çıkan mahpusları ise zorla yerlerde sürükleyerek havalandırmaya çıkardıklarını, talep ettikleri halde gazete ve kitap taleplerinin karşılanmadığını, açlık grevinde olan mahpusların vitamin, maden suyu ve karbonat ihtiyaçlarının karşılanmadığını, ceza infaz kurumu memurlarının itiş kalkış gibi fiziki müdahalelerinin yanı sıra sistematik psikolojik işkencelerine de maruz kaldıklarını,’’ belirtmişlerdir.
Anayasa’nın başlangıç bölümünün 6. paragrafında her vatandaşın onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme doğuştan hak sahip olduğu, 17. maddesinde kimsenin insan haysiyetiyle bağdaşmayan muameleye tabi tutulamayacağı yer almakta olup Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 46. maddesinin 9. fıkrasına göre de “Arama ve sayımlar sırasında insan onuruna saygı esastır.” Ayrıca Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Ceza İnfaz Alanındaki Tavsiye Kararları’nın 72/1. maddesine göre, cezaevleri, tüm mahpuslara insanca davranma ve insan olmalarından kaynaklanan onurlarına saygı gösterme zorunluluğunu kabul eden etik koşullar içerisinde yönetilmeli, İşkence ve Diğer Zalimane BM Mahpusların Islahı için Asgari Standart Kuralları’nın ikinci bölümünde yer alan hükümlüler için yönlendirici prensiplerden 60/1. Maddeye göre, Kurumun uyguladığı rejim, mahpusların sorumluluğunu azaltmadan veya insan onuruna gösterilen saygıyı düşürmeden, hapishane yaşamı ile özgür yaşam arasındaki farkı asgariye indirmeye çalışır, ibaresi yer almaktadır.
İnsan onuru, insanın sırf insan olması sebebiyle değerli ve saygıya layık olmasıdır. Ancak Kahramanmaraş hapishanesinde uygulanan çıplak aramada kişinin utanma duygusu açıkça ihlal etmekte olup psikolojik işkence haline dönüştürülmüştür. Diğer yandan mahpuslara uygulattırılmaya çalışılan ayakta sayım uygulaması insan onuruyla bağdaşmamakta olup bu uygulamaya karşı çıkan mahpuslara yönelik fiziki zorlama, darp ve yerde sürükleme gibi uygulamalar İşkencenin Önlenmesine Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi md. 1 kapsamında tanımlanan işkence suçuna vücut vermektedir.
İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi md. 2.’de ise özgürlüğünden mahrum bırakılmış kişilerin insani muamele ve insanın doğuştan kazandığı insan onuruna saygılı davranış görme hakkına sahip olduğu, hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluğun, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddi ve manevi koşullar altında çektirileceği, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamayacağı düzenlenmiştir. Kanunun md 4.’de ayrıca işkence yapmaya teşebbüs ve işkenceye iştirak veya suç ortaklığı yapan şahsın fiili suç sayarak cezalandırılması gerektiği düzenlenmiştir.
Bu temelde AİHS’nin 3. Maddesi olan “Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz” kuralını ihlal eden kamu görevlileri hakkında etkin bir soruşturma yürütülmesi gerekmektedir.
Geçtiğimiz süreç göz önüne alındığında önemle belirtmek gerekir ki Türkiye hapishanelerinde her geçen gün yayılarak artan süresiz dönüşümsüz açlık grevleri hapishanelerde yaşanan mahpus ölümleriyle birlikte oldukça kritik bir hal almıştır. Yaşanan süreç insan hak savunucuları olarak bizleri daha da endişelendirmektedir. Dolayısıyla süresiz açlık grevinde bulunan mahpuslara verilmesi gerekli vitamin başta olmak üzere açlık grevinde gerekli iaşelerin bir an önce sağlanması, insan onuruna yaraşır bir şekilde davranılması ve açlık grevinde bulunan mahpuslarının yanlarında refakatçi bulundurulacak şekilde barındırılması gerekmektedir. Ayrıca, Türk Tabipleri Birliği tarafından hazırlanmış “Açlık Grevi Sırasında Dikkat Edilmesi Gereken Konular” adlı bilgi notunun başta cezaevi idaresi tarafından dikkatle uygulaması aynı zamanda açlık grevi yapanlara iletilmesi oldukça elzemdir.
SONUÇ
Özgürlüğünden mahrum bırakılmış kişiler insani muamele ve insanın doğuştan kazandığı insan onuruna saygılı davranış görme hakkına sahip olduğundan cezaevlerinde bir daha buna benzer işkence ve kötü muamele olaylarının yaşanmaması için gerekli tüm idari tedbirler alınmalıdır. Özellikle Kahramanmaraş 2 Nolu L Tipi hapishanesinin yeni açılması sebebiyle bu tedbirlerin ivedilikle alınması şarttır. Aksi halde bu tür olaylara karışan kamu görevlileri nezdinde müsamaha ile yaklaşıldığı izlenimi uyandırmış olup bu durum işkence, eziyet ve insan haysiyeti ile bağdaşmayan muamele fiillerini gerçekleştirme temayülü olan kamu görevlilerini cesaretlendirebilecek ve fiiliyatta kalıcı bir uygulama haline dönüşerek toplumda devlete ve adalete duyulan güven duygusunu köklü bir şekilde zedelenebilecektir.