27 Temmuz 2020 günü İHD Batman şubemize bir başvuru yapıldı. Baba F. E. başvurusunda; “Kızım İ. E. 24.06.2020 tarihinde ortadan kayboldu. 9 gün sonra Kurtalan Öğretmenevinde kaldığına dair emniyete bilgi yansımış ve öğretmenevinde kaldığı anlaşılmıştır. Biz de oraya gidip kızımızı aldık. Kızım geldikten sonra Siirt Savcılığına şikâyet ettik. Kızım o zaman başından geçenleri anlatmıştı. Zorla alıkonulmuştu, tecavüze uğramıştı, kandırılmıştı. O zaman Adli Tıp’ta kızımı muayene ettiler ve eve geldik. En son 16.07.2020 tarihinde kızım evde tek başına iken, evde bulunan silahla intihar etti. İntihardan sonra cebine koyduğu mektubu gördüm. Siirt’te görevli bir uzman çavuş olan Musa Orhan tarafından kandırıldığını, tecavüze maruz kaldığını, zorla alıkonulduğunu mektubunda anlatmıştır. Mektubun paylaşılmasına rızam vardır. Mektupta şiddete maruz kaldığını, saçlarından sürüklendiğini, ilişki sonrası hapı verildiğini, kimsenin kendisine inanamayacağını, bekâretini sonra diktirebileceğini söylediğini belirtmiştir. Kızım halen yoğun bakımda tutulmaktadır. Sağlık durumu ciddiyetini koruyor” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bu başvurunun ardından, Batman şubemiz TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na durumu iletti.
İ. E., Musa Orhan tarafından maruz bırakıldığı cinsel saldırı olayını bir mektup ile anlatarak belki de ileride açılacak dosya açısından en önemli delili de kendisi yaratmıştı.
İ. E., topluma dayatılan “erkek egemen-feodal, militer” anlayışlara karşı bedenini ölüme bırakmayı tercih etti.
Henüz çocuk yaşta, henüz ergen bile değilken!
İ. E’ye yaşatılan bu zulmün faili, kendinden öncekiler gibi, “İktidar Yargı”sının koruması altına alındı. İşlediği bu büyük suçun hesabını veremeyeceğinden emin olarak, yaşamını devam ettirdi.
“Kadına Yönelik Şiddet Politiktir” gerçeği, bir kez daha yüzümüze vuruldu.
Ne iç hukuk, ne altına imza atılan uluslararası sözleşmeler, asıl gerçeği yansıtmıyordu.
Asıl gerçek, Musa Orhan’ın “giydiği üniforma” ve onun siyaseten ait olduğu anlayıştı.
Musa Orhan, devlet güçleri tarafından işlenen diğer cinsel işkence suçlarında olduğu gibi yargı tarafından korunmaya devam ediliyor.
İ. E. artık kendisini ifade edemeyecek. Ancak, ardında bıraktığı mektup, biz kadınlara emanettir.
Biz, İHD’li kadınlar olarak, bu mektubun arkasında, İ. E’nin yaşadığı mağduriyetin sözcüleri olmaya devam edeceğiz.
Musa Orhan tutuklanmalıdır.
İ. E. dosyası üzerindeki gizlilik kararı kaldırılmalıdır.
Yargı makamı, her türlü baskıdan özgür olarak, iç hukuk ve İstanbul Sözleşmesini temel alarak, bir yargılama yapmalı ve Musa Orhan gereken en ağır biçimde cezalandırılmalıdır.
İHD Merkezi Kadın Komisyonu